Mahşer: Kaptan Trips ya da Amerikan Tarzı Bir Yüzüklerin Efendisi Kurgusu

“Kendimize gerçekten böyle bir şey yaptıysak…”

Kara veba, kuş gribi, domuz gribi, şarbon, sars ve Kaptan Trips. İçlerinden birinin kurgu ürünü olması, insanlığı asırlar boyunca yiyip bitirmiş bu korkunç hastalıkların isimlerinin tüylerimizi ürpertmesine engel olmuyor. Kurgusal bir isim olmasına karşın “Kaptan Trips”in insan nüfusunu yok etmek için üretilmiş viral bir biyolojik silah olduğu gerçeği, diğerlerinin öyle olup olmadığı konusunda kafamızda soru işaretleri bırakıyor. Ya da sadece toplumda panik ve kaos yaratmak için, kapitalist düzenin yerinden biraz oynayan çarklarını düzeltebilmek için…

Mahşer (The Stand) Stephen King severler arasında şüphesiz en çok beğenilen, birçok okur tarafından baş tacı edilmiş eserlerden biridir. Temellerini yazarın “Night Surf” ismindeki kısa hikâyesinden alan roman ilk olarak 1978 yılında yayımlanmış, ardından 1990’da “Tam ve Sansürsüz” versiyonu piyasaya çıkmıştır. Sansürsüz tam metin ne yazık ki ülkemizde, yine Altın Kitaplar tarafından, ancak 2012’de çıkarılabilmiştir.

mahser-2

Mahşer, sahip olduğu fantastik atmosferle, aslında her döneme ait olabilecek bir şeyden, belli bir coğrafyanın nüfusunun büyük çoğunluğunu yok eden korkunç bir salgından bahseden bir kıyamet sonrası hikayesi. Ancak bu kurguda, özellikle şimdi, modern zaman insanını daha çok rahatsız eden bir şeyler var. Hükümetlerin, orduların gizledikleri, insanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan korkunç deneyler, savaşlar ve bu savaşlarda her yolun mubah olduğunun düşünülmesiyle ortaya çıkan korkunç yöntemler, biyolojik ve kimyasal silahlar, insanın dünyayı ve hemcinsini sadece birkaç dakikada yok edebileceği gerçeği ve medyanın hükümet baskısıyla söylediği yalanlar. Bütün bunlarla birlikte, insanlığın yıkıma gidişinin bu kadar kolay olduğu zamanlarda ve etrafta bu kadar kötülük varken hâlâ nasıl ayakta kalabildiğimizi bize sorgulattığı için bu denli başarılı belki de Mahşer ve diğer kıyamet sonrası kurgular.

mahser-3

Mehşer’i bilen bilir; eser, King’in özellikle fantastik lezzetlerle donattığı kitaplarında pek sık kullandığı tipik “iyi ve kötü” “karanlık ve aydınlık” arasındaki mücadelenin belki de en güzel işlendiği romanıdır. King, romanın yazım sürecinde birçok şeyden, özellikle Patty Hearst vakasından (bilmeyenler hemen şöyle bilgilenebilirler https://tr.wikipedia.org/wiki/Patty_Hearst ) , biyolojik silahlar ve bunların hayvanlar üzerinde denenmelerini seyrettiği bir belgeselden ve elbette Yüzüklerin Efendisi serisinden etkilendiğini dile getirir. Hatta kendisini aynen alıntılarsak: “Uzunca bir süre – en azından on sene boyunca – Yüzüklerin Efendisi gibi fantastik epik bir eser yaratmak istedim, hikâyenin geçtiği yerin Amerika olması gibi bir farkla. Sadece bunu nasıl yapacağımı bilemedim.

Yorumlar