Elindeki tabancayla kanatlı bir karıncanın sırtında seyahat eden kırmızı taytlı ve kafasında antenleri olan bir adam, bugün size belki komik geliyor olabilir; ancak Stan Lee ve Jack Kirby, Hank Pym’i yarattığında, yeni kahramanlarının oldukça başarılı olduğunu düşünmüşlerdi. Öyle ki, çizgi roman okurlarının karşısında ilk kez 1962 yılında Tales to Astonish #27’de çıkan Hank Pym, uzun yıllar boyunca Marvel evreninin en önemli olaylarının göbeğinde yer aldı. Hatta Marvel tarihini derinden etkileyecek kararlar bizzat onun ağzından çıktı.

Ant-Man’in okuyucuyla tanıştığı Tales to Astonish

Bu haftaki Marvel Süper Kahraman Dosyası’nda Marvel Sinematik Evreni’nin (MCU) 2. kısmının (Phase 2) son filminde hikayesi anlatılacak olan Karınca-Adam’ı mercek altına alıyoruz! Şimdi hep birlikte, çizgi roman dünyasının belki de en sık isim değiştiren süper kahramanına bir göz atalım.

(Yazar Notu: Temmuz 2015’te vizyona giren sinema filmi Ant-Man’in ana karakteri, dosyanın bu kısmında anlatılan Hank Pym değil, Scott Lang’tir. Scott Lang’in süper kahraman kimliğini merak edenler yazının 3. sayfasından devam edebilir.)

Bir Böceğin Yaşamı

Dr. Henry “Hank” Pym, genç ve güzel Maria Trovaya ile evlidir. Maria, hükümet muhalifi olduğu için ülkesinden iltica etmek zorunda kalmış bir ant-komünisttir ve ülkesindeki düşmanları tarafından aranmaktadır. Yeni evli çift, balayı için Maria’nın memleketi Macaristan’ı seçer. İşte tam bu sırada, Amerikan pasaportlarına güvenerek ülkeye giriş yapan Pym Ailesinin başına bir felaket gelir. Maria’nın tıpkı kocası Hank gibi bir bilim insanı olan babasının laboratuvarını yok eden komünist ajanlar, Pym çiftine de saldırır. Maria saldırıda ölür, Hank ise yaralı olarak kurtulur. Eşinin trajik kaybından sonra apar topar ABD’ye döner.

Pym, formülü kendi üstünde denerken (Tales to Astonish #27 – 1962).

Hank Pym, ABD’ye döndükten sonra kendini çalışmalarına verir. Gelecek vadeden, biyokimya başta olmak üzere bilimin birçok alanında ileri derecede bilgiye sahip olan Dr. Hank Pym, araştırmaları sonucunda “Pym Parçacığı” adını verdiği parçacıkları keşfeder. Bu parçacıkları kullanarak yaptığı serum sayesinde ise nesnelerin boyutunu değiştirebilmektedir. Özellikle taşımacalık ve ticaret alanında bir devrim niteliğindeki bu buluşun sınırlarını kontrol etmek isteyen Pym, icadını kendi üzerinde dener. Sonuç ise şaşırtıcıdır: Hank Pym, serum sayesinde bir karınca boyutuna kadar küçülmüş; ancak fiziksel gücü normal bir insanla aynı seviyede kalmıştır! Mucit doktorumuz, bir süre sonra insanlık için bir mucize olabilecek keşfinin aynı zamanda çok tehlikeli de olabileceğini düşünür ve serumlarını yok eder.

Pym, araştırmalarının sürdüğü sırada ABD hükümeti tarafından, bir grup bilim insanıyla birlikte yeni ve gizli bir projede görevlendirilir; fakat gruptaki diğer araştırmacılar, Rus gizli servisi olan KGB tarafından kaçırılır. İşte bu olay, onu tekrar serumlarını kullanmaya iter. Kendini bir karınca boyutuna getiren Doktor Pym, rehinelerin tutulduğu yere gizlice girer ve KGB ajanlarını haklar. Böylelikle Karınca-Adam olarak ilk resmi kahramanlığını yapmış olur.

Karınca deyip geçmeyin! Canınıza okuyabilirler! (Tales to Astonish #35 – 1962)

Komünistlerden çektiğini başka hiçbir şeyden çekmeyen kahramanımız, çalışmalarının devamında, “sosyal” böcekler olan karıncaların bir çeşit elektrik dalgası yoluyla iletişim kurduklarını keşfeder. Bunun yanı sıra, serumu aldığında vücudunun yaydığı hormonlar karıncaları kendisine çektiğini öğrenmiştir. Bunu avantaja çevirmek için araştırmalarını yoğunlaştırır ve karınca kolonileri üzerine yaptığı araştırmalar sonucunda onlarla iletişime geçmesini sağlayacak elektrik dalgalarını üreten bir kask tasarlar. Böylelikle Hank Pym’in, dünyanın her yerinde rahatlıkla ulaşabileceği, küçük dostları olur.

Eşek Arısı ile Karınca

Tıpkı karıncalar gibi sosyal canlılar olan arılar da Pym’in araştırmalarına konu olur. Pym, eşek arılarının birtakım özelliklerini, başka organizmalara aktarmanın yolunu bulur; ancak yeni bedenin bu özellikleri taşıyabilmesi için boyutunun Pym Serumu’yla küçültülmesi gerekmektedir. Pym, birkaç santim boyutunda, kanatlı ve vücudundan biyo-enerji topları çıkartabilen insanlar yaratmayı mümkün kılmıştır.

Wasp’ın göründüğü ilk sayıdan (Tales to Astonish #44 – 1963)

Hank Pym, araştırmalarını finanse etmesi için bir finansör ararken Vernon van Dyne adlı bir bilim insanıyla tanışır. Dış uzaydan dünyamıza açılması muhtemel kapılar üzerine araştırmalar yapan Van Dyne’in deneyleri beklenmedik bir sonuç verir ve dünyaya dev bir yaratık musallat olur. Yaratık önce kendisini dünyaya getiren kişiyi öldürür, ardından tüm şehri yıkım ve kargaşaya boğar. Vernon van Dyne’ın kızı, Janet van Dyne ise babasının intikamını almak için yanıp tutuşmaktadır. Babasının iş arkadaşı ve aynı zamanda hoşlandığı adam olan Hank Pym’in yanına giderek bu durumu ona anlatır. Durumun ciddiyetini ve Janet’in kararlılığnı gören Karınca-Adam, son buluşunu onun üstünde dener ve böylece Wasp (Eşek Arısı) doğar. İkili ilk iş olarak dış uzaydan gelen katil yaratığı öldürür. Daha sonra evlenecek ve Avengers’ın kurucu üyeliğini yapacak olan çiftin ilk yakınlaşması böylelikle gerçekleşir.