Marvel Süper Kahraman Dosyaları: Daredevil
Kime Niyet Kime Kısmet…
Spider-Man ve Fantastic Four’la 60’lı yılların başında ortalığı sallayan Marvel, bir sonraki bombasını patlatmadan önce çok titiz davranıyordu. Evet, o zamana kadar Iron Man, Thor ve Hulk gibi harika karakterler de yaratılmış ve başarılı olunmuştu. Fakat Spider-Man’i ve bir dereceye kadar Fantastic Four’u özel yapan şey; okuyucunun kendini karakterlerle daha kolay özdeşleştirebilmesiydi.
Şöyle düşünün; Hulk kendi gücünün korkusuyla yaşamak zorunda olan bir bilim adamı, Iron Man istediği her şeye sahip bir milyoner, Thor ise zaten koskoca şimşek tanrısı, daha ne olsun! Ancak Spider-Man, okuyuculardan hatta şu anda bu yazıyı okuyan sizlerden biri olabilecek kadar halkın içinden bir karakterdi. Reed Richards’ın zekasını göz ardı edecek olursak Fantastic Four’da benzer şekilde okuyucunun ailesini andıran, kendini daha yakın hissedebileceği karakter dinamiklerine sahipti.
Tüm bunlar göz önüne alınarak Stan Lee ve çizer Bill Everett tarafından tasarlanan Daredevil, yayınlanması planlanan 1963 Eylül ayına yetişmedi. Zira hem orijin hikayesinin çok iyi anlatılması isteniyor, hem de Stan Lee’nin yıllar sonra beyan edeceği gibi; Bill Everett çok yavaş çalışıyordu. Bu sebeple Daredevil yerine, karakterlerin orijin hikayelerinin anlatılmasına gerek olmadan, eldeki karakterlerle alelacele toparlanarak piyasaya sürülen Avengers #1 ortaya çıktı. Daredevil #1 ise ancak planlanan tarihten 7 ay sonra, 1964 Nisan’da okuyucuyla buluşabilecekti.
Korkusu Olmayan Adam!
Manhattan’ın Hell’s Kitchen adlı mahallesinde, okuyup adam olması için eski bir boksör olan babası Jack tarafından sürekli telkin edilerek büyütülen Matt Murdock, babasının beklentilerini kat be kat aşacağından habersiz, hayatına devam etmekteydi. Günün birinde Matt, kör bir vatandaşı kamyon kazasından kurtararak daha çocuk yaşta kahraman oldu. Ancak radyoaktif malzemeler taşıyan kamyondan yuvarlanan bir varilin içindeki sıvı yüzüne dökülmüş ve gözlerini kör etmişti. Şimdi “Radyoaktif malzemeyi cadde üstünden kamyonla nasıl bir zihniyet taşır?” diye sormayın. 51 yıl önce insanlar bunu pek sorgulamıyormuş anlaşılan…
Matt, iyileşme sürecindeyken radyoaktif sıvı yüzünden yok olan görme yeteneği yerine, diğer duyularının olabilecek en üst seviyeye yükselmiş olduğunu fark eder. Üstelik bir tür radar duyusu gelişmiş, dolayısıyla onun çevreyi algılayışını normal insanlardan çok daha üstün hale getirmiştir.
Matt kör olduktan sonra ringlere dönmeye karar veren babası, Fixer adlı bir gangsterin o akşam çıkacağı maçı satma teklifini reddeder, çünkü oğlu da izleyiciler arasındadır. Ancak bu kararını hayatıyla ödemek zorunda kalır. Babasının ölümüyle sarsılan Matt, sorumluları bir gün bulmayı kafasına koyar. Okulunu bitirip avukat olarak mezun olur ve yakın arkadaşı Foggy Nelson’la ortak bir avukatlık bürosu açar. Matt, artık Hell’s Kitchen’da adalete ihtiyacı olanlara sabahları avukat, geceleri ise korkusu olmayan adam Daredevil olarak yardım edecektir.
Çalkantılı Aşk Hayatı
Şimdi “Hemen orijin hikayesinden sonra adamın aşk hayatının yeri miydi?” diyebilirsiniz. Ancak genellikle Daredevil’in yayın hayatı boyunca en önemli kırılma noktaları, o dönemler hayatında olan kadınla direk bağlantılıdır.
Natasha Romanov (Black Widow)
70’li yıllarda henüz 18 yaşındayken, Daredevil #72’den itibaren derginin yazarlığına atanan Gerry Conway, ilk iş olarak çok sevdiği iki şeyi hikayeye katmak istemişti. Conway, Daredevil’i hem kişisel olarak çok sevdiği, hem de Fantastic Four ve Spider-Man gibi kahramanların cirit attığı bir şehir olmadığı için San Francisco’ya taşımaya karar vermişti. Bir süre sonra da yanına yine çok sevdiği ve Matt’le kimyalarının çok uyumlu olduğunu düşündüğü Black Widow’u eklemeye Marvel yönetimini ikna etti.
#81–124 arasında ortak olarak çalışan ikilinin sinerjisi, derginin ismini #93–108 arasında Daredevil & the Black Widow yapmaya yetecek kadar tutmuştu da. Ancak bir süre sonra satışlar düştüğü için Daredevil’in San Francisco macerası sona erdirildi. Black Widow ise Avengers’tan gelen teklifi değerlendirerek Matt’den ayrıldı.
Burada komik bir anekdot olarak şunu da belirteyim: Matt ve Natasha aynı apartmanda kalıyor, ama farklı dairelerde uyuyorlardı. Zira “Comics Code Authority” adlı kurallar gereği, çoluk çocuğun okuduğu çizgi romanlarda karakterlerin seviştiği izlenimi bile verilmesi yasaktı! Yani diyorlardı ki: “Sevgili olun, ama hobi olarak olun! Sevişmeyin!”
Karen Page
İlk önce Matt ve Foggy’nin avukatlık bürosunun sekreteri olarak okuyucuyla tanışmış, bir süre sonra da Matt’le romantik ilişkisi olmuştur. Ancak Karen, Matt’in gizli kimliğini öğrendiğinde bu ona çok gelmiş, daha sonraları bir çok defa daha tekrarlanacak uzun süreli ayrılıkların ilki yaşanmıştır. Hani ayrılıp ayrılıp barışan çiftler vardır ya? İşte Karen ve Matt’in ilişkisi de onlardan biri.
Karen, çizgi romanlarda hiç boy göstermediği uzunca bir aradan sonra, Frank Miller’ın serinin yazarlığını yaptığı 80’li yıllarda eroin bağımlısı bir porno oyuncusuna dönüşmüş olarak geri döner. Uyuşturucu parası karşılığında Daredevil’in gizli kimliğini satar ve bu bilginin Kingpin’e ulaşması Matt’in yaşadığı en zorlu dönemlerden biri olarak tarihe geçer. Karen sözkonusu olayın üstüne geçen yıllar üstüne, 90’ların sonunda Bullseye tarafından öldürülür.
Elektra Natchios (Elektra)
80’li yıllarda, Frank Miller’ın Daredevil’in geçmiş hikayelerindeki boşlukları dolduran Frank Miller, Matt’in üniversite aşkı olarak Elektra’yı hikayeye ekler. Matt’in dahil olduğu ninja klanına rakip klanda yetiştirilen Elektra (Biraz Türk filmi gibi bu bölüm), sık sık Matt’e rakip olarak hikayeye dahil olur ve aralarında tuhaf bir ilişki yaşanır.
Bullseye ve Elektra, kimin Kingpin’in baş suikastçisi olacağını belirlemek için aralarında savaşır. Sonuçta Bullseye, Elektra’yı kendi saisiyle öldürür (Bu konuya tekrar döneceğim).