Marvel Süper Kahraman Dosyaları: Vision
Makine mi yoksa insan mı? Yaşıyor mu yoksa çoktan öldü mü? Kafasının içinde kendine ait düşüncelere sahip mi? Hayır hayır, bu yazıda Black Sabbath’ın Iron Man’inin sözlerini Türkçeye çevirmiyoruz. Marvel süper kahramanlarından Vision’dan bahsediyoruz (Yazarın notu: Siz yine de yazıyı okurken fona Black Sabbath – Iron Man açın!)
1968’de John Buscema ve Roy Thomas tarafından Avengers’ın “Behold… The Vision” başlıklı 57. sayısında karşımıza çıkarılan ve günümüze kadar çeşitli çizgi romanlarda yer bulan Vision’ın orijin hikayesine bir göz atalım:
“Ben Vision, Babam Robot, Dedem Karınca!”
Marvel evrenindeki yapay zekaların belki de en ünlüsü ve en kötüsü olan Ultron’un hikayesini –burada– anlatmıştık. Hank Pym tarafından yaratılan ve başarısız bir deney olarak kayıtlara geçen Ultron, yaratım amacının dışına çıkarak insanlığı yok etmeye karar verir; fakat her seferinde kendine engel olan Avengers ekibini durdurmak hiç de kolay değildir. İşte bu yüzden, Avengers’la özel olarak ilgilenmek ve onları ilk fırsatta öldürmek üzere kendine bir yardımcı yaratır.
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu yardımcı Vision’dan başkası değildir. Yalnız burada dikkat çekmekte fayda var ki, insanlara karşı duyduğu nefretten başka herhangi bir duyguya sahip olmayan Ultron, Vision’ı yarattıktan sonra, onu sadece bir ölüm makinesi olarak yetiştirmiş, ona bir isim bile vermemiştir. Vision/Yanılsama-Görüntü ismi ise “İnsanlıkdışı, nefret dolu ve korkunç bir şeyin yansıması”na benzetilmesinden sonra kendisine takılmıştır. Kendisinin ne olduğunu sorgulamaya başlayan Vision’ın aldığı yegane cevap ise Avengers’ı öldürmekten başka bir amacının olmadığı, bu yüzden bir isme ya da sıfata sahip olmasının gereksizliği olmuştur. Sizi hiç sevmeyen ve bir isim vermeye bile tenezzül etmeyen bir aile tarafından yetiştirildiğinizi bir düşünün. Gerçekten çok korkunç olmalı!
İsmi Yok, Cismi Var, Nasıl Yani?
Esasında cismi de yok. Avengers’ı öldürmek üzere gönderilen Vision’ın yetenekleri arasında fiziksel bedeninin yoğunluğunu neredeyse yok olacak kadar azaltmak başta geliyor. Vision bu sayede duvarlardan geçip düşmanlarının fiziksel ya da enerji tabanlı saldırılarından zarar almadan kurtulabiliyor. Çizgi roman okurlarıyla buluştuğu ilk sayılar olan Avengers #57 ve #58’de bunu kolaylıkla yaptığını ve bir anda istediği forma geçebildiğini okucuya gösteriyor. Öte yandan Vision, vücut yoğunluğunu, Thor’un şiddetli saldırılarını kaldırabilecek ölçüde arttırıp deyim yerindeyse “elmas kadar sert” olabiliyor. Ultron tarafından yaratılan Vision’ın güçleri elbette ki bununla sınırlı değil!
Gözlerinden ve alnındaki noktadan, daha önce topladığı güneş ışınlarını yoğunlaştırıp yüksek sıcaklıklarda enerji saldırıları yapabiliyor. Bunun yanısıra yine güneşten yayılan doğal radyasyonu emip bir nevi fotosentez yaparak vücudu için gerekli enerjiyi toplayabiliyor. Elbette ki tüm bu yeteneklerin yanında insanüstü hız, güç, dayanıklılık ve çevikliğe sahip olması Vision’ın diğer yeteneklerinden. Bir robot olmasının getirisi olarak insanüstü zekaya ve adeta bir bilgisayar gibi tüm verileri toplayıp aynı anda hepsini işleyebilen bir beyne sahip olması da cabası.
Bitti mi? Tabii ki Hayır!
Aynı anda hem ev işi yapıp hem de çocuklara ders çalıştıran, bunu yaparken ocağın altını da kısmayı unutmayan Vision’ın yetenekleri elbette ki yukarıdakilerle sınırlı değil. Kendisinin hologramlarını yaratması, dış görünüşünü istediği şekilde değiştirip yeri geldiğinde görünmez olabilmesi, yoğunluğunu azaltıp yüksek hızlarda uçabilmesi ve duyduğu-kaydettiği tüm sesleri taklit edebilmesinin yanısıra onların sahiplerini ayırt edebilmesi de sentetik insanımızın diğer yeteneklerinden.
Elbette ki yaklaşık 40 yıldır çizgi romanlarda kendine yer bulmuş bir kahramanın tüm sayılar boyunca ortaya çıkardığı yeteneklerin hepsini saymamız imkansız; fakat buraya kadar olanlar bile, Vision’ın ne kadar güçlü olduğunu ve güçlerinin (Power-Set) ne denli çeşitli olduğunu göstermeye yetiyor. Ee, tüm Avengers takımını tek başına öldürmesi için gönderilmiş birinden daha azı beklenemezdi zaten!