Marvel Süper Suçlu Dosyaları: Crossbones

Brock Rumlow, nam-ı diğer Crossbones, çizgi romanların Demir Çağı’nın başlarında yaratılan karakterlerin birçoğunun ortak özelliklerini taşır: İnsan öldürme konusunda kabiliyetli, acımasız ve sert.

Frank Miller etkisinde Yarasa Adam’ın The Dark Knight Returns’te yeniden yorumlanması, Daredevil’ın “şiddete meyyalim vallahi dertten” diyerek sert bir portreyle okuyucu karşısına çıkması; Watchmen tarzı karamsar yorumların ana akım çizgi roman piyasasına girmesi gibi değişimler dönemin modasının ister istemez “karanlık ve şiddet” etrafında şekillenmesine sebep oldu.

Bu moda zamanla o kadar yaygınlaştı ki, Demir Çağ’ın bir diğer isminin Çizgi Romanların Karanlık Çağı / Dark Age of Comics olarak anılmasına sebep oldu. Dönemin önde gelen karakterleri, gözü pek ve sert yapıları sebebiyle Wolverine, Punisher, Batman, Daredevil, Spawn gibi karakterler (ve yeniden yorumlanmış halleri) kısa sürede pop kültürü ikonlarına dönüştü.

Karanlık Çağ’ın Tipik Kötü Adamı

Kahramanlar cephesinde dahi hal böyleyken, kötü adamların da durumunun farklı olması beklenemezdi. Çizgi Romanların Altın ve Gümüş Çağları’nda iyi ile kötüyü ayırmak basitti, ancak modern zamana gelindiğinde bu ayrımı yapmak güçleşiyordu. Eski kahramanlar insan öldürmezdi; ancak Punisher öldürüyordu. Eski kahramanlar etraflarına korku değil güven saçardı; ancak Batman’in ismi bile düşmanlarını tir tir titretmeye yetiyordu. Eski kahramanlar iyilik timsaliydi; ancak Spawn bir günahkardı. Durum böyleyken kahraman, anti kahraman ve suçlu ayrımı nasıl yapılacaktı? Sorunun yanıtı, esasında bambaşka bir yazının konusu; ancak biz kısaca “Kötü olmak için kötülük yapan” ya da “Kötülükten zevk alan” karakterlerin bu soruya verilecek yanıtlardan biri olduğunu söylemekle yetinebiliriz. Ve evet, Crossbones’u kötü adam kategorisine sokan özellik de tam olarak bu. O bir, psikopat.

Kieron Dwyer ve uzun yıllar Captain America yazarlığı yapmış Mark Gruenwald tarafından yaratılan Brock Rumlow, Crossbones ismiyle ilk olarak Kasım 1989’da Captain America #362’de okuyucu karşısına çıktı. Orijin hikayesi sayılabilecek öykü ise Mart 1991’de Captain America #383’te anlatıldı.

Crossbones

“Bana Crossbones derler cicim!”

Dönemin birçok karakteri gibi silahlı eğitim geçmişine, yakın dövüş ve silah kullanma becerilerine sahip Crossbones, aslında pek de büyük bir yaratıcılığın eseri değil. Yukarıda bahsettiğim gibi çizgi romanlarda şiddetin tavan yaptığı bu dönemde ordu geçmişine sahip ve paralı askerlik yapan birçok karakterden sadece biri. Üstelik, bana kalırsa belki de en sıkıcısı.

Kafatası ve Çapraz Kemikler: Neden Mizah?

Kendi ağzından cümlelerle “Gezegendeki en fesat, en kötü, en tü kaka adam” olan Red Skull’a çocukluğundan beri hayran olarak büyüyen Brock Rumlow, zekasıyla öne çıkan karakterlerden biri değil. Daha evvel kendisinden görevler aldığı ve hizmet ettiği kişinin, Nazi olan gerçek Red Skull değil; komünist olan Sovyet Red Skull’ı olduğunu anlayamaması da zaten bunun örneği. Düşünsenize: Çocukluk kahramanınız dünyanın ırkçılık sembolü (Hitler’i bile geçmiş!) olan bir Nazi. Siz de ona hizmet ettiğinizi düşünerek komünist bir Sovyet ajanının altında çalışıyorsunuz. Buradaki yanlışlığı bulmak için Tony Stark ya da Reed Richards kadar zeki olmaya sanırım gerek yok.

Görsel sizi yanıltmasın, burada erken boşalan partnerini teselli eden biri yok.

Görsel sizi yanıltmasın, burada erken boşalan partnerini teselli eden biri yok. Sadece Crossbones Red Skull’a olan hayranlığını anlatıyor.

Brock Rumlow’un Crossbones takma ismini alma hikayesi ise şöyle: Rumlow ve bir grup paralı asker, Komünist Red Skull’ın verdiği görev sonrasında, orijinal Red Skull’ın bulunduğu şatoya gizlice girerken yakalanır. Bu sırada Rumlow’un karşılarına çıkan ve ekibin yarısını öldüren yaratıkla verdiği mücadele Red Skull’ın dikkatini çeker. Zaten davetsiz misafirlerinin şatoya giriş sebebini merak eden Red Skull, Rumlow’u yakaladıktan sonra onu öldürmek yerine sorgulamayı seçer. Ancak burada ilginç bir olay yaşanır. Rumlow, Red Skull’ı düelloya davet eder. Red Skull tarafından kısa sürede bir güzel pataklanmasına rağmen dövüş yeteneklerinin işe yarar seviyede olduğu düşünülür. Böylelikle Nazi Red Skull tarafından işe alınır. O andan itibaren ustası tarafından ona bir isim takılır. Rumlow artık “Crossbones” yani “çapraz kemikler” olarak anılacaktır. Bir “kafatası” altında yer alan “çapraz kemikler” sembolünün ölüm ve tehlike anlamına gelmesi sanırım dönemin Marvel yazarları tarafından çok ilginç bulunmuş olmalı ki, Rumlow’a böyle yaratıcı (!) bir isim üretmişler.

Not: Yazının devamı, Crossbones’un çizgi romanlarda görüldüğü sayılar hakkında bilgi içermektedir. Sayfada yer alan bazı bilgiler Marvel karakterlerini MCU (Marvel Sinema Evreni) üzerinden takip edenler için spoiler olabilir.

Bu yazı, "Süper Suçlu Dosyaları" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar