İki yazıdır Marvel’den bahsediyorum, bu sefer DC ile ilgili bir yazıya niyetliydim. Ancak eski yazılarımdan birinde bahsettiğim Adam Wild gibi yurt dışından bir çizgi roman daha geçti elime ve eser Marvel’den. Üniversite çağlarımdan çok sevgili arkadaşım Zeynep Tekin’in, ABD’den bana posta yolu ile ulaştırdığı, Marvel NOW’un Moon Knight’ı (Ay Şövalyesi).

Yazıya olan katkısından ve çok sevdiğim bir karakter olan Moon Knight’ın ilk altı sayısını bana ulaştırmasından dolayı Zeynep’e buradan çok teşekkür ediyorum.

Ülkemizde ne kadar popüler bir çizgi roman olduğunu bilmediğim Moon Knight’ı, incelemeye başlamadan hemen önce, bu karakter hakkında kısaca bilgi vermek, onu tanımayanlar için uygun olur düşünüyorum.

Gece beyaz giymek? Aklı başında biri demedik zaten!

Kimdir Bu Ay Çöre… Yapmadım Tamam

Moon Knight, New York sokaklarında dolanan bir “vigilante“. Suçlulara, kötülere, kötü niyetlilere aman vermiyor. Öyle tutuklama falan da yok. Direkt öldürür, pataklar. Gerçek adı Marc Spector. Eski bir deniz piyadesi ve CIA ajanı. Üst düzey nişancı ve yakın dövüş uzmanı. Müthiş bir dedektif. CIA macerasının ardından paralı asker oluyor. Sudan’da bir görev esnasında takım arkadaşı Bushman tarafından ölüme terk ediliyor. Tam öbür dünyaya göçmüşken, Mısır İntikam Tanrısı Khonshu imdadına yetişiyor ve ona hayat veriyor. Dünyaya geri dönen Spector, hayatını intikama adıyor ve mazlumun, garibanın yanında, kötüye ceza veren bir savaş makinesi olarak hayatına devam ediyor.

Moon Knight, biraz Arrow, biraz Punisher, biraz da Batman. Bunlardan farklı olarak iki garipliği var. Birincisi, gecenin ortasında fosforlu beyaz bir kıyafet giymesi. Kulağa çok saçma gelen bu fikir için Moon Knight söyleceği tek bir şey oluyor: “Düşmanlarımın geldiğimi görmelerinden hoşlanıyorum.” İkincisi ise şizofren olması. Evet, Moon Knight bir şizofren ve çoklu kişilik bozukluğu yüzünden başı sıkça belaya giriyor. Kendini, Wolverine, Örümcek Adam zannettiği zamanlar dahi var. Hatta kendisini tüm Avengers sanıp, boyundan büyük işlere kalkıştığı da çok. Sürekli tanrısı Khonshu ile iletişim halinde olan, sıkıştığından ondan yardım alan ve bunların ne kadarı gerçek ne kadarı şizofreni asla anlayamayacağımız çok çarpık bir karakter Moon Knight.

Tanrısından aldığı özel giyecekle karşınızda Moon Knight

Karakter hakkında daha detaylı bilgi için evvelden hazırladığımız Moon Knight dosyasını okuyabilirsiniz:

Eve Dönüş

Gelelim yeni Moon Knight’a. Marc Spector daha önce bulunduğu Los Angeles’ı, ölü taklidi yaparak terk etmiş ve Marvel NOW! ile birlikte – şizofrenisi de sağolsun – yeni bir kimlik oluşturarak eski intikam alanı, New York’a dönmüş. Los Angeles’ta biriktirdiği paralarla New York’da yeni bir üs kuran Moon Knight, Marvel NOW’daki ilk altı sayısında sıradan sayılabilecek suçlulara dersini veriyor.

Moon Knight’ı ilk altı sayıda, yoldan çıkmış eski bir SHIELD ajanını, uykuda hastalarını tedavi ettiğini iddia eden yoz bir doktoru, küçük bir kızı kaçıran 20 kişilik bir çeteyi (özellikle bu maceradaki dövüş sahneleri gerçekten harika), Manhattan’da dolanan hayaletleri, eski düşmanı Black Spectre’ye özenen bir polisi, intikam için yola çıkmış bir paralı askeri durdurmak için uğraşırken buluyoruz.

“Kapıyı çalınca geldiğimi anlıyorlar, kusura bakmasınlar!”

Nefis Kompozisyon

Hikayeler Warren Ellis‘in kaleminden çıkma. Çok eşsiz hikayeler değil ama drama gerçekten çok güçlü. Diyaloglar, aforizmalarla dolu. Kısa ve öz kullanılan konuşma baloncukları çarpıcı cümleler sunuyor. Çizimler ise İrlandalı Declan Shalvey‘den. Deadpool, Wolverine ve X-Men, Dark Avengers, Carnage serilerinde çizim tecrübesi olan İrlandalı’nın, özellikle kavga sekanslarını çok detaylı ve anlaşılır ifade etmiş olmasının altını çizmek isterim. Moon Knight’ın, bir düş dünyasında seyahat ettiği sayfalarda çizimler gerçekten “şizofrenik“!

Türkçesini İsterük

Yıl olmuş 2015. Ay Şövalyesi çıkalı 40 yıl olmuş. 40. yılın şerefine bir kahraman kitabevi Türkçe’ye çevirir mi bu eseri bilmem… Ama çevirirse çok okuyucusu olur derim. Yok çevirisini bekleyemem diyorsanız; Marvel’in resmi sitesinden elektronik versiyonu sizi bekliyor.

Şizofreni ve kahramanlık… Buyurun efendim.