Ne Oldu Sana Superman?

Superman en büyük güçlere sahiptir (bence kendisini mesihten çok doğrudan tanrısal güçler taşıyan bir varlık olarak değerlendirmek daha doğru) ama sahip olduğu güçten daha fazla sorumluluk taşır. Düşmanları bile ona büyük bir saygı gösterirler. “Uzaylı da olsa insan insandır” lafının ete kemiğe bürünmüş halidir. Bizi kendimizi sevdiğimizden çok sever ve korumaya çalışır. Kendisine genellikle pek bir hasar gelmemesine rağmen etrafına verebileceği hasarların hep farkındadır. Etrafının güvenliğini sağlayana kadar bir eli arkada bağlı dövüşmeyi her zaman kabul eder. İlk iş hasmını alıp kendisi dışında bir kişiye zarar veremeyeceği bir mecraya çeker, arada ve orada yiyeceği dayağa razı olur. Ruh halini ve değerlerini en iyi anlatan cümlelerden biri budur:

“Kurşun geçirmez olmak diye bir şey yok, tam tersine kurşunlar benden sektiği için çevremdeki insanlar sürekli tehlike altındalar ve bu beni daha da dikkatli ve kırılgan yapıyor.”

Mesajı da hep daha iyi bir Dünya ve daha iyi bir İnsanlık üzerine olmuştur. Sahip olduğu güçlerle Dünya’yı kolaylıkla yönetebilecekken, amacı hem Kriptonlu, hem de Dünyalı ailelerinin yönlendirmeleriyle “insanlara iyi örnek olmak” olmuştur. “Her felakete yetiş, herkesi kurtar”dan ziyade “o kadar iyi bir örnek ol ki, kimse kurtarılmak zorunda kalmasın” çok çok güçlü bir mesajdır ve aslında Superman’i klasik bir vigilante, yani yasaların dışında hareket eden bir kurtarıcı olmaktan da çıkarır. Birçok süper kahraman “kendi kendini atamış hakim” iken, o daha çok “kanun koyucu” gibidir. Ters gideni düzeltmenin ötesinde, olması gerekeni gösteren rolündedir.

Superman’in modern zaman sinema uyarlamalarını özellikle bu yüzden sevemiyorum mesela, Superman gibi değil şu anda beyaz perdedeki Superman; en azından benim bildiğim, sevdiğim Superman gibi değil hiç. Her yeri yakıyor yıkıyor, can alıyor… Oysa erdemlerinden en büyüğü bir bakışıyla bile öldürebilecekken, hiç öldürmemesi değil midir? Göğsünde “umut” taşır o, varlığıyla, duruşuyla insanları daha iyi olmaya iter. Sinemalardaki Kriptonlu’nun ise pek de öyle bir şey yaptığı yok…

world-without-superman

“Ya arkadaş çizgi roman kahramanı işte bunlar uçsun, kaçsın, süper kötülerle tepişsin seviyorum ben, niye bu kadar çok anlamlar yüklüyorsun?”, “Süperlerin örnek kişilikler olmasına ne gerek var?” derseniz de diyeceğim şudur: insanlığın daha iyi bir yere gitmesini istiyorsak feyz alabileceğimiz iyi örneklere ihtiyacımız var. Kahramanlara ihtiyacımız var, bizi kurtarmak için değil belki ama kendi kendimizi kurtarmamızda bize yön vermeleri için. Süperler bunun için iyi bir başlangıç noktası, modern zamanların masalları olarak bugünün çizgi romanları ve sinema öyküleri yarınımızı şekillendirmekte etkili olacaktır. Tek etmen onlar değil elbette, ama daha iyi bir yarın, daha iyi süperlerden geçiyor bence. Ne kazandık ki daha karanlık bir Superman’imiz olunca? Sadece içimiz karardı…

Yorumlar