Red Sonja – Kitap 2: Ok Ustası
Aslında Red Sonja hakkındaki bu kısacık yazı dizisini her hafta bir yazı olacak şekilde üç haftada bitirmeyi düşünüyordum. “Hangi yazı dizisi?” dediğinizi duyar gibiyim ve haklısınız da. Aşağıdaki, 27 Haziran tarihli yazımla başlayan, ancak özel yaşamıma ve iş dünyasına bağlı nedenlerden dolayı bir türlü devam edemediğim dizi. Dolayısıyla önce buyurun ilk yazıya bir göz atın, hatırlayın isterseniz. Sonra başlayalım.
Red Sonja – Kitap 1: Kılıçlı Dişi Şeytan… Serüven BaşlıyorÖnceki yazımda “…Ancak o başka bir hikaye” demişim hani. “O başka bir hikaye(ler)“den bahsedeceğim şimdi.
Bu yazımda birinci cilde dair çok minik “spoiler”lar olabilir. Gerçi sizin için “spoiler” ise yazdıklarım, hala Sonja’yı almamışsınız demektir ki bu sizin ayıbınız ve “spoiler”ı hak ediyorsunuz!
Gir Artık Konuya Yahu!
Tamam haklısınız; Marmara Çizgi ile Türkçe olarak hayat bulan Red Sonja’nın ikinci ciltinin ismi Ok Ustası. İsminden belli olacağı üzere bu serüvende bir ya da birkaç ok ustası var ve fakat Red Sonja onlardan biri değil. Geçen serüvende kendisini karanlık bir tanrının elçisi olarak tanıtarak, halkı kandıran güçlü bir yabanılla cenk eden Sonja, bu yeni macerada kaldığı yerden devam ediyor ve bu sefer çeliğini bu karanlık tanrının ta kendisine çeviriyor.
Maceranın başında bir kurban etme ayinini basan Sonja, rahiplerden belli bilgiler edinip yola çıkar. Yol üstünde bir köye gelir ve köyün yağmalanmış olduğunu görüp soruşturmaya başlar.
Bir “Kitap 1” Değil, Ama Yüksek Tempo
Ok Ustası yoğun aksiyon içeren bir serüven. Ancak kabul etmek gerekir ki ilk ciltteki kadar yüksek bir tempo yok. Bunun temel nedeni Ok Ustası‘nın geçmişe dönüşlerle süslü olması. Evet, bu biraz tempoyu düşürüyor ama bu uzun soluklu serüvende, Sonja’nın geçmişini öğrenmemiz için kısa, hareketli maceralar da sunuyor. Maceralar esnasında da Sonja’nın güçlerini nasıl aldığına, savaşçının yolunu neden tercih ettiğine, küçük yaştaki aile ilişkilerine dair bilgiler ediniyoruz.
Savaş makinesi kahramanımız serüven boyunca önüne geleni biçerken, peşindeki azılı bir canlıyla da amansız düellolar yaşar. Cildin ilk sayfalarından itibaren Red Sonja’yı ne olduğunu anlayamadığımız, iri, savaşçı ama insan olmayan, kendi ifadesiyle “insandan öte, iblisten beri..bir yanı katil bir yani büyücü” habis bir canlı takip eder. Bu son derece güçlü “şey” için Red Sonja ilk ciltten tanıdığımız dostların desteğini alacaktır.
Görsellik
4 fasikülün bir araya getirildiği bu ciltte çizimler, kutu kullanımları, baloncuklar genel olarak tatmin edici diyebilirim. Sadece geçmişe dönülen bazı bölümlerde çizimler fazla “çizgi film”vari geldi bana. Bu kadar kanın gövdeyi götürdüğü bir türde, 13 yaş altı çizimler atmosferi bozuyor sanki.
Serüvene Devam
İkinci cilt tam macera değil. Yani cilt bitince işlenen mevzu çözüme ulaşmıyor. Bu ilk etapta kulağa biraz gıcık gelse de türü sevenler için gerçekten merak uyandıran bir hikayesi var. Daha doğrusu sıradan bir hikaye merak uyandıracak şekilde işlenmiş.
Dramatik anları, heyecanlı savaş sekansları, karanlık canlıları, büyüleri ile akıp giden hikaye öyle bir noktada kesiliyor ki, hem kızıyor hem de merak ediyor insan.
Bu çizgi romanı edinmenin tek riski var… Devamını çok merak edeceksiniz.
“Şunu bilin ki prensim, Kimmeryalı’nın Hyboria Krallığını kasıp kavurduğu günlerde Onunkine karşı koyabilen çok az kılıçtan biri, Hyrkanialı kadın savaşçı Red Sonja’nınkiydi.”