Aksiyon, kan, süper güçler mi arıyorsunuz? X-men belki ihtiyacınızı karşılar, ama sizler de ben gibi “Tamam, X-men iyi güzel de, biraz da farklı bir konseptte, daha kanlı bir hikaye okusak nasıl olur?” diyorsanız Bloodshot’ı hemen alıp okumalısınız. Keza söz konusu şiddetse epey agrasif bir hikayesi var diyebilirim. İlk ciltte çoğunlukla “şunu öldüreyim, şu da bana yanlış yaptı onu da öldüreyim, sen bana iyilik yaptın ama seni de öldürebilirim” kafasında bir Bloodshot ile karşılaşmıştık. Bu durum şu an her ne kadar absürd gelse de, karakterin doğası gereği pek de yadırgamamak gerekir. Örneğin isminiz Mehmet, tatlı bir aileniz var, çoluk çocuk vs vs. Bir gün fark ediyorsunuz ki adınız Mehmet değil ve aileniz diye bildiğiniz herkes de beyninizde gelişen bir çeşit yanılsama.

Evet, şimdi biraz empati yapmış olduk. İşte bu durumda siz de sizi bu duruma düşüren herkesin cezasını çekmesini sağlamak isteyebilirsiniz. Her şeyden öte de gerçekten kim olduğunuzu merak edebilirsiniz.

Her Bölümde Biraz Daha Oturan Bloodshot Kimliği

Bloodshot amnesia gibi bir durum yaşadığı için geçmişi, ailesi, fikirleri hatta nasıl göründüğüne dair fikirleri olmayan bir varlık. Varlık diyorum çünkü hayatı boyunca hiç sosyalize olmamış bir kişi yaşayamayacağı gibi insan da olamaz. Herkes gerek ailesi, gittiği okul, oturduğu semt veya yaşadığı ülke gibi sebeplerden dolayı farklı  şekillerde sosyalleşir. Peki ya daha önce çok şey yaşamış, ama o anıları her görevinden sonra silindiği için hiçbir şey yaşamamış olan Bloodshot? İşte bu sebepten dolayı Bloodshot ne tam olarak bir robot ne de tam olarak bir insan. O ayrı bir varlık. Bloodshot’ın hafızası düzenli olarak silindiği için henüz oturmamış bir karakter demek doğru olur diye düşünüyorum. En azından ilk iki cilt için öyle diyebilirim.

İkinci ciltte geçmişi ile alakalı daha fazla bilgiye sahip olsak da kendisi bu durumdan bi haber. Bloodshot’ın kimliği daha yeni yeni oturuyor. Çünkü gerçek duyguları henüz yeni fark etmeye başlıyor. Hüzün, öfke… İşte bu duygular ise onu tek bir hedefe götürüyor; Rising Spirit!

Kuretich isimli eski bir Rising Spirit çalışanının yardımıyla Rising Spirit merkezlerinden birisi olan Mahzen‘e giren Bloodshot, bütün güvenlik önlemlerini geçerek alt katlara doğru iner. Orada kendi geçmişi ve diğer birçok sırra ulaşacağına inanır. Mahzen’e geldiğinde kendisi gibi deney ürünleri ve zorla tutulan özel yeteneklere sahip çocuklar görür. Buna daha fazla sinirlenen Bloodshot, kırılan kemiğiyle bile düşmanlarını öldürür. Tamam kemik çok keskindir ama önüne çıkan herkesi ve her şeyi öldürmek… Serinin bu Hack and Slash kafası bence zayıf noktalardan bir tanesi. Ellerinde çok güzel bir malzeme varken sadece önüne geleni yakıp yıkan bir hikaye sunarak bence ciddi hata ediyorlar. İşin içine politikayı daha fazla katarak hikayeye bir derinlik verebilirlerdi. Bu şekilde “ABD tarafından yaratılan bir silah ABD’ye saldırırsa” gibi bir durum söz konusu oluyor.

İlk iki cilt içerisinde de en azından Pentagon’u bir kere de olsa görmek isterdim. Bloodshot’ın Rising Spirit‘in elinden kurtulduğunu çeşitli politikacılar veya ordu mensuplarının tartıştığı paneller görmek… Bunun yerine bu ciltte derinlikten yoksun sadece şiddet içeren bir hikaye gördük. Oysaki birinci cilt akıllarda soru işareti, kalplarde de heyecan bırakmıştı. Özellikle Bloodshot’a verilen “Ayaklı Wikileaks” lakabı bile seride politik bir derinlik beklememi sağlamıştı… İkinci ciltte kalitesini bozmayan  şey ise çizimler ve renkler, hala aynı güzellikteler. İlk ciltte de olduğu gibi Manuel Garcia bu defa kendi sınırını biraz daha aşmış gibi duruyor. Özellikle yeni gözüken Gamma karakterinin çizimleri beni benden aldı. Sanırım Gamma’nın boğum boğum elleri yakamızdan uzun süre düşmeyecek.

Yukarıda biraz olumsuz konuşmuş olabilirim ama serinin 3. cildi bence işleri çok güzel toparlayacak. Valiant Comics’in Harbringer serisi ile Bloodshot ortak gelişen bir hikaye ile 3. ciltte karşımıza çıkacak. Zaten sanıyorum ki, ikinci cilt bir nebze de olsa bu ortak hikayenin oluşması için bu şekilde oldu. Keza nasıl bağlayacaklarını cildin sonlarına doğru çok rahat anlıyoruz. Hatta Harbringer’ların tahmini olarak Bloodshot ile ciddi hüsumetlerinin olacağını da düşünüyorum. Takipte kalmakta epey fayda var.