Rüyaların Lorduna Yeniden Merhaba: Sandman – Prelüdler ve Noktürnler
-
Zülfikar Yamaç
- Çizgi Roman
- 22 Kasım 2016
Çizgi roman tarihinde ciddi manada fark yaratmayı başarmış bazı seriler olduğunu söyleyerek giriş yapıyorum. İlk aklıma gelenler; V for Vendetta, Watchmen, Sandman.
Ülkemizde daha evvelden tüm ciltleri basılan, ancak son yıllarda tükenen baskısından dolayı iyice bulanamayan ürün kategorisinde değerlendirebileceğimiz seri, İthaki Yayınları tarafından tekrar yayınlanmaya başladı. Sanırım son zamanlarda aldığım en iyi haberlerden ilki bu oldu. İkincisine biraz daha sabır… Konuyu dağıtmadan ilerleyelim. 1988 – 1996 yılları arasında yayınlanan serinin yazar koltuğunda tıpkı ana karakter Morpheus gibi siyahlar içinde gezmeyi seven, Amerikan Tanrıları, Mezarlık Kitabı, Yıldız Tozu gibi başarılı işlere imza atan Neil Gaiman var. Heyecanımın sebeplerinden birisi bu. Diğeri ise Sandman’in ta kendisi. Namıdiğer Rüyalar Lordu, Düşlerin Efendisi, Sonsuzlar’dan biri olan Morpheus.
Rüyaların Tutsak Olduğu Gece
Tarih 10 Haziran 1916. Dolunay vakti. Kendilerine Kadim Gizemler Tarikatı diyen büyü ve metafiziksel hadiselerle ilgilenen bir örgüt, yıllardır planladıkları ayin için harekete geçer. Amaçları ölümsüzlüğe ulaşmak, ölüm kavramını hayatlarından çıkartmak için Ölüm’ün kendisini esir almak. Uzun yıllar boyunca bu hayal için hazırlanırlar. Ancak ne kadar planlarsanız planlayın, işler her zaman istediğiniz gibi gitmez. Ölüm yerine yanlışlıkla Rüyaların Efendisini, Düş’ü, Morpheus’u tutsak ederler. Yapılan yanlışlığın etkileri tüm dünyada etkilerini göstermeye başlar. O andan itibaren dünyanın her yerinde insanlar rüyalara mahkum olurlar. Gecenin getirdiği en büyük armağan tam anlamıyla eziyete dönüşür.
Yıllar hiç olmadığı kadar yavaş akar Morpheus için, tutsaklığı boyunca. Zamanın kumları birbiri üstüne birikir gider, saniyeler saatlerden yavaş geçer. Tarih 70 yıl sonrasını gösterir ve Sandman bir insan ömrüne eşdeğer sabrının karşılığını alır. 1988 yılında, içinde biriken tüm intikam hırsıyla birlikte serbest kalır. Kendisini tutsak eden aileden geçen onca yılın öcünü alır. Rüyaların sahibi tabiri caizse tekrar görev başına gelir. Kendisini tutsak edenlerden kurtulsa da, karşısında daha büyük bir engel daha vardır. Rüyalar alemine ve rüyalara hükmetmek için yakalandığı sırada kendisinden çalınan aletlerini bulmak zorundadır. Rüyalara, düşlere kapı aralayan kum dolu bir Kese, yıllar önce ölen bir tanrının kemiklerinden kendi elleriyle yaptığı bir Miğfer ve sahip olduğu gücün önemli bir miktarını aktardığı kırmızı bir Mücevher. Tekrar Düşdiyara hükmetmek ve eski gücüne kavuşabilmek için sırasıyla aletlerinin peşine düşer. Bunun için cehennemin en dibinden başlayıp kendi diyarında devam eden ölüm kalım savaşları verir.
Sandman yüzlerine kum serper ve tatlı rüyalar verir uyuyanlara. Ancak ya ortalıkta yokken rüyaların akıbeti ne yöne doğru gider…
Tatlı Rüyalar…
Başından sonuna kadar aynı heyecanla okuduğum bir cilt oldu Prelüdler ve Noktürnler. Sandman’in bu ilk cildi tutsaklığıyla başlayıp rüyalara hükmetme savaşına uzanan yolu ele alıyor. Karakterin kim ya da ne olduğunu anlamak açısından çok güzel başlıyor hikaye. Neil Gaiman’ın senaryo kısmında resmen çizgi roman alanında zirveye ulaştığı hikayeyi hepsi birbirinden yetenekli çizerler görsel bir şölene dönüştürüyor. Bunların arasında Sam Keith, Mike Dringenberg, Malcolm Jones III ve kapak tasarımlarıyla harikalar yaratan Dave McKean var.
Seksenli yılların sonundan başlayıp doksanların ortalarına kadar toplam 10 cilt halinde yayınlanan Sandman, kendisinden beklenenin çok ötesinde bir seri olmayı başarıyor. Hatta Vertigo Yayın Yönetmeni Karen Berger’in sözleri durumu en iyi anlatan sözcükler sanırım:
“Sandman hiç de benim beklediğim gibi bir seri olmadı. İyi ki de olmadı. Hayal bile etmediğim bir şeye dönüştü…”
Hakikaten öyle oldu. Yazarının korku, fantastik ve mitolojik ögeleri sonuna kadar sömürüp en iyi şekilde kullanmayı başardığı seride çizerleri bunlara en uygun tasvirleri seçtiğini, bunları eserde kullandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Neil Gaiman’ın kaleme aldığı eşsiz diyaloglarla Sandman bir çizgi roman karakterinden daha fazlasına dönüştü. Bu çizgi romanda Morpheus’un yaptıklarından çok söyledikleri, konuşmaları akıllarda kalıyor. DC için aylık bir seri olarak yayınlanması planlanan Sandman, zaman geçtikçe bambaşka bir başarıya ulaşıp çizgi roman literatürüne resmen adını altın harflerle yazdırdı. Kazandığı birçok ödülün yanında özellikle A Midsummer Nights Dream adlı öyküyle bu alanda Dünya Fantezi Ödülünü alan ilk ve tek çizgi roman olma başarısını gösterdi. Seri öncesi ve sonrası, bölümleri, karakterleri vs. ile ilgili daha ayrıntılı bir okuma yapmak isteyenleri şu yazımıza alayım:
Sandman: Hikayelerin Daimi Prensi