Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları – Tesla Silahı

Eleştiriler

Yazının bu kısmı öykünün içeriğine yöneliktir ve yoğun oranda SPOILER içerir! Hikayeyi okumadıysanız bu kısma geçmeniz önerilmez!

Bunların haricinde, Tesla Silahı’na hikayesel anlamda birkaç yönden eleştiri getirilebilir:

Aksiyonun tavan yaptığı anda karşımıza çıkan Sarıkayalı Halil ve Pehlivanköylü İsmail karşılaşmasında, bir sonraki sayfada kıran kırana bir güreş izleyeceğimizi sanarken, öykü hop diye başka bir sahneye atlıyor. İçten içe “İki yiğit çıktı meydane” diye başladığımız maniye devam edemiyoruz. Buradan vesileyle Devrim Kunter’e sesleniyorum: “Eyy Devrim Kunter, bize kıran kırana bir güreş sahnesi borçlusun. Güreş olmadı, yumruk yumruğa kavga oldu, o da olumlu.”

Güreş

“İki yiğit çıktı meydane!”

Doktor Aziz, pehlivan Süleyman ve mucit Münevver öyküde kendine yer bulmalarına ve kişilik özelliklerini az çok gösterebilmelerine rağmen, ekibin keskin nişancısı Esat son ana kadar ortalarda pek gözükmüyor. Ekipte bir casusun varlığından şüphelenildiği dönemde geçen hikayede silik karakterlerin daha çok dikkat çektiğini düşünüyorum.

Şu ana kadar tüm yaptıklarıyla idealist ve iyi ahlaklı bir karakter olduğunun mesajını veren Seyfettin’in Bünyamin’le karşılaştığı sahne ise kafalarda soru işaretleri oluşturuyor: Seyfettin Efendi, kazanma uğruna, savunmasız bir insanın hayatını yok sayabilecek tipte biri mi? Açıkçası ben o sahnede mühendisin bir şekilde kurtulacağını, Esat’ın uzak’tan bir atışla Bünyamin’i öldüreceğini yahut yaralayacağını düşünüyordum. Tahminlerimin boşa çıkması Seyfettin’in karakterini sorgulamama itti.

Tesla Silahı hakkındaki ilk izlenimlerim şimdilik böyle. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Sizce teşkilattaki casus kim?

Yorumlar