Superman Unchained: All-Star Bir Çizgi Roman
Şimdi gelelim grubun solo gitaristi konumunda gördüğüm Superman’e. Kendisini tanıtmaya gerek duymuyorum. Onu “Superman Unchained” üzerinden anlatmak istiyorum. Scott’ın yine harika monologlarıyla konuşturduğu Superman, bu hikayede gücünün sınırlarını keşfediyor. 75 senelik macerasında defalarca karşılaştığı Lex Luthor, Brianiac, Metallo veya Doomsday gibi süper suçluların aksine, bu sefer kendisine rakip olarak bilenen kişi gerçek bir Scott Synder klasiği: Wraith!
Scott’ın Baykuşlar Divanın’da Batman’in karşısına çıkardığı bu köklü organizasyona benzer şekilde “The Machine” isminde bir örgüt var. Bu terörist örgüt, sadece Metropolis’i değil, dünyayı değiştirmek istiyor. “İlkel çağlara dönelim” zihniyetinde özetleyebileceğimiz bu örgütün bağlantıları enteresan yerlere uzanırken, Wraith de hikayenin bir nevi “Talon”u olarak sahneye çıkıyor. Superman’e daha iyi bir alternatif olan Wraith, bu seri için yaratılmış tek atımlık bir süper suçlu. Bu adama Süper diyorsak onun için Ultra falan dememiz gerekiyor. Kendisi adeta bir Superman 2.0. Onun gibi uzaydan gelmiş, ama bir çiftçi ailesi olan Kent’lere değil bizzat Amerikan Ordusunun eline geçmiş. Gerçek anlamda bir silah olarak yetiştirilen Wraith’in, Superman’i oyuncak niyetine oynadığı sayfaları okuduğunuzda sizinde tüyleriniz diken diken olacaktır.
Scott, Superman’i çok iyi analiz etmiş bir yazar. Karşısına onun özelliklerine sahip gerçek bir Amerikan askeri koyduğunda Superman’den öte Clark’ın ne kadar insani, ne kadar farklı bir yerde olduğunu anlıyorsunuz. Wraith’in tutumunu Superman’in İkinci Dünya Savaşı rolüyle kıyaslamak mümkün. Amerikan Rüyasının vazgeçilmez bir parçası, ama karşısında zamanın biçimlendirdiği bir Superman bulduğunda onun da kendini keşfetme serüveni başlamış oluyor. Hani Superman için söylenen, “Aşırı milliyetçi, uçan Amerikan bayrağı” gibi yakıştırmalara bir cevap olarak yazılmış çağdaş ve daha Dünya vatandaşı bir Superman görüyoruz. Sadece ve sadece insanoğlunun iyiliği için var olan bu kahramanın bu halini okuyan herkes çok sevecektir.
Çizgi romanın one shot bir iş olduğunu ve dokuz sayıdan oluştuğunu hatırlatalım. Haziran 2013’te başlayan macerası Kasım 2014’te sona eriyor. Comic-Con’da yayınlanacağı açıklandıktan sonra sağlam reklamı yapılan bu eser, ilk sayısı ile 250 bin kopya olarak satışa konuluyor ve 1.25 milyon dolar gibi yüksek bir meblağa ulaşıyor. Üç ay boyunca en çok satanlardan inmeyen çizgi roman Superman’in yanı sıra Batman, Wonder Woman ve Lex Luthor’u da içeriyor. İlk sayısı itibari ile IGN tarafından 8.9 alan eser, Newsrama’dan 7, Comic Book Resources’tan ise 5 üzerinden 4.5 yıldız alarak ne kadar iyi bir eser olduğunu da kanıtlıyor.
Superman’i ele alış şekli olsun, Lois’in serideki rolü, The Machine örgütünün ürkütücülüğü, Wraith’in yarattığı gerilim, Lex’in zekası ve Lee’nin eşsiz çizimleriyle çizgi romanı iki günde okudum. Çizgi romanda Scott’ın kullanmayı çok sevdiği geçmişe dönüş sekanslarının ve ters köşelerin sizleri nirvanaya çıkaracağını garanti edebilirim. Piyasada Türkçe çevirisi mevcut değil ve çevirileceğine dair da bir haber yok. Ama Superman’i tanımak istiyorum, New 52’ye dair güzel bir şeyler okumak istiyorum, Scott, Mickey Mouse yazsa okurum diyorsanız İngilizce edinmenizi şiddetle tavsiye ederim. “Batman v Superman: Dawn of Justice filminde kim döver?” diye soracak olursanız, gözüm kapalı Superman derim ancak Zack Snyder’ın yorumu ne olacak buna hep beraber şahit olacağız…