Başlıktan da belli olacağı üzere Yapı Kredi Yayınları’nca (YKY) ülkemize kazandırılan Superman’in Yeni Dünya’sından bahsedeceğim. Ancak genel olarak bu seriden bahsetmek yerine cilt, cilt incelemeyi tercih ettim, dolayısıyla bu yazıyla bir Superman Yeni Dünya inceleme serisi başlatmış bulunuyorum.

Yeni Dünya’nın ilk cildi, YKY tarafından Ağustos 2013 tarihinde kitapçılara gönderildi. Üçüncü cilt de Ekim 2015’de piyasaya çıktı. Amerika’da çıkış tarihi ilk cilt için 2010, üçüncü cilt için 2015. YKY sayesinde bu seriyi taze takip ediyoruz diyebilirim. Sosyal medya ortamında YKY’nin cilt aralarında çok beklediğine dair şikayetler okumuşluğum var. Hoş, bu seri zaten yılda bir çıkıyor ABD’de ama o isyanlar mı işe yaramış ya da başka bir nedenden dolayı bilemiyorum, sadece çizgi roman basmayan bir firma için bu serideki tarihler oldukça başarılı diyebilirim.

Adam hesap kitap işlerinde de “süper”

Yepyeni Bir Dünya…mı?

Kısmen. Hikaye, Clark’ın büyüdüğü kasabayı terk edip kendini aramasıyla başlıyor. Biraz uzaylılık, biraz ergenlik, biraz kafa karışıklığı derken bunalıma giren Clark iş aramaya başlar (Adamımızın iş aradığı kareler gerçekten eğlenceli). Şehrin varoşlarında, yıkık dökük bir apartman dairesi kiralayarak kabul aldığı işlerin hangisini seçeceğini düşünür. Süper güç, süper sorumluluklar mı yoksa çok sevdiği insan ırkına kaynayıp onlar gibi yaşamak mı? Artık depresyonun eşiğindeyken ona bir işaret gelir. Tyrell adında bir uzaylı dünyayı yok etmek istemektedir. Neden? Nasıl? (Okuyunuz, öğreniniz.) Üstelik o kadar güçlüdür ki, dünyanın tüm güçleri çaresizdir. Clark beklediği işareti almıştır. Seçiminin ne olması gerektiği aşikardır.

Evet konusu genel hatlarıyla bu. Superman’in bilindik hikayesinde malum olduğunuz üzere General Zod ve dadaşlar dünyaya niyetlenirler. Ancak Yeni Dünya’da Superman’i harekete geçiren Tyrell adında bir uzaylıdır. Bu anlamda bir yenilik sunuyor diyebiliriz Yeni Dünya için. Tyrell‘in hikayesi bu serüvende anlatılıyor ama kısaca değinmek gerekirse o bir Dheronlu (Kripton’un komşu gezegeni) ve Kriptonlular’la derdi var.

“Arrrghh!”..”Ay ne tatlı!”

Biraz Acele mi Etmişler Ne?

Yeni Dünya’yı okurken biraz hızlıca akan bir hikaye okudum sanki. Bir karakteri yeni sunar gibi başlayıp herşeyin birden olduğu bir macera bu. Süper kahramanların güçlerini keşfettiği anlar bir noktadan sonra sıkıcı gelse de (Bkz. bilmem kaç kere el değiştiren Örümcek Adam ve neredeyse her yeni filminde ısırılıp, güç keşfederek bize fenalıklar getiren Peter Parker) güçleri, bir karakteri o karakter yapan unsurlardır. Dolayısıyla -hele bir de sıfırdan başlıyorsak- biraz değinilmesinden yanayım diyebilirim. Bu süreçler Yeni Dünya’da neredeyse yok gibi. Aynı şekilde kutup bölgesindeki evini keşfedişi, oluşturması hiç betimlenmemiş.  Bu acelecilik haricinde serüven genel hatlarıyla akıcı, eğlenceli diyebilirim.

Yukarıdaki paragrafta değindiğim konuda, yine YKY’den çıkan Süperman ve Çelik Adamlar çok iyi bir örnektir. Başlarda o denli kendini bilmez bir halde kahramanlık yapar ki Clark, kot pantolonla -evet doğru okudunuz, kot pantalonla- (bir durup düşününce tayttan daha mı iyi ne sanki?) düşmanlara karşı koyar. Yeni Dünya, Clark’ın güçlerini keşfetmesi anlamında, Süperman ve Çelik Adamlar’a çok rakip olamıyor malesef.

Kripton’un sonu!..ancak herşey görüldüğü gibi değildir..yoksa öyle midir?

Çizimler de mi acele ne? Bilmiyorum ama çizimleri çok daha iyi Superman’ler, çizgi romanlar okumuştuk. Her ne kadar Aydemir Akbaş vücutlu Christopher Reeve bir jenerasyona Superman’i sevdirmiş olsa da son dönem Supermanlerin daha yapılı çizildiğini kabul etmek gerek. Yeni Dünya Cilt 1’de de bu performansı görmek isterdim açıkçası. Bunun  haricinde gözü çok tırmalayan bir detay yok.

Superman’i Tanımak İçin..

..diyeceğim o da değil tam olarak…Superman’i çok seviyorsanız bu seriye başlayın. Yok “ben çizgi romanda felseye, derinliğe önem veririm” ya da “okurum ama Superman hayranı değilim” türü konularsa derdiniz, bu macera sizi açar mı emin değilim. Yeni Dünya’ya hoş geldiniz.

“Biliyorum Lara… Ama güçlü olacak. Neredeyse yok edilemez olacak.” – Jor-El