Superman Yeni Dünya Cilt 2 – Parazit’in Doğuşu
-
Doğa Önen
- Çizgi Roman
- 21 Şubat 2016
Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Superman Yeni Dünya Serisi’ni incelemeye devam ediyoruz. Birinci cilt hakkındaki görüşlerimi yazalı uzunca bir süre oldu, hatırlamak isterseniz aşağıdaki linke bir göz atabilirsiniz. İkinci cilt ABD’de 2012 yılının Ekim Ayı’nda piyasaya çıkmış. Türkiye’de ise Nisan 2014 itibariyle raflardaki yerini almıştı.
Ev Tuttum, İş Tamam… Gelsin Kahramanlık
Birinci ciltte ne olmuştu? (Yukarıda link var, okuyun işte bana sormayın) Ergen bunalımlar söz konusuydu. İkinci cilt itibariyle Clark Kent, içine sinen (o dairenin neresi içine sindiyse artık) bir daire bulmuştur. İş yerinde de Superman hakkında yapmış olduğu başarılı haber sayesinde (çakal seni) müdürünün gözüne girmiştir. Artık hayatta ne istediğine dair nettir. Bir yandan sevdiği insanlarla zaman geçirip, diğer yandan Dünya’yı ve masumları koruyacaktır.
Bu ciltte de aynı ilk ciltte olduğu gibi hem Clark Kent’in hayatı, hem de Superman’in hayatı kendi içlerindeki sorunlarla, hüzünlerle, mutluluklarla anlatılmış. Clark, Metropolis’deki ilk flörtünü yaşarken, onun habercilikte başarısını fazlaca başarılı bulan Lois Lane, Clark hakkında detaylı araştırmalar yapmaya başlıyor. Superman ise ABD’den uzaklarda bir yerde, bir adada tsunamizedelere yardım etmeye çalışırken, adanın diktatörünü alt etmek için planlar yapıyor.
Bütün bu karmaşa esnasında, sanki hiç işi yokmuş gibi, Clark/Superman bir de çok yeni ve çok çok güçlü bir rakiple karşılaşmak zorunda kalacak. Parazit! Gerçek adı Raymond Jensen’dir. Kendisi meşhur S.T.A.R Laboratuvarları’nda, işlediği suçların delillerini yok etmeye çalışırken, kilitli kaldığı odada her türlü enerjiyi emen, her türlü enerjiye açlık duyan ölümcül Parazit’e dönüşmüştür. Bunlar olmadan önce de sorunlu bir çocukluk yaşayan, sadist bir psikopattır zaten. Haliyle böyle korkunç güçlerle donatılınca da es kaza, tam bir kıyım makinesine dönüşür. Superman’in üstün güçleri Parazit’i durdurabilecek mi?
Hey Gidi Eski Parazit?
Heralde gençlik zamanlarımı hatırlatıyor diye ben 80’lerin Paraziti’ni daha bir sevdim. Yaptıkları ile değil, çizimiyle. Bu serideki Parazit’e değişiklik katmak için sanki fazla zorlamışlar gibi geldi bana. Mor, sade Parazit çizimleri aklımda daha sağlam yer tuttu modern versiyonuna göre. Hele ciltin arkasında eskizler var ki “Bu yine sadeleştirilmiş haliymiş, iyi bari” dedirttirdi bana.
İlk ciltteki çizerle bu ciltte de devam edildiği için Superman çizimlerinde yaşadığım mutsuzluk bu ciltte de devam etti açıkcası. “Biraz daha iri Sayın Shane Davis, biraz daha kaslı, lütfen“. Bununla birlikte çok beğendiğim aksiyon sahneleri de var ve aynı çizer çok güzel betimlemiş.
Koleksiyona Devam
Hem Clark’ın hem de Superman’in yaşamı arasında gidip gelen hikayesi, sonlara doğru biraz sünse de, koleksiyona devam etmemiz için bir neden. İlk ciltte bahsettiğim gibi Superman’in kahramanlığa başladığı dönemlerdeki gel-gitlerini, onca güce rağmen duygularını kontrol etmekte zorlanmasını, olabildiğince insan olan bu uzaylıyı tanımamızı temiz bir şekilde anlatan senaryosu bize “koleksiyona devam” dedirtti.
“Bütün zamanların en ikonik süper kahramanı hakkındaki en iyi yorumlamalardan biri.” – USA TODAY