Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Superman Yeni Dünya Serisi’ni incelemeye devam ediyoruz. Üçüncü ciltteyiz. Bu cilt ABD’de Şubat 2015’de piyasaya çıkmış. Türkiye’de ise Ekim 2015’de. İlk ciltten bu yana, bu seriyi Türkiye okuyucularına getirme konusunda YKY bayağı hızlanmış görünüyor. Bunun birçok nedeni olabilir. Serinin iznini almak için bürokratik işlemler, YKY’nin çizgi romandaki potansiyeli daha iyi görmesi, çizgi roman severlerden geçmişte sıkça duyduğumuz “YKY serileri çok geç çıkarıyor” şikayetleri gibi. Öyle ya da böyle, büyük bir yayınevinin çizgi roman konusunda elini eskiye göre çabuk tutması sevindirici. Umalım istikrarı bozmasın.

Olaylar Olaylar

İlk iki ciltin incelemelerini okuyanlar bu serinin benim için çok aman aman bir yenilik sunmadığını az çok anlamışlardır. Evet, keyifli maceralardı ikisi de, ama o kadar. Üçüncü ciltle bu seriye bir şans daha vereyim dedim. İyi ki de vermişim, çünkü seri bambaşka bir hale geldi!

Lois ile arkadaşlıkları bu ciltte yeni bir boyut kazanıyor

İlk iki cilt boyunca ABD Hükümeti, Superman’e karşı temkinliydi. Üçüncü ciltte bu kaygı tavan yapıyor. Superman’i -eğer gerekirse- nasıl durdurabileceklerini araştırmaya hız veriyorlar. İşte bu noktadan itibaren farklı bir Superman hikayesi okumaya başlıyoruz. ABD Hükümeti, önemli bilim insanları olan Lex ve Alexandra Luthor çifti ile çalışmaya başlıyor. İkili, Superman’in, Tyrell (Cilt 1) ile olan mücadelesini inceleyip Kriptonlu’nun zayıf noktalarını bulmaya çalışıyorlar.

Luthor çifti ve hükümet, planları üzerinde çalışadursun Dünya’ya yeni bir ziyaretçi geliyor. İsmi Zod-El. Kal-El’in yani Clark’ın yani Superman’in amcası. Superman yıkılmakta olan bir köprünün üzerindeki canlıları kurtarırken birden ortaya çıkıyor ve ona yardımcı oluyor. Kripton yok olmadan önce gezegen dışında bir keşif gezisine çıktığı için kurtulmuş ve o ondan beri de Kal-El’i aramakta olduğunu anlatıyor Superman’e… ve böylece aile artık buluşmuş oluyor.

Çok Farklı Bir Superman Hikayesi

Bu cilt, ilk ciltle çok, ikinci cilt ile de nispeten az da olsa bağlantılı. Dolayısıyla bu ciltle birlikte harika bir seri oluşmuş diyebilirim. İlk iki ciltteki hikayeler, üçüncü ciltle birlikte tamamen oturuyor, olgunlaşıyor. General Zod yorumu, Lex Luthor yorumu bildiğimizden çok farklı. Değişiklik Superman’in klasik hikayelerini tekrar okumak zorunda bırakmıyor bizi. Özellikle Luthor yorumu sizi de etkileyecektir diye düşünüyorum.

Çok farklı bir Luthor yorumu bizleri bekliyor

Cilt boyunca Clark’ın aşk hayatındaki gelişmelere, kimliğinin ilk kez ortaya çıkmasına (evet, Superman, billindik hikayelere göre çok çabuk ifşa oluyor bu seride), Lois ile olan arkadaşlığının ilerlemesine, Dünya’yı koruma görevinde yalnız olması gerekmediğini anlamasına, Luthor’un “doğuşu”na dair bilgiler alıyoruz. Hikayede ufak bir Batman göndermesi de var.

Cilt boyunca aksiyon hiç durmuyor desem yalan olmaz. Ama Superman, ama Zod irili ufaklı bir aksiyonun içinde mutlaka yer alıyorlar. O açıdan da okurları mutlu edecektir.

Yeni bir Superman çizimiyle karşı karşıyayız bu ciltte. Geçen iki ciltteki Superman çizimleri benim için ne kadar hayal kırılığı olduysa bu ciltteki o kadar mutluluk verici. Çizer değişmesi kendini belli ediyor. Çeviriler, kutulamalar sorunsuz görünüyor.

Yıllar sonra aile biraraya geliyor

Devamı Gelsin

İlk iki cilt sadece Superman hayranları için uygun diyordum, ama bu ciltle birlikte her çizgi roman severin severek takip edeceği bir seri haline geldi Yeni Dünya. Bilindik karakterlere farklı yorumlar getirerek bambaşka bir dünya yaratılmış. Çizimleri de her ciltte daha iyiye gidiyor. Serinin yazarı Straczynski’nin Newsrama sitesine verdiği bir bilgiye göre, DC Comics bu seriyi Straczynski istediği sürece devam ettirmek istiyormuş. Bize de “Hikaye böyle gelişecekse Straczynski hiç vazgeçmez umarız” demek kalıyor galiba.

“…artık yalnız olmadığımı bilmenin benim için ne anlama geldiğini tahmin bile edemezsin ve bu arada hoş geldin.” Kal-El, Zod-El’e sesleniyor.