The Punisher MAX: Rusya Ana – Bay Castle İle Kısa Bir Rusya Turu
Başlangıç (1) ve İrlanda Mutfağı (2). MAX Comics aracılığı ile dünyaya yeni bir The Punisher serisi bu iki sayı ile sunulmuştu. Marmara Çizgi de sağolsun hemen Türkçe okurlar ile buluşturdu bu seriyi. Rusya Ana (3) da serinin üçüncüsü.
20 Mayıs 2014’de kendi blogumda o ara yeni piyasaya sürülen The Punisher 1 ve 2 ile ilgili bir yazı yazmıştım ve kadere bakın ki Soma Faciası’na denk gelmişti. Aslında denk gelmemişti tabii ki. Onca can kaybından sonra gelmeyecek olan adaletten o kadar emindim ki kızgınlıkla The Punisher’a sarılmıştım ve ardından bir şeyler karalamıştım internete. Yine kaderin cilvesi olacak ki yine bir maden faciası ve yeni bir The Punisher sayısı… Ve tabii ki ben yine aynı kızgınlıkla sayfalara hücum ettim.
Ne İlgisi Var Bunun Çizgi Romanla?
The Punisher’ı tanımayıp “Ne anlatıyor bu adam yahu?” diyen okuyucular için, karakterin kısa özetini geçmemde yarar var sanırım:
Frank Castle ve ailesi Central Park-New York’da piknik yaparlarken, bir mafya infazına şahit olurlar. Geride hiç tanık bırakmak istemeyen mafya, Castle’ın ailesini de ateş açar. Askeri geçmişinin verdiği tecrübe ile elinden geldiğince ailesini korumaya çalışsa da her şey aniden olmuştur ve Castle, tüm ailesini kaybeder. Asla gelmeyen adaleti kendisi sağlamak için yemin eder ve The Punisher doğar. Castle artık bu ismi kullanmaya başlayacak ve bir yargısız infazcı olacaktır. Sadece ailesine zarar verenlere değil tüm kötülere karşı savaş açar ve uyuşturucu tacirlerine, kadın satıcılarına, mafyaya vb. tüm pisliklere sorgusuz sualsiz ölüm saçmaya başlar.
Peki Rusya Ana’da neler oluyor?
Bu macerada ABD silahlı kuvvetleri bir çeşit virüsü ele geçirmeye çalışıyor. Kuvvetli bir biyolojik silah hammaddesi olan bu virüs, bir çocuğun vücuduna zerk edilmiş durumdadır ve eski S.H.I.E.L.D. Başkanı Fury, çocuğun ele geçirilmesi için The Punisher ile anlaşır. Yalnız ufak bir sorun vardır. Çocuk, Rusya’da, bir nükleer füze üssündedir!
Macera boyunca “Castle kendini aşmış” desek yanlış olmaz. Genelde yerel çalışan The Punisher, gizli bir operasyonla Rusya’ya üstelik bir nükleer üsse baskın yapıyor. Frank Castle, serüvenlerinde sıkça katliam yapar ancak bu serüvenin Castle için bile fazla kanlı olduğunu söylemeliyim.
Çizimler detaylı. Gölgelendirmeler, Castle’ın dünyasını ifade etmek için yeterince karanlık. Bunları tamamlayan bir de senaryo var. Evet, bir çizgi roman için bile biraz “uçmuş” bir konusu var serüvenin ama söz konusu The Punisher olunca, olmaz olmaz! Yazar Garth Ennis, bu iddialı senaryoyu harika bir kurgu ile de güçlendirmiş.
The Punisher, bir çizgi roman olarak hep şiddet sınırlarını zorlamıştır. Bu yeni The Punisher; limitleri bayağı bir yukarı çekmiş diyebilirim. Gerçi biz Spawn gördük ama yine de The Punisher için en az 13+ yaş grubu demeliyim.
Karaman’da vuku bulan maden kazası rezaleti, hepimizi yine umutsuz bir adalet beklentisine sokacaktır. Kazaların önlenmesi için hiç bir düzenleme olmayacağını ve suçluları bulma noktasında ise sadece yetkisiz birkaç kişiye üç-beş kuruşluk para cezaları olacağını hepimiz biliyoruz. Elimizden sorumluluları “Allah’a havale etmek”ten başka bir şey de gelmeyecek. Tabii ki elinde bir silahla manyağın tekinin “Sorumlu bunlar!” deyip önüne geleni vurmasını asla beklemiyorum ve aklı başında kimse de beklememeli… ama beklemekten de sabrımız tükenmeye başladı.
Rusya soğuk, kalın giyinin.