Uzay Yolundaki Yeşil Fenerler – Star Trek Green Lantern: Spectrum War

Enterprise gemisinin genç kaptanı Kirk ve korkusuz ekibi, uzayda tuhaf bir oluşumu incelerken garip ölü bir uzaylı ve renkli birtakım yüzükler bulurlar. Başmühendis Scotty, merakla incelerken birden bire harekete geçen yüzüklerin her biri kendine yeni bir kullanıcı bulacak ve onlara inanılmaz güçler verecektir. Bu satırlarda hangi yüzüklerden bahsettiğimi bilmiyorsanız zaten bu çizgi roman size göre değil. Aslında belki de en önemli soru, bu çizgi romanın kime göre olduğu.

Bir Garip Ortaklık

Mike Johnson tarafından kaleme alınan ve Angelo Hernandez tarafından çizilen altı sayılık “Star Trek Green Lantern: Spectrum War” serisi, eminim fikir halindeyken kulağa çok daha iyi geliyordu. İki uzay operasının buluşmasından şaşırtıcı derecede iyi bir sonuç çıkabilirdi. Ancak bu haliyle sonuç sadece şaşırtıcı olmakla kalmış.

Aslında Scotty, yüzükleri kaza eseri çalıştırana kadar enteresan bir Star Trek hikayesi izliyor gibiyiz. Ortada tuhaf bir gizem var ve Enterprise ekibi neler olduğunu anlamaya çalışıyor. Yüzükler kendilerine Star Trek evreninden yeni kullanıcılar seçmeye başladığı anda işler de çığrından çıkmaya başlıyor.

spectrum-war-2

Green Lantern olarak baş rolde Hal Jordan’ı görüyoruz. Star Trek kadrosu ise yeni model J.J. Abrams kadrosu. Nekron yüzünden kendi evrenini terk etmek zorunda kalan DC evreni kaçkınlarının Star Trek evrenine gelmesi, ama gelirken yanlarında kendi kötü adamlarını da getirmesi enteresan bir şekilde işlenebilirdi. Gerek Sinestro gerekse Atrocitus, Klingon ve Romulanlar ile karşılaştıklarında ortaya son derece ilginç işler çıkarma potansiyeli olan kötüler. Mike Johnson, bu tarz bir karşılaşmanın sinyallerini de veriyor ama her şey o kadar çabuk gelişiyor ki, ne olduğunu anlamadan galaksimizi kurtarmaya girişiyoruz. Sonuçta okuduğumuz şey, uzun yıllardır devam eden bir dizinin yedinci sezonunun özet görüntüleri gibi oluyor.

Ne Yüzüğü? Ne Kalkanı?

Johnson’un büyük bir hatası, bu alternatif gerçeklik hikayesinde birleşen tarafların evrenlerini anlatmaya hiç gayret etmemesi. Sizden hem Star Trek, hem de Green Lantern’e hakim olmanız bekleniyor ki, bunun oldukça ciddi bir yeterlilik şartı olduğu aşikar. DC’nin muhtemelen en karmaşık taraflarından biri olan Green Lantern mevzuu Star Trek sevenlere hoş gelebilecekken bir “çıkan kısmın özeti” bile yapılmaması her şeyi bozuyor. Sonuçta hem Star Trek hem de Green Lantern’e hakim değilseniz, neyin ne olduğunun pek anlaşılmadığı bir hikaye çıkıyor ortaya.

Hernandez’in çizimleri fonksiyonel, ama öyle çok da şaşırtıcı değil. DC’nin iki sene önceki tarzına öykünen çizimler Green Lantern’in yeni havasının eskisine göre ne kadar iyi olduğunun altını çiziyor ki, bu iyi bir şey değil. Star Trek kadrosunun Lantern Corps hallerini görmek ilk başta enteresan bir fikir olsa da eğlence çabucak yerini saçmalığa bırakıyor.

spectrum-war-3

İşleri bozan en önemli unsur, olay örgüsünde dengenin yokluğu. Star Trek macerası gibi başlıyoruz, ama çok kısa bir sürede Green Lantern kötülerinin evreni tehdit ettiği bir Green Lantern macerasında buluyoruz kendimizi. Green Lantern kötüleri de Star Trek kötülerinden çok daha büyük, çok daha abartılı oldukları için güya Star Trek evreninde geçen bu tuhaf hikayede Enterprise ekibi, etkisiz eleman ve komedi ögesi rollerini alıyor.

Galaksiyi Kurtartırken Kaptanlık Kavgası

“Star Trek, Green Lantern: Spectrum War”, aslında en az otuz sayı olması ve çok daha iyi yazılması gereken bir çizgi roman. Bu kadar sıkıştırıp, bu kadar kötü yazınca da elimizde kalan birbirine maçoluk taslayan Hal Jordan ve James T. Kirk eşliğinde birden bire galaksiyi tehdit eden bir kötüye karşı kullanılan bir deus ex machina oluyor. Vulcan’ın canlanması, kırmızı ve sarı yüzüklerin Romulan ve Klingonlara gitmesi, yüzüklerin gizemi gibi detaylıca işlenebilecek konular çöpe gidiyor.

spectrum-war-4

Sadece hem Star Trek hem de Green Lantern hayranlarına hitap edebilecek bir çizgi roman bu. Ama zaten ikisini de yeterince seviyorsanız kabak tadı verecek. Zaten hem Star Trek hem Green Lantern seven olarak kaç kişisiniz ki dünyada?

Ne enteresan adamlarsınız siz… Bir ara buluşalım, üçünüzle de tanışmak istiyorum…

Yorumlar