Watchmen – Alışılmışın Dışında Bir Çizgi Roman
Alan Moore’un 1986-1987 arası yazdığı ve yakın zamanda sinemaya uyarlanmış efsane grafik roman Watchmen, çoğu kült çevrelerce yerleşik çizgi roman kalıplarını yerle bir eden, tekrar tanımlayan yapıt olarak bilinir.
Tecavüz, katliam, ve ahlaki açıdan en iyi ihtimalle gri olan karakterler gibi, zamanına göre karanlık temalar içermesinin yanı sıra, çizgi romanlarda kullanılan pek çok unsuru da eleştirmesi, onu Amerika çizgi roman tarihinde Dark Age (Karanlık Çağ) denilen dönemin en önemli eserlerinden biri yapar – hatta bazıları dönemi başlatan eser olduğunu savunur.
Kalıpları Kırmak
Çizgi roman tarihinde Karanlık Çağ, gerçekçiliğe önem verildiği, yetişkin temaların sonuna kadar kullanıldığı; süper kahraman klişeleri, kostüm tasarımları gibi çizgi romana has unsurların tekrar gözden geçirildiği bir dönemdir. Watchmen’de bunların hepsinden hatırı sayılır miktarda bulmak mümkündür. Çizgi roman kültürüne ve Action Comics’e yapılan meta referanslar bunlardan biridir; zira Watchmen evreni de, bizim evrenimiz gibi çizgi roman denilen şeyin var olduğu bir evrendir, hatta kurgusal DC karakterleri kahramanlara ilham kaynağı olarak Watchmen’in doğuşuna sebep olmuştur.
Watchmen’de süper kahramanların polisten bağımsız, paramiliter bir şekilde var olmasının, toplumu gerçekte nasıl etkileyeceği üzerinde de durulur. Zira süper kahramanlar yasaya hesap verme zorunluluğu olmayan, kimliğini maske ile gizleyen, silahlı sivillerdir. Onların bu dokunulmazlığına tepki olarak çıkan polis grevi ve isyanlar sırasında ortaya atılan slogan “Gözcüleri kim gözlüyor?” çizgi roman boyunca tekrar tekrar karşımıza çıkacaktır.
Süper kahraman kostümleri, serinin bir diğer eleştiri konusudur. Pelerinlerin hiçbir pratik faydası olmamasından, sağa sola takıldığından bahsedilir. Kahramanlardan biri, pelerininin kapıya sıkışması sonucu ölmüştür. İlk nesil kahramanlardan Sally Jupiter mankendir, seride bir çok kez farklı karakterler tarafından kostümünün ne kadar açık olduğuna değinilir – bu kadın süper kahramanların kıyafetlerine göndermedir. Komedyen, yaralandıktan sonra kostüm giymeyi bırakır ve zırh giymeye başlar.
Gordion Düğümü
Watchmen’de bir iki yerde referansı yapılan ve sonunda hikayesi anlatılan Gordion düğümü, “Türk zekası” diyebileceğimiz bir pratik düşünme alegorisidir. Kör düğümü çözemeyen İskender, pratik bir alternatif getirerek düğümü kesmiştir. Bu ideal çözüm değildir, ama tek çözümdür.
Bu hikayenin seride değinilmesinin sebebi, çizgi romanın yazıldığı Soğuk Savaş döneminin siyasal iklimidir. Sovyetler Birliği ve Amerika arasındaki bu çözümsüz ve nükleer savaşla bitmesinden korkulan silahlanma yarışı, iki tarafın da üstünlük kuramaması sebebiyle yıllarca devam eder. Ozymandias çözümü düğümü kesmekte bulur ve nispeten daha az sayıda insanı katlederek nükleer savaş çıkmasını önler.
Serideki bir diğer motif de; gazete standında çizgi roman okuyan çocuktur. Okuduğu çizgi romanın kahramanı, gemisinin karaya vurması sonucu ıssız adada mahsur kalan bir kaptandır. Cesetlerden sal yapar ve ölü insanların sırtlarında adadan kurtulur. O insanların feda edilmesi, onun hayatının kurtulmasını sağlamıştır. Bu hikayenin seride geçmesinin sebebi ise, Ozymandias’ın planına göndermede bulunmaktır. İnsanlık, Ozymandias’ın katliamı sonucu hayatı feda edilenlerin ölümleri sayesinde kurtulacaktır. Şimdiden iyi okumalar…
Konuk Yazar: Doğa Bayran