X-Men Hakkında İlginç Bilgiler
Kiminiz filmlerden, kiminiz 90’lı yıllardaki o ünlü çizgi filminden, kiminiz ise asıl kaynağı olan çizgi romanlardan bir şekilde tanışıyor onlarla. Peki acaba X-Men hakkında şu soruların cevaplarını biliyor muydunuz?
1. X-Men Ne Kadar Eskiye Dayanıyor?
X-Men’in ilk sayısı, 10 Eylül 1963 yılında Marvel Comics tarafından yayınlanmıştır.
2. X-Men’in Yaratıcıları Kimdir?
Orijinal X-Men kadrosu, Avengers, Thor, Hulk ve Fantastic Four gibi günümüzde herkesin tanıdığı Marvel karakterlerinin de yaratıcısı olan yaşayan efsane Stan Lee ve merhum Jack Kirby tarafından yaratılmıştır. Jack Kirby serinin ilk 17, Stan Lee ise ilk 19 sayısına emek vermiştir.
Stan Lee’yi hemen hemen tüm Marvel filmlerinde aldığı küçük cameo rollerde görebilirsiniz (Bilmeyenler için, siyah kemik çerçeveli gözlük takan, 90 yaşlarında bıyıklı bir amcadır kendisi). Jack Kirby ise malesef aramızdan 1994 yılında ayrılmıştır.
3. X-Men, DC Comics’ten Çalıntı mı?
X-Men’in, DC Comics’in Haziran 1963’te My Greatest Adventure #80’de yayınlamaya başladığı Doom Patrol adlı ekibe pek çok yönden benzerlik gösterdiği iddia edilmektedir. Doom Patrol, güçleri yüzünden dışlanan bir grup kahraman ve onları toplayarak bir amaç veren, tekerlekli sandalyeye mahkum deha Doktor Niles Caulder’ın maceralarını konu almaktadır. Seri, 1968 yılında sona ermiştir.
Çizgi roman tarihçileri, X-Men’in Doom Patrol’dan çalıntı olup olmadığı konusunda farklı teoriler ortaya atar. Kimisi basitçe benzerliklere ve tarih çizelgesine bakarak bunun tartışmaya bile açık olmadığını savunur. Diğer taraftan Doom Patrol’un asıl Fantastic Four’dan çalıntı olduğunu iddia edenler vardır. Ayrıca 3 ay gibi kısa bir sürede yeni bir çizgi roman çıkarmanın imkansız olduğunu da iddialarını güçlendirmek için öne sürerler.
Kişisel görüşüm şudur: Dönemin çizgi roman piyasası çok küçük ve ucuzdu. Şimdilerde olduğu gibi yazar ve çizerler ayda bir – iki öykü çizerek ya da tasarlayarak geçinebilecek parayı toparlayamıyordu. O yüzden çok daha hızlı karar vererek yeni çalışmalar ortaya koyuyorlardı. Yani dönemin şartlarında X-Men’in tasarım ve üretim sürecinin 3 ayda tamamlanabileceğini varsaymak hiç de yanlış olmaz. Bunun yanında Marvel ve DC, yine sektör çok küçük olduğundan ortak bir havuzdan yazar ve çizer kadrosu kullanıyordu. Dolayısıyla temaların bir noktadan sonra birbirine girmesi kaçınılmazdı.
X-Men, Doom Patrol’dan esinlenmiş olması çok olasıdır. Ancak X-Men’i X-Men yapan orijinal yaratıldığı hali değildir! Okumaya devam ediniz…
4. Orijinal Kadro Kimlerden Oluşuyor?
X-Men’i film ya da çizgi dizilerden tanıyanlar için şu bilgiyi vermek isterim: Orijinal X-Men kadrosu, ilk 66 sayısı boyunca Proffessor Charles Xavier önderliğinde Cyclops, Beast, Angel, Marvel Girl ve Iceman’den oluşmaktadır.
Sadece bir kaç sayıda Havoc ve Polaris geçici olarak kadroya dahil olmuştur.
5. X-Men Aslında Başarısız Bir Seri midir?
Marvel Comics kötü giden satışlar nedeniyle yeni X-Men maceralarının üretimini durdurma kararı almıştır. sayı 67 ile 93 arasında yayınlanan tüm sayılar önceki sayıların kapakları yenilenmiş tekrarlarından oluşmaktadır.
1975 yılında yazar Len Vein ve çizer Dave Cockrum tarafından yaratılan Giant Size X-Men #1 adlı tek atımlık sayı ile yepyeni bir X-Men kadrosu ile okuyucuların karşısına çıkılmıştır.
Tıpkı Star Trek serilerindeki gibi, farklı ülkelerden kahramanların bir araya gelerek oluşturduğu kadroda, orijinal X-Men’den sadece Cyclops kalmıştır. O dönemlerde (1974) The Incredible Hulk #181’de Hulk’ın karşısına korkusuzca çıkarak ünlenen Kanadalı Wolverine, Kenyalı Storm, Alman Nightcrawler, İrlandalı Banshee, Rus Colossus, Japon Sunfire ve Kızılderili Thunderbird’den oluşan ekip, okuyucular tarafından çok sevilmiştir.
İlk maceradan sonra Sunfire ekipten ayrılmış, bir kaç sayı sonra ise Thunderbird görev sırasında kendini feda ederek hayatını kaybetmiştir (Bu ölüm çizgi roman tarihinde pek çok taşı yerinden oynatan olaylardan biridir).
6. Peki Yeni Kadro Kurulunca Eski Üyelere Ne Oldu?
Bir X-Men geleneği olarak eski kadrodan üyeler, sıklıkla misafir kahraman olarak pek çok maceraya katılım göstermiştir.
Bunlar dışında Angel, içinde Ghost Rider, Hercules ve Ice Man’in Champions adlı grubu kurmuş, Beast ise uzunca bir süre Avengers’a katılmıştır. Jean Grey ise ummm… Ölmüştü!
7. Chris Claremont Kimdir?
Giant Size X-Men ardından yayınlanmaya devam eden seri, ismini The Uncanny X-Men olarak değiştirmiştir. Eski serinin kaldığı sayı olan 94’ten devam eden seriyi efsanevi X-Men yazarı Chris Claremont, çizer olarak önce Dave Cockrum, sonra ise John Byrne ile çalışarak X-Men’i X-Men yapan en önemli sayılara imza atmıştır.
Claremont, X-Men tarihinde seriye en çok emek veren kişi olma rekoruna sahiptir. X-Men ve X-Men’e bağlı yüzlerce hikayeyi yazmış, Phoenix Saga ve Days of Future Past gibi klasikleşmiş pek çok hikayeyi kaleme almıştır. Ayrıca Starjammers, Moira McTaggert, Alpha Flight ve Mystique gibi pek çok yan karakterin de yaratıcısıdır.
Kısacası Stan Lee ve Jack Kirby X-Men’in biyolojik babası olabilir, ancak seriyi büyüten ce karakter kazandıran kişi Claremont’tur.
8. X-Men, Guinness Rekorlar Kitabı’na Nasıl Girdi?
1991 yılında Chris Claremont’un yazdığı ve Jim Lee’nin çizdiği X-Men #1 tam 8.1 milyon adet satılarak tüm zamanların en çok satılan çizgi romanı olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiştir.
Sözkonusu sayı, döneminin çizgi romanlarından daha kaliteli kağıda basılmış, normal fiyatın çok daha üstünde ve toplam 5 farklı kapak alternatifiyle satışa sunulmuştur.
90’lı yılların başında birden fazla kapakla aynı sayıyı satma taktiğiyle milyon ve üstü rakamlarda satış yapan başka çizgi romanlar da vardır, ancak hiç birinin toplam satışı bu rekoruna yaklaşamamıştır bile!
9. Mutantlar Kimleri Temsil Eder?
Mutanlar, en basit tanımıyla; azınlıkları temsil eder. Din, dil, ırk ve cinsel yönelimleri sebebiyle dışlanan ve ezilenlerin hayatlarını konu almaktadır. Bu vizyon, serinin ilk 66 sayısında çok yüzeysel olarak işlenmiş, Giant Size X-Men sonrasında ise tamamen ön plana çıkartılmıştır.
X-Men kadrolarında her türlü azınlıktan karakterle rastlayabilir, hikayelerinde tarihi ayrılıkçı olaylarla olan benzerlikler bulabilirsiniz.
10. Legacy Virus Nedir?
Marvel Super Kahraman Dosyaları: Colossus adlı yazımdan aynen alıntı yapıyorum:
X-Men, daha önce de belirttiğim gibi azınlıkları temsil etmektedir. Buna din ve ırk yönünden baktığınız gibi cinsel yönelim açısından da bakmalısınız. Kusura bakmayın ama X-Men fanı olup da, faşist ya da homofobik olma gibi bir lüksünüz yok. Gidip “Yenilmezler” falan okuyabilirsiniz ama. Bu arada Yenilmezler nasıl bir çeviri yahu? İntikamcılar olacak o İntikamcılar! Neyse…
Legacy virüsü, Marvel evreninde AIDS’i temsil etmektedir. Özellikle Freddy Mercury’nin 1991’deki ölümünü takiben AIDS’in fazlaca gündemde olduğu yıllar boyunca (1993-2001), özellikle X-Men serilerinde legacy virüsü etkisini göstermiştir. Aslında Marvel’in vermeye çalıştığı mesaj şudur: Muhafazakar kesim, AIDS’in homoseksüeller arasında yaygın olduğunu düşünmektedir. Oysa ki hastalığa sebep olan HIV virüsü, cinsel ya da kan yoluyla herkese bulaşabilmektedir. Marvel de muhafazakar kesimin gözüne sokarcasına, legacy virüsünü sadece mutantlara bulaşan ve mutant güçlerini kullandıklarında etkisini gösteren ölümcül bir virüs olarak yansıtmıştır. Yani homoseksüeller seks yaptıkları için ölmektedir!
11. Profesör X’in Sağlık Durumu
Charles Xavier, sadece orijinal seride şimdiye kadar tam 3 kere ölmüş, 3 kere de sakatlığı iyileştikten sonra tekrar felç olmuştur.
Bunlarla beraber 2 kere ölümcül hasar almış, bir kere ölümcül bir salgına yakalanmış, 2 kere evrenden hiç var olmamış gibi silinmiş, 2 kere de güçlerini kaybetmiştir.
12. Profesör X ve Magneto Kimleri Temsil Eder?
Profesör Charles Xavier, insanların mutantlara olan nefretlerine karşı yaklaşımıyla Martin Luther King Jr’a, Eric “Magneto” Lehnsherr ise agresif tutumuyla Malcolm X’e benzetilmeye çalışılmıştır.
13. Days of Future Past Hakkında
2014’te yayınlanan X-Men: Days of Future Past adlı sinema filmi, aslında 1981 yılında The Uncanny X-Men #141-142’de aynı adla yayınlanan, Chris Claremont imzalı bir sayıdır. Hikayenin gelişimi tamamen farklı olsa da temel konu, yani “Robotların ele geçirdiği geleceği kurtarmak için geçmişe birini yollamak” tamamen aynıdır.
Days of Future Past, alternatif bir gelecek hikayesi olarak ortaya çıkmış, ancak daha sonra Earth-811 adıyla Marvel Çokluevreni‘ne dahil edilmiştir.
Alternatif gelecekler fikrini çizgi roman dünyasına sokan hikaye Days of Future Past’tir. Bu arada, sözkonusu konuyu Terminator’e benzetmek bu noktada ciddi bir hata olacaktır. Zira Terminator 1984 yılında vizyona girmiştir.
14. Age of Apocalypse Hakkında
Profesör Charles Xavier’in oğlu Legion, Magneto’yu zamanda yolculuk yaparak öldürmeye kalkışır. Ancak girişimi sırasında olaya müdahale eden Charles Xavier’ı öldürür. Xavier’ın ölümüyle aydınlanan Magneto, dostunun hayalini devam ettirmeye karar vererek X-Men’i kurar. Ancak bu X-Men, Apocalypse’in ilk saldırısında dünyayı ele geçirmesine engel olamaz.
Age of Apocalypse, alternatif bir zaman dilimi olarak ortaya çıkmış, ancak daha sonra Earth-295 olarak adlandırılarak Marvel Çokluevreni‘ne dahil edilmiştir.
2016’da vizyona girecek olan X-Men: Apocalypse, her ne kadar ilk başlarda X-Men fanları arasında Age of Apocalypse hikayesini konu alacakmış algısı yaratsa da, filmin bu efsane hikayeyle alakası olmayacak.
15. Magneto ve Wolverine Hep Böyle miydi?
Magneto, X-Men’in tam anlamıyla orijinal düşmanıdır. X-Men #1’de ekibin ilk savaştığı mutanttır. Kendisi ilk çıktığı dönemde “süzme kötü”dür. Suratında her daim dişlerini sıkmış ve gözler pörtlemiş bir ifade vardır. Magneto’nun musevi geçmişi ve Alman toplama kampı Auschwitz’te yaşadıkları hikayeye çok sonraki yılalrda eklenmiş ve karakter derinleştirilmiştir.
Wolverine ise orijinalinde aslında tam bir dallamadır. Kıllı, kısa boylu, asabi ve ciddi kontrol sorunları olan, önüne gelen her soruna “Bana mı dedin ahbap?” şeklinde pençe çıkartarak karşılık veren şahane(!) bir karaktere sahiptir. X-Men’de gerektiğinde pis işleri yapabilecek, ahlaki değerleri diğerlerinden çok daha düşük bir karakter olarak rol almıştır.
80’li yıllarda çizgi romanlarda şiddet unsurunun yükselişe geçmesiyle Wolverine ve Punisher gibi soğuk kanlı katillerin popülerliği yükselişe geçmiştir. Son 10 yıla baktığımızda ise Hugh Jackman’ın başarılı oyunculuğu sayesinde Wolverine, X-Men’in en sevilen karakterine dönüşmeyi başarmıştır. Çizgi romanlarda bile eski sinir bozucu hallerinden eser kalmamış, hatta liderliğe oynamaya bile başlamıştır!
16. Wolverine’in Maskesi
Wolverine’in maskesi Giant-Size X-Men’in kapak çizeri Gil Kane tarafından yanlışlıkla kafa üstü çıkıntıları olması gerekenden uzun olarak çizilmiştir. Serinin asli çizeri Dave Cockrum ise bu hatayı beğenmiş ve maskenin Batman’e benzerliğini bir avantaj olarak kullanmaya karar vermiştir.
17. “Fastball Special” Nedir?
Fastball, beyzbolda bir atış tekniğidir. Fastball Special ise süper kahraman tarzı çizgi romanlarda kullanılan bir manevradır: İnsanüstü güce sahip bir karakterin takım arkadaşını bir top gibi belirlenen hedefe fırlatmasıdır.
Fastball Special, ilk kez 1958 yılında Adventure Comics #253 sayısında Superboy’un Robin’i bir düşmana fırlatmasıyla gerçekleştirilmiştir. Ancak manevraya Fastball Special ismini koyan da, bu manevrayı bu kadar popüler hale getiren de Colossus ve Wolverine ikilisidir.
Çizgi roman tarihi boyunca pek çok farklı ikili bu manevrayı gerçekleştirmiştir. Şimdiye kadar en çok “fırlatılan” kişi de Wolverine olmuştur. Onu fırlatanlar arasında ilk aklıma gelenler: She-Hulk, Ms Marvel ve Thing’tir.
Fastball Special’ı pek çok çizgi roman dışında X-Men filminde, hatta Marvel Ultimate Alliance oyununda dahi görebilirsiniz.
18. En Çok İsim Değiştiren X-Men
Her ne kadar bu konu hakkında bir kaynak bulamamış olsam da, Kitty Pride çizgi roman tarihinde en çok lakap değiştirmiş süper kahraman olma özelliğini taşıyor olabilir. Kitty Pride, sonunda pes ederek kendi adını kullanmaya karar verene kadar 3 isim değiştirmiştir:
19. İkincil Mutasyon (Secondary Mutation) Nedir?
Muhtemelen bunu halihazırda bilmiyorsanız şu anda öğreneceksiniz: Mutantların sadece tek bir gücü vardır. Güçlerini eğip bükerek değişik numaralar yapabilirler, ama hepsi tek bir güç kaynağına dayanmaktadır. İkincil mutasyonlar ise çok nadirdir. Doktor Hank McCoy’un (Beast) hipotezine göre, sayısı milyonları bulan mutant nüfusunun hayatta kalmak için geliştirdiği bir reaksiyondur.
Örneğin; Emma Frost‘un telepati güçleri yanında gelişen tüm vücudunu elmasa çevirebilme yeteneği ikincil mutasyondur. Bir diğer örnek olarak da Angel’ın kanatları yanında gelişen iyileştirme yeteneğini de verebiliriz.
Maalesef ikincil mutasyonlar X-Men tarihi boyunca serinin yazarları tarafından hikayelerde Deus Ex Machina olarak kullanılmıştır.
20. Filmler Neden Çizgi Roman Serilerinden Bu Kadar Farklı?
Çizgi roman evrenleri çokluevren üstüne kurulmuştur. Aynı anda sayısız evrende aynı kişiler farklı hayatları ve kaderleri yaşayabilmektedir. Örneğin; Marvel’in orijinal hikayesinin geçtiği evrene Earth 616 adı verilmektedir. Ultimate serisini geçtiğine ise Earth 1610. Bununla beraber DC’nin orijinal serisi Earth One adıyla anılır. Mesela Injustice adlı bilgisayar oyununun hikayesi Earth One’da geçmez. Hatta olayları çözmeleri için Earth One’dan karakterleri sözkonusu evrene getirirler.
Uzun lafın kısası: Ben de de dahil filmleri izleyip dırdır eden hiç kimseyi ciddiye almamak gerekmektedir. Zira sinematik evren, orijinal evrenden farklıdır. Hatta içinde son filmden tanıdığınız Blink’in de bulunduğu Exiles adlı X-Men kadrosu, evrenler arası suçluları yakalamakla görevlidir. “Bu kitaplarda böyle değildi yeaaa!” diyenlere çenelerini kapamalarını söyleyin!
Eğer Marvel’in çokluevrenleri hakkında bilgi arıyorsanız:
Marvel Çokluevren Dosyası21. Sabretooth, Wolverine’in Gerçekten Kardeşi mi?
Sabretooth 1977 yılında, Iron Fist #14’te Chris Claremont ve John Byrne tarafından yaratılmış bir karakterdir. Chris Claremont, Sabretooth’u aslında Wolverine’in babası olarak tasarlamıştır. Ancak daha sonra bu fikrini hayata geçirmemiştir. Hatta sonradan Wolverine Vol. 2 # 42’de genetik bir test sonucu akraba bile olmadıkları ortaya çıkmıştır.
Elbette bu anlattıklarım çizgi roman evrenindeki gerçeklerdir. Şahsen ben filmde kardeş olmaları hikayesinden son derece keyif almıştım.
22. X-Men Okumaya Nereden Başlayabilirim?
Bence 2004 yılında Joss Whedon’ın kaleme aldığı ve John Cassaday’in çizdiği Astonishing X-Men’den başlayabilirsiniz. 24+1 sayıdan oluşan hikaye, ülkemizde Marmara Çizgi tarafından Türkçe olarak yayınlanmıştır.
Bununla beraber evvelden bahsettiğim rekor sahibi X-Men #1’in de içinde yer aldığı seriyle de başlangıç yapabilirsiniz. Sözkonusu seri, ülkemizde 1996 yılında 1 Numara yayıncılık tarafından Türkçe olarak yayınlanmıştı. Ancak şu anda onları bulmanız oldukça zor.
23. Mutant Güçleri Sınıflandırması Var mı?
Her ne kadar mutantları sınıflandırmak X-Men ruhuna aykırı gibi görünse de, bilimsel açıdan elbette sınıflandırılmaları vardır. Ancak bu konuda tamam bir geçerli kaynak bulunmamalıdır.
Sizlerle fanlar tarafından geliştirilen bir sınıflandırmayı paylaşıyorum:
Omega
Bir omega seviye mutant, tüm insanlığı etkileyebilecek güçte gelişmiştir. Gücü gezegenin şartlarını ya da toplumsal normları değiştirebilecek düzeydedir. Koca Marvel evreninde epi topu 13 tane omega sınıfı mutant vardır!
Örnekler: Franklin Richards, Jean Grey ve Ice Man
Alfa
Alfa seviye mutantlar, oldukça etkili güçlere sahiptir ve bu güçler vücutlarında hiçbir fiziksel deformasyona yol açmamıştır. Bu sebeple insanlar arasında fark edilmeden dolaşabilirler. Marvel evrenindeki mutantların sadece yüzde 10’luk bölümü bu kategoriye dahildir.
Örnekler: Dazzler, Magneto ve Storm
Beta
Betaların güçleri vardır ve oldukça da etkilidirler de. Ancak güçleri yüzünden vücutlarında gizlenemeyecek derecede deformasyon ya da değişim oluşmuştur!
Örnekler: Beast, Cyclops ve Nightcrawler
Gamma
Normal insanlara üstünlük sağlayacak güçleri vardır, ancak bu güçler hem fiziksel deformasyona, hem de acı çekmelerine yol açar. Bu sebeple insanlar tarafından hilkat garibesi olarak anılırlar.
Örnekler: Marrow ve Blob
Delta
Marvel evrenindeki mutantların yarısını oluştururlar. Güçlerin vardır, ama öyle pek ahım şahım şeyler değildir. Savaşlarda pek işe yaramıyor olsalar da, günlük hayatlarını az da olsa kolaylaştırabilirler. Genelde güçleri çok az dolduğundan, vücutlarında ciddi bir fiziksel deformasyon da olmaz.
Örnekler: Cypher, Forge ve Wallflover
Epsilon
Marvel evrenindeki mutantların yüzde yirmisi epsilon seviyededir. Güçlerinin hiçbir avantajı olmadığı gibi hayatlarına sadece negatif etkisi vardır. Dış görünüşleri tam bir hilkat garibesi olması yanında, güçleri yüzünden vücutlarında her an bir takım komplikasyonlar oluşup hayatlarını kaybedebilirler.
Örnekler: Glob Herman ve Beak
Zeta
Aslında teknik olarak bir mutant bile değildirler. Ancak taşıdıkları genetik iz yüzünden çocukları ya da torunlarının mutant olma ihtimali çok yüksektir.
Son olarak: Sizin için hazırladığımız X-Men’i Ne Kadar İyi Tanıyorsun? adlı testimizin sonucunda bilgi düzeyinize göre hangi mutant sınıfına dahil olduğunuzu öğrenebilirsiniz!