X-Men Kökenli Süper Kahraman Ekipleri
Çizgi film ve sinema filmlerinin de desteğiyle X-Men’i tanımayan kalmadı. Ancak Marvel Comics tarihinde ismi X ailesinden başka mutant süper kahraman ekipleri de var. Bu yazıyı o ekipleri tarih sıralarıyla anarak olası bilgi eksikliklerini gidermek ya da bilgi tazelemek amacıyla kaleme aldım.
Yeri gelmişken, X-Men hakkında tüm temel bilgileri kısa kısa verdiğim X-Men Hakkında İlginç Bilgiler adlı oldukça popüler bir yazımı hatırlatmak isterim. Evvelden okumadıysanız şimdi tam sırası olabilir
Neyse, giriş bölümünü daha fazla uzatmadan başlayalım…
The New Mutants (1982)
The New Mutants, efsane X-Men yazarı Chris Claremont ve Amazing Spider-Man ve The Incredible Hulk’taki işleriyle isim yapmış olan çizer Bob McLeod tarafından yaratılmıştır. Ekibin okuyucuyla ilk tanışması, 1982 yılında yayınlanan Marvel Graphic Novel adlı toplama çizgi romanın 4’üncü sayısında gerçekleşir.
Profesör Charles Xavier’ın kurduğu dördüncü (anlatacağım hepsini) mutant ekibi olan The New Mutants, geleneksel X-Men kadrosunun en önemli özelliklerini aynen taşıyordu: Ekip ilk kurulduğunda üyeler ergen yaştaydı, her biri farklı etnik kökenlere sahipti ve hiçbiri tek başına dünyayı değiştirebilecek kadar güçlü değildi. The New Mutants, termo-kimyasal enerji üretebilen Kentucky’li Cannonball, kişilerin korku ya da umutlarını gerçekçi illüzyonlara çevirebilen Amerikan yerlisi Danielle Moonstar, başkalarının bedenlerine zihnini aktarabilen Vietnamlı Karma, güneş ışınlarını emip edip fiziksel güce çevirebilen Brezilyalı Sunspot ve bir kurda dönüşebilen İskoç Wolfsbane‘den oluşmaktaydı.
The New Mutants hikayeleri, ekibin yaş ortalamasının düşük olmasından ötürü aksiyon yanında kişisel sorunlar ve grup içi çatışmalara da yer vermesiyle ön plana çıkıyordu. Dönemine göre sırasıyla Profesör Charles Xavier, Cable ve Magneto tarafından eğitilen ekibin Kitty Pride, Magik, Magma, Warlock ve Warpath’in de aralarında olduğu 24 farklı üyesi olmuştur.
The New Mutants’ın çizgi roman tarihine bir diğer katkısı da 1991 yılında yayınlanan 98’inci sayısında Deadpool‘u ilk kez okuyucuyla tanıştırması olmuştur.
The New Mutants, 1983 – 1991 yılları arasında kesintisiz yayın hayatına devam etmiş. Sonrasında 2003 ve 2009 yıllarında yenilenen serileriyle tekrar okuyucunun beğenisine sunulmuştur.
2015 yılında 20th Century Fox’un bir The New Mutants filmi çekeceği açıklandı. 2018 yılında gösterime girmesi beklenen filmde kadronun Profesör X yanında Wolfsbane, Danielle Moonstar, Cannonball, Sunspot, Magik ve Warlock’tan oluşacağı belirtildi. Her ne kadar Magma’nın kadroda olmadığına üzülsem de The New Mutants’ı beyazperdede izleyeceğim için heyecanlıyım.
X-Factor (1986)
Marvel Comics tarihinde X-Factor adını alan şimdiye kadar 4 farklı ekip olmuştur. Her ne kadar sıkı çizgi roman takipçilerinin baş tacı ettiği ekip üçüncüsü olsa da, diğerlerinden de bahsetmek isterim:
Orijinal X-Factor (1986)
İlk ekip, 1986 yılında Avengers #286’da mutant avcısı bir ekip olarak karşımıza çıkmıştı. Ancak X-Factor hakkında hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değildi. Ekip, aslında orijinal X-Men’den başkası değildi. Yani kılık değiştirerek normal insan gibi kendilerini tanıtan Angel, Beast, Cyclops, Jean Grey ve Iceman‘den oluşuyordu. Gelen ihbarları değerlendirerek X-Terminators adıyla “avladıkları” mutantlara güçlerini kontrol etmeyi ve topluma entegre olmayı öğretiyorlardı. Ancak ekip, bir süre sonra yaptıkları şeyin mutant nefretini körüklediğine karar vermiş ve ekibi dağıtmıştı.
X-Factor için orijinal X-Men kadrosunun tekrar toplanması pek kolay değildi. Zira kötü giden satışlar yüzünden 1975 yılında kadro değişikliğine gidildiği için orijinal ekip dağılmıştı. Dark Phoenix Saga adlı hikaye sonunda Jean Grey hayatını kaybetmiş, Cyclops ise Madelyn Pryor adlı Alaskalı pilotla evlenerek birlikte bugün Cable olarak tanıdığımız Nathan Summers’ı dünyaya getirmişlerdi. Çözüm olarak çizgi roman tarihine geçecek ölçekte bir retcon yapmaya karar verildi: Dark Phoenix Saga’da ölen kişinin aslında Jean Grey değil, Phoenix Force tarafından vücudu ve kimliği kopyalanan bir benzeri olduğu ortaya çıktı. Gerçek Jean Grey’in Jamaika Körfezinde bir koza içinde hala hayatta olduğunu öğrenen Cyclops, apar topar eşini geride bıraktı ve ekip tekrar topladı. O dönemler X-Men’in yönetimini Magneto devraldığı için duruma tepkili olan orijinal kadro, X-Factor’ü kurdu. Tüm bu sürecin fanlar tarafından ne kadar eleştirildiğini burada not düşmeme gerek yoktur diye düşünüyorum.
X-Factor ile ilgili son bir not daha düşmek isterim: X-Men’in en azılı düşmanlarından biri olan Apocalypse, ilk kez 1986 yılında yayınlanan X-Factor #6’da ortaya çıkmış ve birden fazla kez ekibin karşısına çıkmıştır.
Devlet Destekli X-Factor (1991)
İlk kadronun dağılmasından hemen ardından, X-Factor#71’de kurulan ikinci X-Factor kadrosu, Pantagon tarafından maaşları ödenen, devlete bağlı bir mutant grubu olarak karşımıza çıkıyor.
Hükümet ajanı Valerie Cooper‘ın denetimindeki ekibe Cyclops’un kardeşi ve kozmik enerji gücüne sahip olan Havok liderlik ediyordu. Diğer üyeler; tıpkı babası Magneto gibi manyetizmaya hükmedebilen Havok’un uzatmalı sevgilisi Polaris, Magneto’nun oğlu olan ve aynı zamanda süper hıza sahip olan Quicksilver, fiziksel darbe alınca kendini çoğaltabilen Multiple Man, kinetik enerjiyi kas gücüne çevirebilen kafadan kontak Strong Guy ve The New Mutants’tan tanıdığımız Wolfsbane idi.
1995 yılında çeşitli sebeplerle dağıtılan takım yerine, makine icad etme gücü olan Forge‘un liderliğinde bir kısmı eski X-Men düşmanı olan karakterler ekibe dahil edildi. Şekil değiştirme gücü olan Mystique, pençeleri ve iyileşme gücü olan Sabretooth, bir holografik program olan Shard ve Alpha Flight’tan transfer edilen pençeli ve dişli bir tipleme olan Wild Child.
Açıkçası 1991 ila 1998 yılları arasında yayınlanan yeni X-Factor’ü özel kılan pek bir şey yoktu. Hiçbir belirleyici özelliği olmayan tipik süper kahraman hikayeleri barındıran, sıradan bir seriydi. Ancak o dönemler X-Men’in Guinness Rekorlar Kitabına girdiği ve ortalığı kasıp kavurduğu bir dönemdi. İsminin başındaki X harfi, serinin bir şekilde devam etmesini sağlıyordu. İptal edilen seri, 2002’de dört sayılık bir mini seriyle geri döner gibi yapıp tekrar ortadan kayboldu.
X-Factor Investigations (2005)
“Kim Milyoner Olmak ister?” tarzı bir yarışmaya katılıp büyük ikramiyeyi kazanan Jamie Madrox yani Multiple Man, XXX Investigations adlı bir dedektiflik ajansı kurmuş ve yakın arkadaşı Strong Guy ve eski takım arkadaşı Wolfsbane‘i de yanına almıştı. Elbette Madrox, kısa süre sonra ajansın isminin porno sektörünü anımsattığını fark etmiş ve ismi X-Factor olarak değiştirmeye karar vermişti. Ne de olsa takım arkadaşlarından üçüyle daha önce X-Factor’e hizmet ettiğinden ismi kullanma hakkını kendinde görmüştü.
İlk kez Marvel Knights – Madrox #5’te okuyucuyla tanışan X-Factor Investigations’ın diğer üyeleri; tıpkı babası Banshee gibi sonik güçlere sahip olan Sryn, “Decimation” sonrası sismik güçlerini kaybeden Rictor, insan üstü fiziksel özellikleriyle Monet ve ölüleri hayata geri getirebilen Layla Miller‘dan oluşuyordu.
2005 yılında başlayıp 2013 yılına kadar devam eden seri, yaratıcıları yazar Peter David ve çizer Pablo Raimondi tarafından Fox TV’nin ünlü paranormal dizisi X-Files’ın karanlık atmosferini taşıması için tasarlanmıştı. Bu da X-Factor’ün çizgi roman piyasasında kendine has hikaye anlatım tarzı ve atmosferiyl kült bir okuyucu kitlesine sahip olmasını sağlamıştı. Hatta X-Factor’ün bu halini bir tür turnusol kağıdı gibi kullanabilirsiniz. Şöyle ki; bu seriden haberdar olan kişiler emin olun sıkı çizgi roman takipçisidir. Şunu da not düşmeden geçemeyeceğim; keşke X-Factor Investigations için bir Netflix dizisi çekilse. İnanın tadından yenmeyecek bir dizi olurdu.
X-Factor, Rictor ve Shatterstar’ın öpüşme sahnesiyle de sansasyon yaratmıştır. Yazar Peter David, iki erkek karakter arasında romantik bir ilişki başlatarak Shatterstar’ın orijinal yaratıcılarından Rob Liefeld’dan tepki çekmiştir. Ancak Marvel’in Şef Editörü Joe Quesada, David’in arkasında durmuştur.
All-New X-Factor (2014)
2014 yılında All-New Marvel NOW! vesilesiyle Cypher, Danger, Gambit, Polaris, Quicksilver ve Warlock‘ın dahil olduğu bir X-Factor ekibi daha yaratılmıştır. Ancak şirket sponsorlu bir ekip olarak okuyucunun karşısına çıkan serinin satışları beklenenin çok altında olduğu için 20’nci sayısında iptal edilmiştir.
Excalibur (1987)
1986 sonunda tam 11 fasikül olarak yayınlanmış olan Mutant Massacre, X-Men tarihinin en dramatik crossover‘larından biridir. Uncanny X-Men, X-Factor, The New Mutants, Thor ve Power Pack adlı çizgi romanlara yayılmış olan hikayenin sonunda Nightcrawler ve Shadowcat harici bütün X-Men üyelerinin hayatını kaybettiği sanılıyordu. Bu esnada ünlü Days of Future Past adlı hikayede yer alan Earth-811’ye ait olan Cyclops ve Jean Grey’in kızı Rachel Summers, bir sebeple Earth-616’da Londra’daydı (gerçekten uzun hikaye) ve iki farklı düşman grup tarafından kovalanıyordu.
Rachel, her iki düşman grubu da kendisine yardım eden süper kahramanlar sayesinde alt etmeyi başarır. Bu olayın sonunda söz konusu savaşa katılan ekip, X-Men mirasını devralmak üzere Excalibur’u kurmaya karar verir. İsmini İngiliz efsanalerindeki Kral Arthur’un kılıcından alan Excalibur, insanüstü fiziksel özellikleri yanında uçma özelliği de olan, aynı zamanda X-Men’den Psylocke’un kardeşi Captain Britain önderliğinde, şekil değiştirme ve empati güçlerine sahip olan Meggan, kısa mesafe teleport yeteneğine sahip Nightcrawler, cisimlerin içinden geçebilen Shadowcat ve Rachel Summers‘tan oluşuyordu.
1987 yılında Chris Claremont ve Alan Davis tarafından yaratılan ve okuyucu karşısına ilk çıktıkları Excalibur Special Edition adlı sayıdan, iptal edildiği 1998 yılına kadar yayın hayatına devam eden seri, daha sonradan 2001 (Excalibur vol. 2), 2004 (Excalibur vol. 2) ve 2005 (New Excalibur)’te yenilenmiştir.
Avrupa Duy Sesimizi!
Excalibur, daha çok İngiltereli okuyucuların dikkatini çekmek için tasarlanmış bir seriydi. Güçlerini efsane büyücü Merlin’den alan Captain Britain, 1976 yılında Chris Claremont tarafından yaratılması ardından Alan Moore gibi güçlü kalemlerin dokunuşlarıyla özellikle İngiltere’de popüler hale gelmişti. Bunun üstüne o dönemler zirvelerde gezinen X-Men’le birleştirilmesi ve Marvel’in İngiliz yazarlara ağırlık verdiği alt şirketi olan “Marvel UK” etiketiyle yayınlanması hem İngiltere, hem de Avrupa okuyucusu için ilgi çekiciydi.
Excalibur, özellikle mitolojiye dayanan mistik olaylar ve farklı boyutlardaki maceralarıyla öne çıkan bir seri olmuştur. Serinin en dikkat çekici dönemi, 1994 yılında yayınlanan Excalibur #83 ile yazar koltuğuna oturan Warren Ellis eşliğinde gerçekleşmiştir. Kara mizah ağırlıklı hikayeleriyle dikkat çeken Ellis, Excalibur #103 ile yazarlık koltuğunu devretmiştir.
Zaman içinde içlerinde Black Knight, Colossus, Juggernaut, Psylocke ve Wofsbane gibi ünlü karakterlerin de bulunduğu ekibin tarihi boyunca 24 farklı üyesi olmuştur.
X-Force (1991)
Okuyucunun karşısına ilk kez 1991 yılında çıkan X-Force, aslında o dönemin The New Mutants ekibinin biraz elden geçmiş halinden başkası bir şey değildi. The New Mutants #86’dan itibaren çizer koltuğuna oturan Rob Liefeld, yazar Fabian Nicieza’nın da katkılarıyla The New Mutants’ın son sayısı olan #100’den hemen sonra seriyi başarıyla X-Force’a çevirmişti. Bu öyle bir başarıydı ki, X-Force’un ilk sayısı 5 milyonluk çılgın bir satış rakamıyla Amerikan çizgi roman tarihinin en çok satan ikinci çizgi romanı ünvanını almıştı. Bu arada bilmeyenler için; birinci sırada da 8.1 milyonluk satışla yazar Chris Claremont ve çizer Jim Lee’nin 1001 çıkışlı X-Men vol. 2’sinin ilk sayısı vardır.
Gelecekten gelen Cyclops’un oğlu Cable‘ın önderliğinde toplanan X-Force, istediği ebatta yaratabildiği ve istediği zaman patlatabildiği plazma küreleriyle Boom Boom, The New Mutants’tan tanıdığımız Cannonball, olasılıkları biçimlendirme gücüyle Domino, kedisel güçleri olan Feral, süper insan seviyesinde fiziksel ve zihinsel yetenekleri olan Shatterstar ve insan üstü fiziksel güç ve duyuları olan Warpath‘ten oluşuyordu. X-Force, yönetimde Cable’ın olmasından ötürü selefi olan X-Men kadrolarına göre daha askeri taktikler benimsemiş ve sorunlara agresif çözümler üreten bir yapıda operasyonlarına devam etmiştir.
X-Force, Rob Liefeld döneminde yükselişine devam ediyor, hatta o yıllarda Uncanny X-Men ve The Amazing Spider-Man’le aynı kulvarda gösteriliyordu. Dahası, X-Men oyuncakları yanında X-Force oyuncakları da ayrıca satışa çıkmıştı. Fakat ne yazık ki bu durum Liefeld’i rahatsız ediyordu. Zira yarattığı karakterlerin telif hakları tamamen Marvel’a aitti ve gerek çizgi roman, gerekse diğer mecralarda satışa sunulan hiçbir şeyden normal çizer maaşı dışında en ufak bir kazancı bile olmuyordu. Bunun üstüne Rob Liefeld, aynı dertten muzdarip olan ve Marvel yönetimi tarafından çözüm talepleri reddedilen Jim Lee, Todd McFarlane, Erik Larsen, Whilce Portacio, Jim Valentino ve Marc Silvestri’den oluşan ekiple birlikte Marvel’den ayrılarak Image Comics’i kurmaya karar vermişlerdi… Bu bambaşka bir yazının konusu elbette.
Liefeld Sonrası
Yayın hayatına 2001 yılındaki iptaline kadar devam eden seri, 2004’te tamamen yenilenerek bambaşka bir formda okuyucu karşısına çıkmıştı (Bu konuda “X-Statix” başlığı altında daha detaylı bilgi vereceğim). Nihayet 2008’e gelindiğinde X-Force bir kez daha eski ruhuna daha uygun bir formda karşımıza çıktı. Cyclops, “Decimation” olayı sonrası zor dönemlerden geçen mutant toplumuna tehdit oluşturan kişilerin “kalıcı” olarak elenmesine karar vermişti. Bunu gerçekleştirmek için de Wolverine‘den ölümcül güç kullanacak bir takım toplamasını istemişti. Söz konusu takımda Wolverine’in dişi klonu X-23, Warpath ve Wolfsbane vardır. Daha sonra Angel, Domino ve Elixir‘in de katıldığı seride kelimenin tam anlamıyla kan gövdeyi götürmektedir.
2014 yılında yayınlanmaya başlayan ve Cable, Psylocke, Fantomex ve Marrow‘un da dahil olduğu X-Force vol. 4 ise günümüzde hala devam etmektedir.
Exiles (2001)
Peşinen yazayım; Exiles bence X-Men bir yana, tüm Marvel tarihinin en orijinal süper kahraman ekibidir. 2001 yılında yazar Judd Winick ve çizer Mike McKone tarafından yaratılan Exiles, aslında ünlü What If? serisi için bir alternatif format düşünürken akla gelmiş bir fikirdir.
Exiles, Timebroker adlı bir varlık tarafından her biri farklı alternatif evrenden getirilen kahramanlardan oluşmaktadır. Ekip, çokluevrende “hiccup” (hıçkırık) olarak tabir edilen aksaklıkları düzeltmekle görevlendirilir. Bir süre sonra kendi evrenlerindeki aksaklıkları düzeltme şansları olacak, eve salimen döndürülecek ve hemen başka bir kahraman, gidenin yerine yerleştirilecektir.
Uzun mesafe ışınlanma gücüne sahip olan Blink (Earth-295 – Age of Apocalypse) liderliğindeki ilk Exiles, Rogue ve Magneto’nun oğlu Magnus (Earth-27), beş orijinal X-Men’in gücüne sahip olan Mimic (Earth-12), şekil değiştirebilen Morph (Earth-1084), Nightcrawler’ın kızı Nocturne (Earth-2182) ve insanüstü fiziksel yetenekleriyle duyuları olan Thunderbird‘ten (Earth-1100) oluşuyordu. İlerleyen sayılarda aralarında Gambit, Magik, Psylocke, Rogue, Sabretooth, Sasquatch, Spider-Man 2099, Sunfire ve Valeria Richards’ın da bulunduğu 18 farklı üyesi daha olmuştur. Elbette her birinin başka başka evrenlerden olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım.
Bu karakter bolluğu, Exiles serisi için hikaye anlatımı anlamında “ölümlerin kalıcı olması” gibi bir avantaj sağlamıştır. Malumunuz, süper kahraman ölümleri genelde kalıcı değildir. Ancak Exiles serisinde binlerce alternatif evrene erişim olduğu için yazarlar gönül rahatlığıyla ölümleri kalıcı olarak işleyebilmiştir. Marvel çokluevreni hakkında vaktiyle yazdığım oldukça popüler bir yazımı tam da konuyla hayli alakalı olan bu noktada tavsiye etmek isterim:
Marvel Çokluevren Dosyası2001 ila 2008 yılları arasında yayın hayatını sürdüren Exiles, ünlü X-Men: Die By Sword crossover‘ı sonrasında 100’üncü sayısında iptal edilmiştir. 2008’de Chris Claremont’un da projeye dahil olduğu New Exiles ancak 18 sayı, 2009 yılında bir kez daha yenilenen bir başka seri ise yayın hayatını sadece 6 sayı sürdürebilmiştir.
New X-Men (2004)
Grant Morrison’ın yazdığı, yayınlandığı dönemde (2001-2004) bir hayli ses getiren serisi New X-Men’in tamamlanmasından sonra, aynı isminin sonuna “Academy X” eklenerek bambaşka bir seri olarak yayınlanmaya başlamıştı. New X-Men: Academy X, 10’lu yaşlarının ikinci yarısında olan ve Xavier Academy’de öğrenim gören mutant öğrencileri konu almaktadır.
Hikaye içinde New X-Men ismi, ilk başlarda kullanılmamaktadır. Kıdemli öğretim görevlilerinin (Danielle Moonstar, Emma Frost, Kitty Pryde ve Cylops gibi) denetiminde takımlar oluşturulmuş ve normal eğitimleri yanında güçlerini kontrol edebilmeleri için saha eğitimi de almaları sağlanmaktadır. New X-Men: Academy X, Danielle Moonstar’ın “The New Mutants” adlı öğrencileriyle Emma Frost’un “Hellions” adlı öğrencilerini konu almaktaydı. Serinin ilk 19 sayısı, lise dizisi havasında geçtikten sonra #20 itibariyle “Decimation” olayı gerçekleşmiş ve 182 öğrenciden sadece 27’sinin mutant güçleri kalmıştı. Okulun baş müdiresi Emma Frost, kriz durumunda eski eğitim takımlarını dağıtarak savaşmaya elverişli olan çocukları New X-Men olarak eğitmeye karar verdi.
Elektrik kontrol güçleri olan Japon asıllı Surge liderliğindeki New X-Men, kum fırtınasına dönüşebilen Afganistanlı Dust, iyileştirme gücü olan Elixir, telekinetik yetenekleriyle Hellion, likit metale dönüşebilen İrlandalı Mercury, taş gövdesi ve istediği gibi söküp takabildiği uzuvlarıyla İtalyan Rockslide ve Wolverine’in dişi klonu X-23‘ten oluşmaktaydı. İlerleyen zamanlarda Armor ve Pixie gibi şimdilerde tanınmış diğer öğrenciler de ekibe dahil oldu.
46 sayı devam eden New X-Men, 2008 yılında yayınlanan Messiah CompleX adlı crossover event sonrası iptal edildi. Üyelerinin büyük kısmı halen çeşitli X-Men maceralarında boy göstermekte.
X-Men: Deadly Genesis (2006)
Bu ekip aslında ikinci X-Men’in ekibi. Kafanız mı karıştı? Hemen kısa bir X-Men tarihi geçeyim:
1963 yılında yayına başlayan Orijinal X-Men serisi, kötü giden satışlar yüzünden iptalin eşiğindeydi. Hatta sayı 67 ila 93 arasında yayınlanan tüm sayılar, önceki sayıların kapakları yenilenmiş tekrarlarından oluşmaktaydı. Durumu kurtarmak için 1975 yılında yazar Len Vein ve çizer Dave Cockrum tarafından yaratılan Giant Size X-Men #1 adlı tek atımlık sayıyla yepyeni bir X-Men okuyucuların karşısına çıkmıştı. Kadroda orijinal X-Men’den sadece Cyclops kalmıştı. Adamantium iskeletli ve pençeli Kanadalı Wolverine, iklimi kontrol edebilen Kenyalı Storm, kısa mesafe teleport yapabilen Alman Nightcrawler, sonik güçleriyle İrlandalı Banshee, metale dönüşen vücuduyla Rus Colossus, ateş kontrol güçleriyle Japon Sunfire ve süper insan seviyesinde fiziksel yetenek ve duyularıyla Amerikan Yerlisi Thunderbird’den oluşan ekip, okuyucular tarafından hemen benimsenmiştir.
Ekibin toplanma amacı ve ilk görevi; Krakoa adlı yaşayan bir adada mahsur kalan orijinal X-Men kadrosunu kurtarmak olmuştu. Sonrasında günümüze kadar gelen X-Men efsanesi devam etmiştir…
Ancak 2006 yılında Ed Brubaker’ın yazdığı sansasyonel bir retcon hikayesi olan X-Men: Deadly Genesis, orijinal X-Men’i kurtarmak için kurulan ilk ekibin Giant Size X-Men’de kurulan ekip olmadığını ortaya çıkardı. Profesör X, Giant Size X-Men ekibinden önce başka bir ekip daha toplamıştı. Bir an önce faaliyete geçebilmeleri için de zaman algılarını telepatik olarak hızlandırarak eğitimlerini vermiş ve göreve yollamıştı.
Enerjiyi kontrol edebilen Vulcan liderliğindeki kadro, saniyeler içinde evrim geçirebilen Darwin, toprağı kontrol edebilen Petra ve etrafındaki zamanı yavaşlatıp hızlandırabilen Sway‘den oluşmaktaydı.
Hala Türkçe olarak yayınlanması için umutlarım olduğundan hikaye hakkında daha fazla spoiler vermemeyi tercih ediyorum. Ekibin akıbetini merak ediyorsanız 6 sayıdan oluşan mini-seriyi okumalısınız. X-Men: Deadly Genesis, içinde bulunduğumuz çizgi roman tarihinin Modern Çağının tüm belirleyici özelliklerini taşıyan çok kaliteli bir hikayedir.
Diğer Ekipler
Yayın hayatlaı uzun yıllar sürmemiş ya da kendi dönemlerinde pek ses getirmemiş olan diğer X-Men kökenli takımlardan da biraz bahsedelim:
X-Terminators (1988)
X-Terminators, daha önce bahsettiğim gibi X-Factor’ün aslında orijinal beş X-Men’den oluştuğu ilk dönemlerinde kullandıkları, mutant avlayan kostümlü grubun ismiydi. Ancak X-Factor ifşa olduktan sonra bu ismi kurtardıkları genç mutantlar devralmıştı.
X-Terminators, telepatik hologramlar yaratabilen Artie, Boom-Boom, yakınındakilerin mutant güçlerini bastırabilen Leech, Rictor, vücudunu alevlendirebilen Rusty, enerji kalkanı oluşturabilen Skids ve çeşitli materyallerle silah yaratabilen Wiz Kid‘den oluşuyordu. Gençlerin büyük bölümü daha sonra The New Mutants ve X-Factor gibi ekiplerde boy gösterdi.
X-Statix (2001)
2001 yılında, X-Force #116’da mevcut X-Force üyelerinin kendini feda etmeleri sonrası ortaya çıkan bir ekiptir. Yapımcı Spike Freeman tarafından toplanan ekip, mutantları halka yıldız gibi göstererek bundan para kazanma amacıyla kurulan bir ekipti. İlk başta X-Force ismini kullansalar da, daha sonra gerçek X-Force ortaya çıkınca isimlerini X-Statix olarak değiştirmek zorunda kalmışlardır.
İlk üyelerinin büyük bölümü, kaçırılan bir boy band grubunu fidyecilerin elinden kurtarmaya çalışırken hayatını kaybetmiştir. Oysa ki bu sansasyon amaçlı olarak eğitmenleri Coach tarafından tezgahlanmıştır. Ekipten birilerinin görevde ölmesinin iyi sansasyon yapacağına inanmıştır zira.
Verdiğim kısa özetten de anlayabileceğiniz gibi saçma sapan hikayeleriyle X-Force ismini kirletmiş olmak dışında Marvel tarihinde pek bir yeri yoktur. Dikkat ettiyseniz üyelerin isimlerini bile sayma ihtiyacı duymadım, aman uzak durun!
Young X-Men (2008)
2008 – 2009 yılları arasında 12 sayı olarak yayınlanan seri, Cyclops’un Messiah CompleX sonrası topladığı bir ekibi konu alıyordu.
İlk kadro, geçmiş ve geleceği görebilme ve telepati yeteneğine sahip olan Blindfold, Dust, vücudundaki dövmeler sayesinde çeşitli güçlere sahip olan Ink, Rockslide ve kurtadam görünümlü Wolf Cub‘dan oluşuyordu. Daha sonra başka öğrenci ve öğretmenlerden oluşan bir iki kadro değişikliğine daha gidilmişti.
“Decimation” olayından sonra, yani dünyadaki mutantların %98’i güçlerini yitirmişti. Graymalkin, Cipher ve Leon Nunez gibi ilk defa duyulan mutantların nereden çıktığı sorusu çok eleştiri alan bir şey olmuştu. Bunun dışında çok kayda değer olmayan bir seri olduğu için daha fazla detaya girmiyorum.
Yazımı konuyla alakası olduğunu düşündüğüm, X-Men hakkındaki bilginizi sınayabileceğiniz bir testimiz olduğunu hatırlatarak burada bitiriyorum:
Test - X-Men’i Ne Kadar İyi Tanıyorsun?Konuyla ilgili eklemek veya düzeltmek istediğiniz bilgiler varsa, ya da sadece bir şeyler söyleyesiniz varsa yorumlar bölümüne yazabilirsiniz.