Bir tarafta çocukluklarından beri savaş için eğitilen, korkusuz ve yenilmez savaşçılar, diğer tarafta basit bir ayaklanmanın galeyana getirdiği baldırı çıplak isyancılar. Game of Thrones’un 5. sezonunun 9. bölümü hakikaten enteresan gelişmelere sahne oldu. Genelde oldukça beğenilen dizide, izleyicinin isyanı en başından beridir övülerek göklere çıkarılan Unsullied askerlerinin Sons of the Harpy tarafından kolaylıkla öldürülmeleri üzerineydi. Bu muydu yani dünyanın en iyi askerleri? Bu kadar kolay mıydı onları öldürmek?

Öncelikle Sons of the Harpy kadrosunun güpegündüz Unsullied askerlerine saldırdığı sahnenin kitapta yer almadığını söyleyerek başlayalım. Kitaplarda Sons of the Harpy çok daha sinsi davranarak, doğrudan sokaklarda savaşmak yerine seri suikastlar yapmayı tercih ediyor. Elbette ki dizi ile kitaplar arasında bunun gibi pek çok fark var. Bu farkları merak edenler için de Game of Thrones’a yönelik şahane bir yazı dizimiz var:

Gelelim Sons of the Harpy vs Unsullied savaşına ve Unsullied askerlerinin nasıl sinek gibi avlanarak patır patır döküldüğüne…

Bir Tarafta Yenilmez Savaşçılar

Bu savaşın taraflarına baktığımızda kâğıt üzerinde Unsullied’in tartışmasız bir üstünlüğü varmış gibi gözüküyor. Unsullied, doğuştan itibaren korkusuz olarak yetiştirilen ve savaşmaktan başka hiçbir şey bilmeyen elit bir birlik olarak sunuluyor bize. Tarihte pek çok imparatorluğun bu tarz asker yetiştirme yöntemleri olduğu için iddia edilen şeylerin çok da fantastik olduğunu söyleyemeyiz. Hadım edilmelerinin askerlik yeteneklerine etkisini tartışabilsek de hikayede fikrine güvendiğimiz herkes tarafından Unsullied’in ne kadar korku verici savaşçılar olduğu defalarca ifade ediliyor.

Unsullied, gördüğümüz kadarıyla hafif piyade sınıfına giren bir birlik. Hafif, esnek ve muhtemelen kısmen perçinli deri zırh giyiyorlar.  Kollar açık. Ayaklardaysa sandalet var. Buradan hızlı hareket etmeye eğitildiklerini çıkarabiliriz. Başlarına taktıkları miğfer, enseye kadar inen yuvarlatılmış bir tasarım. Kesici silahlara karşı koruma sağlayan, yuvarlatılmış, Japon tasarımlarına benzetebileceğimiz bu başlığın yüz kısmında gözler hariç suratı tamamen kapatan garip bir parça var. Bronzdan yapılmış olduğunu tahmin ettiğim miğferin bu parçası son derece ince bir parça ile üst kısma tutturulmuş. Basit bir darbe ile kırılabilir olacağından tahminim bu parçanın dekoratif olduğu yönünde.

Silahlara göz attığımızda bütün Unsullied birliğinde sağ elde standart sinanlı uzun bir mızrak, sol elde ise yuvarlak, bronz bir kalkanla karşılaşıyoruz. Sormadan söyleyelim: “Solak Unsullied” teorisini dile getirmeden bırakmakta fayda var. Bir orta çağ kültüründe mükemmel savaşçı yaratmak için askerlerini hadım eden ordunun silahını sağ elle kullanmayı öğrenemeyen solakları da doğrudan öldüreceğini varsayabiliriz. Ana silah uzun mızrak iken gözümüze çarpan bir başka detay da her Unsullied’in belindeki kısa kılıç (ya da uzun bıçak). Buradan ana silahın mızrak olduğunu ve mızrağın kifayetsiz kaldığı acil durumlarda beldeki ikincil silaha davranıldığını rahatlıkla çıkarabiliriz.