American Horror Story Sezon 3: Coven – Dostum Sen Cadı Demişsin Ama Bu X-Women Olmuş

Abla, Pardon da Siz Ne Öğretiyorsunuz Orada?

Dizinin bir türlü cevaplanmayan sorusu bu. Şimdi Fiona diyor ki, “Coven’imiz tehlikede ve genç cadılar pek tabii ki benim kafası karışık kızımın öğretileriyle ilerleyemiyorlar,” . Söylemek istediği şey de Cordelia’nın kızlara güçlerini kullanmayı değil, onları kontrol etmek adı altında bastırmayı öğretmesi. Ama nasıl öğretiyor mesela? Öncekilerden farkı ne? Bunu asla öğrenemiyoruz, akademideki ders saatleri seyirciye gösterilmiyor. Öğrencilerin yemekhane kavgalarını ve ders dışındaki zamanlarını izliyoruz, flashbackler de buna dahil. Ayrıca, burada eğitimle kazanılmış değil doğuştan gelen yetenekler söz konusu. Genç cadıların güçleri onlar büyüdükçe ve özellikle başları sıkıştıkça artıyor. Ritüel, detaylı el hareketleri, mimikler veya sihirli sözcükler yok. Ol diyorlar ve oluyor. Cadı değil X-Men gibiler, ama ortada Profesör Xavier yerine Fiona Goode olunca sıkıntı çıkıyor.

Dahası, Fiona Goode ile Marie Laveau’nun konuşmalarında “Eğer Tituba Betty Parris’e bildiklerini öğretmeseydi, hiç var olmazdınız,” gibi imalı bir kısım var ki evlere şenlik. Burada, Coven bence en büyük hatasını yapıp yelpazeyi iyice daraltıyor. Zaten karakter skalası geniş değil, tarihin başından beri hemen her medeniyette bulunan cadılığın kökenini  “Siyah kadın beyaz kadına öğretti”ye indirgemek çok doğru gelmedi bana. Dizide açıkça söylemiyor, ama sanırım “beyaz kadın”  Supreme mantığını da Voodoo Kraliçelerinden almış. Var olan çoğu ritüel sahnelerinin de Vodou (****) kaynaklı olması kendi içinde tutarlılık sağlıyor ama Coven, kullanabileceği büyük kültür potansiyelini değerlendirmek konusunda maalesef fazlasıyla sınıfta kalıyor.

Dahası, karakterlere yüklenen güçlerin bir yerden sonra dengesi bozuluyor ve herkes her şeyi yapabilmeye başlıyor. Doğaüstü güçler verilmiş karakterlerin gelişimiyle etkileşimlerini yazmak hiç kolay değildir ve Coven ne yazık ki bu konuda da başarılı sınav veremiyor.

Supreme Seçimi.

Supreme Seçimi.

Yiğidi öldür hakkını ver, dizi özellikle Madam Laulaurie, Queenie ve Marie Laveau karakterleri aracılığıyla ırkçılık konusunda çok güzel mesajlar veriyor. Ama arada koca Avrupa ve Asya cadılık kültürünü atlamasa da olurmuş. Tamam, dizinin adı American Horror Story. Ama 2000’li yıllardaki bir cadılık okulunun diğer -hem de öyle böyle olmayan- kültürlere tek gönderme bile yapmaması? Şayet dizi kendi cadılık kültürünü oluştursaydı, bu affedilebilirdi. Ancak böyle bir kültür de yok. Seven Wonders’ın neleri kapsadığını dahi lutfedip ancak final bölümünde açıklıyorlar. Dolayısıyla, burada kararı size bırakıyorum. (Ayrıca, okuyucuya hizmet! Aşağıda dizide -bence- en başından verilmesi gereken bilgiyi içeren videoyu koydum.)

Kendi adıma konuşmam gerekirse, eğer Falchuk ve Murphy’ye daha az güvenseydim bu tür bir senaryoyu son yıllardaki hem light vampirli, hem de süper kahramanlı film ve dizilere sardırmış genç kuşağı çekmek için yaptıklarını söylerdim. Bence bu haltı FX yemiş, bizimkiler de sığ ve tüketici odaklı Amerikan kültürü, ırkçılık ve neopaganlara bol bol laf sokma fırsatını bu senaryo vasıtasıyla değerlendirmiş. Ama bir sürü güzel fikrin altı doldurulamamış. Madam LaLaurie’nin kızlarıyla hayatı ayrı bir dizi konusu olabilecekken, esgeçilmiş. Cadı avcıları tarafından kurulmuş çok uluslu bir şirket var, ama etkileri yarım bölüm bile sürmüyor. Finalde ise yılların söylemine geliyoruz;

“Biz Çok Yanlış Anlaşıldık”

Evet, bu kısım doğru. Dünya tarihindeki öğretilerin çoğu insan tarafından keyfi yorumlandığı ve dikte edildiği aşikar. Ancak pek azı cadılık kadar hedef gösterilmiş ve yanlış anlaşılmıştır. Bunun nedenleri başka bir yazının konusu olabilecek kadar geniş, uzatmayacağım. Ama American Horror Story yılların klasik “Cadılar şeytanla işbirliği yapar” mitini yalanlayıp doğrusunu anlatmak şöyle dursun, Papa Legba gibi basite indirgenerek şeytanlaştırılmış Voodoo figürleriyle destekliyor. Bu nedenle pek çok pagan topluluğundan tepki aldı. Sezonun fazlasıyla seksist olduğu söylense de ben katılmıyorum, Bitchcraft gibi bölüm isimleri ve sığ kişiliklerle kadınlara da, öldürülmeleri ve asla aktif rol verilmemesi konusunda erkeklere de kendince eşit mesajlar gönderiyor.

American Horror Story’ye gönül verdiyseniz, bu sezonu da esgeçmeyin derim. Ama fazla beklentiniz olmadan eğlenceli seyirlik niyetine izleyin. Soundtrack’inden karakterlerine kadar “light” bir yapım çünkü. Kesinlikle korkunç filan da değil. Korku filmi fobisi olan arkadaşlarınıza güvenle izletebilirsiniz.

KApanışı dizinin açık ara en delikanlı karakteri olan Misty Day ile yapıyorum. Sniff.

Kapanışı dizinin açık ara en delikanlı karakteri olan Misty Day ile yapıyorum. Sniff.

* Gerald Gardner’in geliştirdiği modern Neopagan öğretisi; eski Avrupa Coven’lerinin bilgilerinden derlenmiştir. Gerald Gardner Wicca’nın çeşitli adetlerinin günümüze kadar gelmesinde büyük payı olan biridir ve Wicca’nın babası olarak bilinir.

** Louisiana Voodoo’su ve Haiti kökenli Vodou arasında bir takım farklılıklar var. Bunlardan en barizleri Voodoo’da muska ve bebek kullanımının çok yaygın olması, “Voodoo kraliçeleri”nin varlığı ve Hoodoo ile kırma olmasıdır. Hoodoo ise dinin göçmen halka yayılmış biçimidir ve Hristiyanlık motifleri içerir.

*** Akademinin tam adı Miss Robichaux’s Academy for Exceptional Young Ladies. Robichaux, New Orleans’ın ünlü caz müzisyeni John ve kuzeni Joe’nun soyadı.

**** Haute Couture, “özel tasarım” yahut “ısmarlama” anlamına gelen bir moda türüdür. Üst düzey sosyetenin beğenisine hitap edecek kişiye özel tasarımlar içerir.

***** Myrtle karakterinin genç kızlığı fazlasıyla Moaning Myrtle’a benziyor, dolayısıyla pekala gönderme yapmış olabilirler.

****** Kreol, aynı yerde yaşamaktan melez haline gelmiş kültür; dil, din hepsi birleşmiştir. Avrupalılaşmış yerel halklara bu isim verilir. Özellikle bu melez dilin kökeni Fransızca olsa da, içinde İspanyolca ve yerel halkların kelimeleri, deyimleri de yer alır. Orijinali İspanyolca Criolla sözcüğünden gelir. Louisiana Kreolü özellikle çok çeşitli halklar iç içe geçtiği için incelemeye değerdir.

******* Tituba, Salem’deki Cadı Avı olaylarında suçlanan ve cadılığı itiraf eden ilk kişidir, zenci bir köledir. İtiraf etmesinin nedeni “sahibi” tarafından vahşice dövülmesidir.

Bonus Not: Günümüzde Madam Delphine Lalaurie’nin evi hala ayakta. Tıpkı cadıların yaptığı gibi gidip bakabilirsiniz. 1888’de restore edilmiş ve sırasıyla devlet okulu, konservatuvar,  konut, ıslah evi, bar, mobilyacı ve lüks apartman olarak kullanılmış. 2007’de Nicholas Cage tarafından satın alınmış, 2009’da da Regions Financial Corporation’un eline geçmiş. 

Bu yazı, "American Horror Story Yazı Dizisi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar