Batman’in Yüzünün Güldüğü Dizi
“Batman” diyince günümüzde çoğu kişinin aklına gelen, Christian Bale’ın yüzünün burundan aşağısı ve fısıldayarak söylediği “I am Batman” cümlesi. Ancak elbette ki 1939’da ortaya çıkmış olan Batman karakterinin bir çok farklı yorumlaması ve iterasyonu olmuştur. Çizgi romanlarda, çizgi filmlerde, sinema salonlarında ve televizyon ekranlarında defalarca karşımıza çıkmıştır Batman, bazen Frank Miller anlatmıştır onu bize, bazen Alan Moore, bazen de Tim Burton.
Bütün bu Batman versiyonlarının arasından biri vardır ki, belli bir yaşa gelmiş yarasaseverler için yeri ayrıdır: 1966 yapımı, Adam West’in başrolü oynadığı “Batman” isimli televizyon dizisi.
Diziyi yapması için yapımcı William Dozier ile anlaşılır. Ancak Dozier, sinema sektöründe geçmişi olan bir isim olsa da, hiç çizgi romanlarla pek alakası olmayan birisidir. Bir kaç sayı Batman okuduktan sonra, çekilecek dizinin ancak “pop art” tarzında bir komedi olmasıyla başarılı olacağına karar verir.
Elbette Dozier’in bu kararı alma sebebi o dönemin çizgi romanlarındaki Batman’in şimdilerde bildiğimiz “Kara Şövalye” imajından çok daha uzak olmasınıdır. 80’li yıllarda çizgi roman anlatım tekniklerinin değişmesiyle gölgelere çekilerek daha sert bir imaja kavuşan olan Batman, 60’lı yıllarda yüzü gülen bir “Fahrî Polis”ti.
Dizi, haftada iki kez prime time zaman diliminde yayınlanıyordu ve dönemin Amerikan orta sınıf değerleri gereği üzerine düşeni yapıp izleyen çocuklar için faydalı nasihatlarla doluydu. Çocuklar televizyon başında doğrudan Batman’ın ağzından ödevlerini yapmaları ve sebze yemeleri gerektiğini öğreniyordu. Batman’i oynayan Adam West ise maalesef oyunculuğu bir türlü öğrenemedi. Koca göbeğiyle süper kahramandan çok halı sahada eli belinde forvette bekleyen orta yaşlı amcaları andıran Adam West gerek çok ‘ağır’ cisimleri kaldırırken, gerek derin düşüncelere dalarken, gerekse kötü adamları pataklarken 5. sınıf müsameresi seviyesindeki oyunculuk yeteneğiyle ekran başındaki seyircileri kendisine hayran bırakmıştır. Bu konudaki en unutulmaz uygulama ise kavga dövüş sahnelerind birisi yumruk attığında tam karşısındakine denk gelecekken tüm ekranı kaplayacak şekilde ortaya çıkan “Bam” “Güm” efektleriydi. Ekranı tamamen kaplayan bu efektler sağolsun dizide hiç kimse hiç bir zaman gerçek oyunculuk yapmak durumunda kalmadı.
3 sezon ve 120 bölüm çekilen dizinin en iyi veya en kötü bölümü hangisi diye soracak olursanız cevap belli: Hepsi! Evet hepsi, çünkü senaristler ilk bölümü yazdıktan sonra çekim sırasında setteki parlak renklerden kör olmuş olacaklar ki bir daha kimse farklı bir senaryo yazmadı. Şimdi 3 sene boyunca 120 defa çekilen aynı senaryoyu bir inceleyelim.
Başlangıç
Çamaşırhane o hafta hangi kostümleri erken yıkayıp çekime yetiştirmişse o kötü karakterin işlediği hain bir suç ile başlıyoruz. Bu kötü karakterin The Penguin, The Joker, The Riddler veya Catwoman olma ihtimali %99. İşlenen suçu gördükten sonra kendimizi polis komiseri Gordn’un odasında buluyoruz. Bu sahnede Gordon yardımcısıyla birlikte eldeki delilleri inceleyip suçu hangi ünlü kötünün yaptığını belirler. Bu üst düzey polisçiliğin üzerine Komiser Gordon özel cam bölme ile korunan yarasa telefonundaki düğmeye basar. O düğme ile biz izleyiciler Bruce Wayne’in şatosuna ışınlanırız ve çalan telefona uşak Alfred’in cevap verdiğini görürüz. Acil bir durum olduğunu öğrenen Alfred’in durumu Bruce Wayne’e bildirmesi gerekmektedir fakat Bruce Wayne çalışma odasında Dick Grayson (nam-ı diğer Robin) ve Dick’in teyzesi Harriet Cooper ile sohbet halindedir.