Ben Bu Sahneyi Bir Yerden Hatırlıyorum: Stranger Things’e King Referanslarıyla Bakış

3 – From a Buick 8 (Buick 8)

King’in en sevdiğim romanlarından biri olmasına rağmen ismini hâlâ, yazarken de söylerken de “Buick 6/From a Buick 6” şeklinde yanlış hatırlarım. Elbette bunun sebebi, bunun bir Bob Dylan parçası olması ve King’in de bu parçadan esinlenerek kitabına böyle bir isim vermesi. Her neyse biz konumuza dönelim. Kısa bir süre önce (belki de o kadar da kısa değil) yorumunu yazmış olduğum bu eserde, gizemli bir yabancı batı Pennsylvania’da küçük bir kasabada bulunan bir benzin istasyonuna devasa boyutlarda, 1953 model bir Buick Roadmaster bırakıp ortadan kaybolur. İstasyonda duran genç polise haber verir ancak arabanın sahibi bulunamaz, dahası araba standart Buick 8 özelliklerinden de, Dünya üzerinde var olabilecek herhangi bir araba özelliklerinden de oldukça farklı bir yapıdadır. Sandy Dearborn ve diğer polis arkadaşları bu aracı hemen birliklerinin yanındaki barakaya çekerler ve uzunca bir süre oldukça tuhaf olaylar gözlemlerler. Birbirinden tuhaf ve korkunç manzaralar, elektrikli fırtınalar ve ışık oyunları eşliğinde arabanın bagajından tuhaf şeyler çıkar ve o anda barakada olanlar yitip gider. Çünkü devasa bir araba görünümündeki bu muamma, kuvvetle muhtemel bilinmez bir âlemle algıladığımız âlem arasındaki bir portaldır.

buick8

Tehditlerle dolu âlemlere açılan Upside Down’ı ve içine aldıklarını/dışarı verdiklerini hatırlayıp ürpermeyen var mı aramızda

Bu arada kitabın ayrıntılı incelemesi burada:

Metal Aksamlı Bir Muamma: Buick 8

4 – It (O)

Ustanın ilk okuduğum kitabı olması münasebetiyle yeri bende pek farklı olan bu klasiği de, özellikle çocuk karakterleri, aralarındaki arkadaşlık ilişkileri ve olayların geçtiği küçük kasaba yaşamı gibi özellikleriyle, Stranger Things’i ilk seyretmeye başladığımızda aklımıza gelen romanlardan biri hiç kuşkusuz. 1986 senesinde yayımlanmış olan bu romanda, Maine’in Derry kasabasında çocuklara birbirinden farklı şekillerde görünen ve onları öldüren, tüm kasabaya kâbus gibi çöken bir varlık söz konusudur. Kitabı okurken daha giriş sahnesinde altı yaşındaki George Denbrough’a yağmurlu bir günde palyaço kılığında gözüken “O” hepimizin aklını almış, 1990 senesinde çekilen mini dizide Palyaço Pennywise karakterine hayat veren usta oyuncu Tim Curry’nin eşsiz performansıyla ise hepimizi koulrofobi (palyaçolardan korkma durumu) sahibi yapmıştır.

1990 yapımı It filminden bir sahne

1990 yapımı It filminden bir sahne

Bill, Ben, Bev, Richie, Eddie, Mike ve Stan’dan oluşan “Kaybedenler Kulübü” ve mücadele ettikleri habis yaratık size yakın zamanlarda seyrettiğiniz ve çok sevdiğiniz bir ekibi anımsatmıyor mu?

O’nun ayrıntılı incelemesini buradan okuyabilirsiniz:

Stephen King’in En İyi Romanı: “O”!

5 – The Body / Stand By Me (Ceset / Benimle Kal)

İşte birbirinden tatlı çocuk kahramanlarıyla akıllarımızda yer eden bir başka King eseri daha. The Body ülkemizde Ceset adı altında, ustanın Richard Bachman mahlasıyla kaleme almış olduğu diğer bir hikâyeyle birlikte yayımlanmıştır. The Body 1986 senesinde, Rob Reiner’ın mükemmel uyarlaması ve başta merhum aktör River Phoenix olmak üzere küçük oyuncularının muazzam performanslarıyla hafızalarımıza adeta mıhlanmıştır. Eserde, yazar Gordie Lachance’ın gözünden, yakın zamanda yitirdiği bir arkadaşının ardından anlatmaya başladığı bir olayda, küçük Gordie ve arkadaşları Chris Chambers, Teddy Duchamp ve Vern Tessio’nun çıkmış olduğu maceraya tanık oluruz. Ağabeyiyle arkadaşlarından, kasabada bir tren kazasına kurban gittiği söylenen bir çocuk olduğu haberini alan Vern, bu haberi hemen arkadaşlarına yetiştirir ve dört arkadaş bu cesedi bulmak için maceralarla dolu bir yolculuğa girişirler.

Özellikle dört arkadaşın birbiriyle ilişkisi ve tren yolunda ilerlerken yaşadıkları maceralar, Stranger Things’in birbirlerinden ayrılmayan, fedakâr dostlarının sahneleriyle fazlasıyla benzeşmiyor mu sizce de? Bir de Buddy Holly’den Everyday çalsaydı tam olurdu, öyle değil mi?

Yorumlar