Black Lightning: (Yine) Bir Varoş Hikayesi

Amerikan medyası bayadır siyahi vatandaşlara yönelik içerik üretiyor. Bu gidişatta para olduğunu tam ne zaman, hangi datayı analiz ederek hesapladılar bilmiyorum. Ama iki üç yıldır ufak ufak blaxploitation türüne yatırım yapıyorlar. Kervana son katılan ürün CW kanalının yeni dizisi Black Lightning. Öncekilerin aksine tarihsel olarak diversity olayını pek sallamamış DC kökenli, üstelik bu kervanı yürüten Netflix ürünlerinden farklı olarak televizyon tabanlı ve haftada bir yayınlanacak. Yazıda çok blaxploitation lafı geçecektir, bilmeyenler linke tıklayıp okusun.

Geek Terminoloji: Blaxploitation Nedir?

Teknik

Sıkılmadan, yorulmadan, “Ya bunu neden böyle kötü çektiniz?” demeden ilk bölümü bitirdim. Zaten öyle aşırı sinema tekniği bilen bir adam da değilim. Görsellik piyasadaki diğer DC ürünleriyle aynı hizada, bir Green Arrow bir Flash görselliğini yakalamışlar. İyi de yapmışlar; en azından Luke Cage‘de gördüğümüz Netflix usulü kara-gerçekçi görselliği çalıp bir Arrowverse dizisine çakmayacak kadar sağduyu varmış. Sonlara doğru bir sahnede Black Lightning çatıdan aşağıya bakarken renklere kompozisyona falan dikkat edin, orada görüntü yönetmenliğinin niyeti çok net anlaşılıyor.

Oyunculuk kalitesi haftalık dizi seviyesine uygun.

Bunun ötesinde haftalık dizi izlerken konu örgüsünde açık aranmaz. O taraflara hiç gitmeyin, çorak ve ıssız topraklardır.

Bence dizilerde kostüm olması daha iyi.

Black Lightning Tutar mı?

Black Lightning çizgi romanı, Marvel’ın Luke Cage çıkışına cevaben, blaxploitation pazarına girmek için sipariş üzerine yaratıldı. Buradan gelen bir kısım sıkıntıları var. Blaxploitation edebiyatında varoşun kendisi ön plandadır. Varoşu tanımlayan da insanların ilişkileri ve binaları dolduran kurumlardır. Kurum dediğime bakmayın, kuruyemişçiden, berberden falan bahsediyorum. Onlar da zaten insan ilişkilerine vesile oldukları için önemliler. Bu sebepten konuya dahil olan kişiler sadece bu ilişkileri seyirciye göstermeye yetecek kadar detaylandırılır. “Siyah topluma çalışıyoruz” ile “Siyah bireylerin hikayelerini anlatıyoruz.” arasındaki fark az çok budur.

Ben şu sonuca vardım. Blaxploitation konusu üretirken olaylara ev sahipliği yapan varoşun bizzat ana karakter olduğunu akılda tutmak ve buna göre davranmak lazım.  Seyirciye aktarılan bilginin büyük çoğunluğu varoşun toplumsal dokusu ile ilgili Umut Sarıkaya tesbitleri ise; belli bir hikayeden bir siyahi süper kahramanı çıkarıp ötekini koymak  hikayenin ana karakterini değiştirmiş olmaz. Black Lightning bana yenilik sunacaksa bunu sunduğu varoş tasviri ile yapmalı.

Gel gelelim Black Lightning’de tutarlı bir varoş tasavvuru göremedim. “Eskiden varoşta etkinken kendini geriye çekmiş orta yaşlı abi”, “Siyaseti kitaptan öğrenmiş atarlı genç kadın”, “Bara pavyona düşmeye hevesli ergen kız.” gibi tektip karakterlerden oluşan ana aile bildiğin orta sınıf banliyösünde yaşıyorlar. Amerikada yaşayan siyahilerin hayat koşullarının çeşitliliğini ekrana yansıtmak istedilerse iyi düşünmüş ama becerememişler. “Varoş zencilik değildir, zencilik varoş değildir” gibi bir mesaj varsa bunun verileceği yer blaxploitation devrinden devşirme bir çizgi roman hikayesi olmaz. Bu kararsızlık geçici ve ilk iki bölüme has olsa bile büyük bir hesapsızlığa işaret eder; çünkü bu bir CW dizisi ve yeni bölümler haftalık yayınlanacak. Japon balığı hafızalı Amerikan gençliği 2018 yılında sırf içinde siyahiler var diye dizi izler mi bilmiyorum. Şu ana hikayeyi taşıyan Arraw dizisi bile başlangıçta aşırı bocalayıp sonradan yan dizi destekleyecek pozisyona gelmişti. Internet yayıncısı Netflix büyük ihtimalle “Ya nasıl olsa dizi bizim harddiskte şimdi izlemeseler de olur sonra da izlerler.” diye düşünüyor olabilir, ama yapımcı ekip asıl geliri CW kanalındaki haftalık yayından bekliyorsa ikinci sezon çıkmayabilir.

Yorumlar