Doctor Who’nun Gerçek Kötüleri

Her Güncelleştirme İyi Sonuç Vermeyebilir

Doctor’un her sezon mutlaka karşı karşıya geldiği bir başka ırk da tenekelere karşı olan nefretimizi arttıran Cybermen. 1966 yılında serinin dördüncü sezonunda seyirciyle buluşan ve o zamandan günümüze her sezonda kendine yer bulan Cybermen listemize ikinci sıradan giriş yapıyor.

Dış Görünüş

Daleklerin aksine Cybermen seneler içerisinde fiziksel olarak pek çok değişiklik geçirmiştir. Aslında bu onlar için oldukça normal bir şey diyebiliriz; zira Mondas gezegeninden gelen kahramanlarımız en başta böyle teneke kaplı değildi. Aslında tamamen organik bir yapıya sahip olan bir ırkken daha sonra kendilerini geliştirme takıntısıyla vücutlarına yapay eklentiler yapıp nihayetinde geriye neredeyse organik hiçbir şey kalmayana değin bunu devam ettirmişlerdir. Yaklaşık bir insan boyunda olan Cybermen, insanların sahip olduğu uzuvlara sahiptir. Yalnızca başlarının üzerinde bana her zaman tutacakmış izlenmini veren bir çıkıntı vardır. Ellerinden birinde de parmak kısmının bir kapak gibi açılmasıyla ortaya çıkan öldürücü bir silah bulunmaktadır.

doctor-who-gercek-kotuler-2

Cybermen zaman içerisinde gelişen bir tür olduğu için ilk ortaya çıkışlarıyla şimdi geldikleri durum arasında farklılıklar tabi ki var. Seyirciyle ilk buluştukları bölümde bir Cybermen insanlara “Aslında bizim beynimiz de sizinki gibi.” demiş ve böylece aslında demir perdelerini kaldırdıklarında insani bir yönleri olduğunu belirtmişlerdir. Tabi her şey gibi Cybermen de değişmiş ve organik beyinlerinin yerini de kablolar almıştır.

Cybermen’in zırhı bilinen silahlara ve mermilere karşı tam koruma sağlarken kendi silahlarıyla ya da Dalekler tarafından vurulmaları onlar için öldürücüdür.

Karakteristik Özellikleri

Cybermen içlerinde organik bir parça bırakmadıkları için duygudan yoksun varlıklar olarak karşımıza çıkar. Sürekli olarak kendilerini ve diğer varlıkları güncelleyerek mükemmel bir dünya oluşturmak amacındadırlar. Cybermen’in amacı Daleklerin aksine diğer ırkları yok etmek değildir; onlar bunun yerine herkesi tektipleştirip büyük bir Cybermen ulusu yaratmak isterler. Eh bunu da başka bir yönetim biçimiyle ya da ulusla bağdaştırmak tamamen size kalmış.

Zaman içinde Cybermen değişimi

Zaman içinde Cybermen değişimi

Bu Listeye Neden Girdiler?

Öncelikle diğer canlıların hepsini kendilerinden düşük varlıklar olarak görüp onları mükemmelleştirme adına güncellemek istemeleri listeye girmelerinde en etkili olan faktördü. Bu güncelleme ya da yükseltme işlemi diğer canlılar için oldukça acı verici bir işlemdir. Organik olan uzuvlarınızın teker teker sökülüp yerlerine metalik parçalar takıldığını hayal ederseniz ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Bir de yükseltmeye değer bulmadıkları kişileri de sorgusuzca yok etmeleri ayrıca ne kadar kötü olduklarını gösteren bir emare. Olur da bir gün karşınıza bir Cybermen çıkarsa önünüze sunacakları güncelleştirme işlemi için bir kere daha düşünün derim, bir sonraki sürümünüzün bundan daha iyi olmayacağının garantisini verebilirim.

Sakın Gözlerinizi Kırpmayın!

Tamamen içgüdüsel olarak gerçekleştirdiğimiz bir hareket göz kırpmak. Normal bir insan günde yaklaşık olarak 14.000 kez göz kırpar. Peki gözünüzü hiç kırpmadan yüzleşmek zorunda kalacağınız bir düşmana karşı nasıl savaşabilirsiniz? İlk olarak modern serinin üçüncü sezonunda Blink isimli bölümde karşımıza çıkan Ağlayan Melekler bu listede olmak zorundaydı.

Dış Görünüş

Ağlayan meleklerin dış görünüşünden bahsetmeden önce biraz öldürme mekanizmalarından bahsetmek gerekiyor. Gözünüz üzerindeyken yüzünü kapatmış bir heykelden farksız olan ağlayan melekler, gözünüzü kırptığınızda ya da bakışlarınızı başka bir yere çevirdiğinizde size bir adım daha yaklaşır. Bu bakışlarınızı onlardan her ayırdığınızda devam eder size dokunduklarında nihayetinde sizi geçmişte ölüme terk ederek potansiyel yaşam enerjinizini alır ve kendilerini beslerler. Şimdi bu bilgiler ışığında neden sürekli yüzlerini kapadıklarını açıklayabiliriz. Eğer yüzlerini kapatmazlarsa birbirlerini görmeleri durumunda taşlaşmış formda sonsuza kadar kalma riskini taşırlar. Bu nedenle etraflarında beslenebilecekleri bir yaşam formu yoksa yüzlerini elleriyle kapatırlar ve bu da onlara ağlayan bir heykel görünümü verir.

Ağlayan Melekler (Weeping Angels)

Ağlayan Melekler (Weeping Angels)

Dışarıdan bakıldığında normal bir heykelden bir ağlayan meleği ayırmak gerçekten zordur. Ağlayan melekler diğer heykelleri de kendi ırklarına dönüştürebilme yeteneğine sahip olduğu için etrafınızdaki heykellere çok güvenmemenizi tavsiye ederiz. Hatta bir bölümde pek meşhur heykellerin de aslında ağlayan melek olduğunu da görmüştük.

Yorumlar