Efsane Oyuncak Serilerinin Hikayeleri – The Toys That Made Us

Herkesin çocukluğunda, çok sevdiği bir ya da bir grup oyuncağı illa ki vardır. Benim çok küçüklük oyuncağım dandik bir robot iken ilerleyen yıllarda oyunun yerini G.I. Joe’lar almıştı. Gerek bayram harçlıkları, gerek evden aşırılan paralarla 13-15 tane G.I. Joe almıştım ve detayları olsun, bükülebilen kol/bacakları olsun bu oyuncaklarla inanılmaz hikayeler yaşamama izin veriyordu. Karakterlerin üzerindeki türlü türlü ekipmanlar ile bazen birbirlerine karşı, bazen de evdeki diğer oyuncaklara karşı epik savaşlar verilirdi. Odadaki ranza, kitaplık, masa ve örtüsünün kıvrımları, hepsi Joe’ların savaş alanlarıydı.

Tabi Türkiye’de yaşayan orta sınıf bir çocuk olarak sayısız oyuncağa erişimimiz yoktu. Buna rağmen kısıtlı malzemenin daima bir avantajı vardır ki, o da hayal gücüdür.

Dünya geneline gelirsek, insanların halen çocuklarına aldıkları, bazılarının ise büyüyüp ekonomik özgürlüklerini kazandıktan sonra kendilerine koleksiyon amaçlı kullandıkları oyuncak serileri var. Bunlar, hiç şüphesiz hem onlarca yıldır çocukların rüyalarını süslüyor, hem de popüler kültüre yön veriyor.

The Toys That Made Us

Netflix’in şimdilik 2 sezon ve 8 bölümden oluşan bu belgeseli, çok keyifli bir anlatıma sahip. Adeta kaliteli bir Youtube sunumu gibi ilerliyor (konuşmacının bir yorumu üzerine giren komik görseller, bu konuya tekrar döneceğizler vs) ve her bölümde, tarihe damgasını vurmuş efsane bir oyuncak serisini bizlere sunuyor.

Burada bizi esas şaşırtan şey ise hiç bir şeyin göründüğü gibi olmaması. Çok sevdiğimiz bir karakterin isminin iki saniyede uydurulmuş olması mı dersiniz, hiç akılda yokken çizgi filmi çevrilmesini mi dersiniz, şirketlerin batmamak için çevirdiği eğlenceli dolaplar mı dersiniz, ne ararsanız var.

Hepsine sahip olmuş olmasak da isimlerini mutlaka bildiğiniz bu serilere ve bölümlere hızlıca bir göz atalım:

s01e01 – Star Wars

Star Wars’ın ne kadar büyük bir marka olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat şahsen oyuncaklarının bu kadar çok sattığını ve filmlerin gelirinin bir kaç katı üzerine çıktığını ilk defa bu bölümü izlerken öğrendim ve küçük çaplı bir şok geçirdim.

Malumunuz, sonraki serilerde oyuncak satma amaçlı karakterlere (örneğin top gibi yuvarlanan bb8 robotu) öncelik verilmesinden de Star Wars oyuncaklarının ve aksiyon figürlerinin önemini anlarsınız.

İlk filmin tamamlanmasına az bir süre kala, Hasbro ve Mattel gibi dev oyuncak firmaları tarafından reddedilen Lucasfilm, oyuncak hakları için, çok daha küçük bir firma olan Kenner’le masaya oturur. Buradan 14 milyar dolar toplam gelir elde edilecek, Kenner’de oyuncak sektöründe zirveye çıkacaktır. Fakat sonraki yıllarda, Lucasfilm pek az kazanç sağladığı korkunç anlaşma şartları yüzünden sınırları zorlayacak, araya kara kedi girecektir.  Tabi, Star Wars gibi bir şansı kaçıran diğer firmaların öngörüsüzlüğü de takdire şayandır.

s01e02 – Barbie

2000’li yıllarda sıklıkla gördüğümüz, vücut ölçülerinin kızlarda anoreksi başlangıcını tetiklemesi, cinsel obje olarak sunulabilirliği, yanlış anlamda özendirici olması vs gibi konuların odağındaki Barbie’nin her zaman tartışma konusu olduğunu öğrenmek beni o kadar da şaşırtmadı.

İlk olarak, kızlar için bir aksiyon figürü olmadığını fark eden efsane oyuncak kraliçesi Ruth Handler bir Avrupa ziyaretinde, İkinci Dünya Savaşı’nda, Alman askerlere “seks objesi” motifi olarak hizmet veren bir oyuncak ve karikatür serisi bulur. Bir kaç taneyi yanına alır, üzerinde biraz çalışır ve Mattel’e sunar. Fakat tamamı erkek olan yönetim kurulu tarafından reddedilir. Göğüsleri olan bir oyuncak mı? Hadi oradan!

Fakat kızlar için G.I. Joe benzeri aksiyon figürü olmamasının yanı sıra, o dönemde kızlar için sadece oyuncak bebekler vardır. Yetişkin bir figür, düşünülemez bir şeydir. Fakat sonradan Barbie’yi “amacı evlenmek olan kızlara, evlenilebilecek özelliklere sahip bir genç kadın” figürü olarak sunma fikri akıllarında oluşur. Zira, 1959 yılında bir kadın için ekonomik özgürlük büyük oranda, geliri olan bir erkekle evlenmekten geçmektedir.

Böylelikle Barbie piyasaya çıkar ve ortalığı kasıp kavurur. Başta gelinliği olan Barbie’ye sonradan sayısız kariyer olanağı ve kostüm verilecek, çeşitliliği arttırmak için yanına Ken eklenecek ancak tartışmalar hiç bir zaman bitmeyecekti. Zaman zaman rakiplerden kaynaklı zarar dönemleri, eleştirilerin çok arttığı ve diversity baskıları ile yıprandığı dönemler olsa da Barbie, ikon olarak kalmaya devam edecektir.

s01e03 – Masters of the Universe

He-Man’i nereden bilirsiniz? Esasen çizgi filmdir ve oyuncağı yapılmıştır değil mi? Yanlış. He-Man oyuncak olmak üzere tasarlanmış bir fikirdir ve satması için çizgi filmi yapılmıştır.

Çıkış hikayesi ise enteresan. Erkek çocukları gözlemleyen Mattel tasarımcıları, çocukların en çok “güçlü olmayı” istediğini görmüştür. Star Wars’ı ellerinden kaçırıp bir de üzerine onunla rekabet edecek bir seri üretemeyince akıllarına bir fikir gelir.

Luke gibi çelimsiz olmayan kaslı ve güçlü bir figür üretmek! Başlangıçta Barbar Conan’dan esinlenen bir karakterdir ve adı, adeta maskülenliğin kalesidir, He-Man!

Ayrıca sihirli bir kılıcı vardır ve “GÜÇ BENDE ARTIK” diye bağırdığı zaman evrenin en güçlü adamı olduğunu teyit etmektedir. Gel gelelim bir hikayesi yoktur, Toys’r Us ile anlaşmaya gittiklerinde Mattel zor durumda kalır. “Star Wars’ın hikayesi var, bunda ne var?” sorusuna bir anda sallama cevap verirler: “Çizgi romanı olacak!”

Ortada böyle bir proje yoktur ve o anda tamamen zaman kazanmak için sallamışlardır! Fakat bir sonraki buluşmaya çizgi romanı hazırlatırlar. Gel gelelim bu sefer de “5 yaşındaki çocuklar çizgi romanı nasıl okuyacak?” sorusu ile karşı karşıya kalınca yine sallamaya başlarlar “Aaaa söylemedik mi çizgi filmi de olacak!”

Fakat ortada öyle bir proje de yoktur! Buna rağmen Filmation ile anlaşılır ve beklediklerinden çok daha güzel ve detaylı bir yapım ortaya çıkar. He-Man’e Superman’inkine benzer bir alt kimlik (Prens Adam) verilmiştir, diğer figürler de hikayeye dahil edilmiş, tarihin en önemli kötü adamlarından İskeletor’da şahane bir şekilde hayat bulmuştur.

Sonrası? Gelsin paralar, gitsin paralar… He-Man oyuncakları tarihe damgasını vuracaktır.

s01e04 – G.I. Joe

Tarihin muhtemelen ilk aksiyon figürü olan Hasbro’nun Joe’su, başlarda jenerik bir askerdir. Kurşun askerlerden çok daha büyüktür, hareketli parçaları vardır, silahları vardır vs… Bu şekilde çok uzun yıllar, ABD ve Dünya’da oyuncak sektörüne öncülük eder.

Gel gelelim, Star Wars’ın gücü dengeleri bozacaktır. Sonradan yeni bir oluşuma giren G.I. Joe, rakibinin figürleri ile benzer bir boya iner ve küçülür. Ayrıca Star Wars’ın gösterdiği gibi, iyi oyuncak serileri için iyi de bir hikaye gerekmektedir.

Böylelikle Hasbro, Marvel’in kapısını çalar. Joe, tek bir askerden pek çok seçkin askeri içeren bir birliğe dönüşür. Tabi ki her hikaye gibi Joe’lara da bir kötü adam gerekir ve ortaya çok da düşünmeden atılan bir isim gelir, Kobra!

Böylece tarihin en önemli erkek çocuk oyuncaklarından biri ortaya çıkar, sayısız karakter, ekipman ve tabi ki araç da yanında gelecektir. Bunların en efsanesi hiç şüphesiz, 3 metrelik boya sahip uçak gemisidir!

Yorumlar