Frequency: 20 Yıl Öncesinden Gelen Ses
Dizi tabi ki sadece bunlar etrafında dönmez ayrıca Reimy ölmüş babasını kurtarma şansı doğar ve bir seri katili birlikte durdurma şansları olur. Yalnız bu görüldüğü kadar kolay olmaz. babasını kurtarmak kahramanımız Raimy’e çok pahalıya patlar. Çünkü Kendi hayatı ve tüm yaşanmışlıkları o andan itibaren değişen Raimy ne yazık ki bu sefer annesini ‘Nightingale Katili’ olarak bilinen bir seri katile kurban vermiş olduğunu öğrenir. Üstelik geçen yıllarda hem babasını kanserden kaybetmiş hem de annesi vasıtasıyla tanıştığı nişanlısıyla hiç tanışmamış oluyor. Yani burada geçmişte her değiştirilen olayın sonuçları farklı ve ağır bir şekilde olduğunu görürüz. Bir nevi kelebek etkisi yapılarak paralel evrendeki bu gidişat her zaman istenildiği gibi gitmez.
Film ve Dizi Arasındaki Önemli Farkılıklar
Öncelikle filmde baba ve oğul temasının daha güçlü,derin ve duygusal işlendiğini çok rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun aksine dizimizde baba-kız teması işleniyor. Filmde babanın mesleği itfaiyecidir ve bir yangında hayatını kaybeder, oğlu ise bu olaydan 30 yıl sonra polis olmuş ve şans eseri keşfettiği telsizde karşıdaki sesin babası olduğunu öğrenir ve olaylar gerçekleşir. Çocukluk yıllarında araları gayet iyidir ve babasını kaybetmekten dolayı ona büyük özlem duyar çünkü bir nevi babası onun için bir kahramandır. Dizimize tekrar dönecek olursak Raimy’nin babasının detektif olması ve gizli bir görev için sürekli ailesinden uzak, kopuk yaşaması çocukluk döneminin zor geçmesini sağlar. Ayrıca babası pis işlere bulaşmış kötü bir polis tablosu çizilir ve onları terk ettiğini düşündüğü için babası Frank Sullivan’a büyük öfke duyar. O da 20 yıl sonra detektif olur. her iki karakterin de sonun da babalarını kurtarmak için her şeyi yaparlar ama her olay zincirleme başka bir olayı doğurur. Paralel evren teması geçmişle bütünleştirilip izleyiciye sorular sordurmayı başarır. Filmde oğul başarısız bir ilişki yürütür, hayatı çok darmadağın yaşar, dizide bunun önüne geçilmiş Raimy oldukça düzenli bir hayatı olan hatta nişanlısı olan bir karakter olarak yaratılmış ve bence bu tasvir daha iyi olmuş, böylece her olaya müdahalede kaybettiği kişiler ya da yaşadığı olaylar onu daha çok etkileyeceğinden daha çok travma geçirmesi muhtemeldir. Bu da biz seyircilerin işine gelir, kaybettiklerini geri kazanmak için daha çok mücadele demektir. Ayrıca dizideki Frank kendine ihanet eden ve onu kirli polis gibi gösteren içerideki asıl kirli polisi bulmaya çalışması fikri diziyi daha uzun soluklu ve filmden farklılaştırmak için yapılmış güzel bir detay olduğunu söyleyebilirim.
Değerlendirme
Frequency dizisi hem bir polisiye hem de bilim kurgu ögelerini taşıyan güçlü bir dizi. Bir seri katili iki ayrı zaman diliminde bulmaya çalışan baba kız dedektifler fikri son derece özgün bir iş ve kendini izlettirmesini biliyor. Frank’in ve Raimy’nin birbirlerinin 20 yıl sonraki hallerini hiç görmeden sadece bir frekans aracılığıyla konuşup birbirlerini tanımları, yeniden keşfetmelerinin yanında cinayetleri aydınlatmaları görülmeye değer. Bunun yanında paralel evren, olasılıklar evrenlerinde değişen en ufak ayrıntı Raimy’nin tüm hayatını etkiliyor. Dizinin en ilginç tarafı ise geçmiş değiştiğinde Raimy’nin aynı Kelebek Etkisi (2004) filminde olduğu gibi tüm geçmişlerin anılarını hatırlayabilmesi. Dizi bu yılları aşan sadece tek bir frekans aracılığıyla iletişimin seneler sürmesi pek olası durmuyor bu yüzden bu hikayeden çok uzun soluklu bir dizi çıkması oldukça zor gözüküyor. Yinede işin içine zaman, yeni döngüler ile yeni olaylar oluşturmak ve hikayeyi genişletme yoluna gitmek de her zaman mümkün. Ama bunun çok iyi ve kendini tekrar etmeden, sıkmadan yapılması oldukça önemli. Uzun soluklu olur mu bilinmez ama filmi izleyenlerin mutlaka görmek isteyeceği bir dizi olduğundan şüphem yok. Filmi hakkında bilgisi olmayan ve diziye yeni başlayacaklar için polisiye bilim kurgu türlerini seviyorlarsa izleyip bir şans vermelerini isterim. Yalnız polisiye dediysem de aksiyon ögelerinin biraz eksik kaldığını söylemeden edemeyeceğim.