iZombie – Çirkin Canavar Kalmasın!
Onu seven bir ailesi ve nişanlısı olan tıp öğrencisi Liv Moore, zombiye dönüştüğü o partiye gidene kadar son derece mutlu bir hayata sahipti.
Popüler kültürde de zombiler her zaman kendilerine yer bulmayı başarmıştır. Ancak son bir kaç yıldır içimiz dışımız zombi oldu, orası kesin. Bana soracak olursanız bunun bir numaralı sebebi, 2002 yılında vizyona giren “28 Days Later” adlı filmdir. Bildik zombi klişelerini sonuna kadar zorlamış ve bu tür yapımlara yepyeni bir bakış açısı getirmiştir bu film. 28 Days Later’ın açtığı yolu takip eden sinema filmleri, diziler, bilgisayar oyunları ve çizgi romanlar derken yapımcıların ipin ucunu kaçırdığı bazı projeler de olmuyor değil. iZombie adlı dizi de bakış açınıza göre bunlardan biri olabilir.
iZombie, 2010 yılından beri Vertigo etiketiyle yayın hayatını sürdüren aynı adlı bir çizgi romanın uyarlaması. Ancak hikayenin zombileri yorumlaması ve baş karakterin bir kadın olması dışında çizgi romanla bağları oldukça zayıf. Hatta Vertigo’ya has o karanlık atmosferi diziden beklerseniz büyük hayal kırıklığına uğrayacağınızı garanti ederim. Zira dizinin komedi elementi pek az değil.
Yeterince ilginizi çekti mi? O halde ilk önce dizideki zombi yorumlamasıyla devam edeyim: Hikayede zombi bir tür virüs olarak karşımıza çıkıyor. Bu virüsü kapınca ölüyorsunuz ve kısa bir süre sonra zombi olarak geri dönüyorsunuz. Pekala, buraya kadar herhangi bir zombi hikayesinden farklı bir şey yok gibi. Ama bir de bakıyorsunuz ki; zombilik o kadar da trajik bir şey değilmiş! Evet, saçlarınız ve ten renginiz soluyor, ama vücudunuz çürümüyor ve aklınız da gayet yerinde. Tek sorun; sürekli beyin yemek zorunda olmanız ama merak etmeyin! Beynin öyle diğer zombi filmlerinde olduğu gibi taze falan olması gerekmiyor. Ancak eğer beyin yemeyi sürdürmezseniz gitgide aptallaşıyor ve saldırganlaşıyorsunuz. Yani bildiğiniz zombiye dönüşüyorsunuz.
Hikayemizin baş karakteri hanım kızımız, başına gelenler göz önüne alındığında bile aslında çok şanslı. Zira tıp öğrencisi olduğu için durumu kurtarmak adına bir morgda çalışmaya başlamış. Bu şekilde yakalanma riskine girmeden erişteyle karıştırdığı beyinlere acı sos da ekleyerek bir güzel mideye indirebiliyor. Hatta diziye “İngiliz aksanıyla konuşması gereken karakter” kadrosundan giren patronu Doktor Ravi Chakrabarti bile bu zombilik durumundan korkmak yerine ilgi çekici bulacak kadar nerd olduğu için Liv’e iyileşmesi için yardım etmeye çalışıyor. Dedim ya? Kızımız çok şanslı aslında ne de olsa daha doğarken yarın öbürgün olur da zombi falan olursa ona hayatına devam etmesi gerektiğini hatırlatacak kelime oyunlu bir isim verilmiş: Liv Moore, yani “Daha fazla yaşamak” anlamındaki “Live More”.