iZombie – Çirkin Canavar Kalmasın!
Ha! Bir de kızımız işinden kalan boş zamanlarında Dedektif Clive Babinaux’a medyum olarak yardımcı oluyor! “Ne alaka?” mı dediniz? İşte bu nokta diziyi ilginç kılan şeylerden biri. Bu hikayede bir zombi, yediği beynin sahibinin karakter özellikleriyle birlikte anılarının bir kısmına da sahip oluyor. Bu anılar çeşitli dış uyaranlarla ortaya çıkıyor. Liv, bu özelliğini Dedektif’e “medyumluk” olarak yutturarak beynini mideye indirdiği cesetlere karşı da bir nevi son görevini yapmış oluyor. Bu noktada dizinin çıkış noktası olan aynı adlı çizgi romanın bu “yediği şeyin anılarına sahip olma” fikrini Image Comics’in Chew adlı çizgi romanından esinlenmiş olduğunu da bir anekdot olarak not düşmem gerekir. Merak ediyorsanız sitemizde yazarlarımızdan Doğa Önen‘in kaleme aldığı bir tanıtımını CHEW: Image Comics’ten “Afiyetle” Okunacak Bir Serüven! adıyla bulabilirsiniz.
Dizimiz bir yandan Liv’e zombi virüsünü bulaştıran Blaine DeBeers adlı uyuşturucu satıcısının, zombi yeteneklerini kullanarak bir suç imparatorluğu kurmaya çalışması gibi bir yan hikayeye sahip. Blaine’i canlandıran Once Upon a Time adlı dizideki Dr Frankenstein rolüyle tanıdığımız David Anders’ı bu dizide de görmek güzel.
Dizi, halihazırda Medium, Ghost Whisperer, Mentalist, Touch hatta Lie to Me gibi dizileri izlemişseniz aslında son derece aşina olduğunuz bir formata sahip. Şöyle tanımlamayı uygun buluyorum: “Başkalarının göremediği şeyleri gören kişi”nin hikayesi. Bu noktada Liv’in zombi yeteneği sadece günümüzün zombi modasına bir göndermeden başka bir şey değil. Bu tür dizilerdeki başrol karakterin yeteneğinin kopyala / yapıştır metoduyla zombi olmak, ölmüş kişilerin hayatletlerini görmek ya da aşırı zeki bir beyne sahip olmak gibi bir başka yetenekle değiştirseniz bile hikaye akışında çok ciddi bir değişim göremeyebilirsiniz. Şu ya da bu şekilde bir meziyeti olduğu sürece dizi bir şekilde prosedürel drama adı verilen senaryo tekniği kullanılarak devam edecektir. Her bölümün sonunda da hayata umutla bakmanıza yardımcı olacak tınıda bir alternatif rock parça eşliğinde başrol karakterimiz o bölümde yaşadığı “aydınlanmayı” süslü cümleler kullanarak izleyiciyle paylaşacaktır.
Malumunuz, eski model canavarları Twilight’daki pırıldayan vampir misali fazla deforme etmeden, daha kabul edilebilir görünümde izleyiciye sunmak, son yıllarda sık yapılan bir şey. Hatta bunu zombi özelinde değerlendirecek olursak iZombi’nin ilk olmadığını da görürüz (Bkz Warm Bodies). Eğer ki bu iyi görünümlü canavar teması size itici gelmeyecek yaştaysanız bence bu diziye bir şans verebilirsiniz.