Kitabı Okumuş Birisinin Gözünden Game of Thrones: Sezon 5 – Cersei / King’s Landing
Cersei öncelikle Small Council’i (Tywin’in orjinal planlarının aksine) kendisine ‘sadık’ olan (bkz. yalaka) kişilerle dolduruyor, tabii kendisi tutuklanınca Qyburn dışındakiler onu terk ediyorlar. Bunu yapmasındaki amacı Tyrell’lerin güçlerini ellerinden almak, çünkü önceden bahsettiğim gibi Tyrion’un kaçışında bir parmakları olduğundan ve Tommen üzerinden krallığı ele geçirmek istediklerinden şüpheleniyor. Bu güç ile aldığı gazla Taht’ın borçlarını ödemeyi de reddediyor – bu da Iron Bank’ı ve İnanç’ı kendisine karşı çeviriyor. İnanç, buna cevap olarak Tommen’i kral olarak kutsamayı reddediyor – bu da Cersei’nin High Sparrow ile olan görüşmelerini başlatıyor ve sonuç olarak ona İnanç Militanı’nı diriltme (geçmişte Taht’a sorun çıkardıkları için yasaklanmışlardı) iznini para yerine saymasını istiyor, ki High Sparrow Tommen’i kutsasın (dizideki gösterildiği gibi sadece Margaery’i içeri atsınlar diye değil, zira İnanç Tommen’i kutsamazsa halk ayaklanma çıkartabilir).
Cersei bu sırada verdiği çoğu kararı alkol ektisinde veriyor, zira babasının ve Joffrey’nin ölümünün verdiği travma ile daima paranoyak bir şekilde Tyrion tarafından kendisinin ya da Tommen’in suikasta uğrayacağı düşünceleri nedeniyle sadece içerek rahatlayabiliyor. Paranoyaklığı o kadar kontrolden çıkmış ki; Tommen uyurken odasında Kingsguard üyelerinin nöbet tutmasını istiyor (Düğün gecesi dahil).
Cersei, Margaery’i Tommen’den ayırmaktan başka bir ton plan yapıyor, Trystan Martel’i öldürtüp Tyrion’a suçu atmak, Tyrion’dan korktuğu için Bronn’u öldürtmeye çalışmak gibi, ama dizi Margaery plot’una değindiği için ben de o konuda kıyaslamalar yapacağım, kalanını merak ediyorsanız kitapları okuyun – Cersei bölümleri o kadar ustalıkla yazılmış ki; okurken insan onun kafasına girip hak bile veriyor (bölüm bitince “Dur bir dakika, bu ne kadar saçma bir düşünce?” falan diyorsunuz ama).
Cersei’nin Margaery’den kurtulma planına gelelim, bir önceki bölümde bahsettiğim Osney Kettleback’i hatırlarmısınız? İşte onun High Sparrow’a Margaery’le yatmış olduğuna dair itirafta bulunmasını istiyor (Margaery’i baştan çıkartması için de çabalıyor ama başarılı olmayınca yalan söylemeye mecbur kalıyor). Tabii High Sparrow onu bir zindana kapatıp ondan doğruyu alana kadar işkence ediyor, böylece Osney hem önceki High Septon’u Cersei’nin emrinde öldürdüğünü (Çünkü o Septon Tyrion’un başa getirdiği bir adamdı ve Cersei Tyrion’un dostu olabilecek kimseyi hayatta istemiyor) ve Margaery’le aslında yatmadığını itiraf ediyor. Cersei’i sonra yakalayıp tutsak ediyorlar. Bu süreç dizide çok başarılı yansıtılmış, tabii biraz daha uzun sürüyor. Cersei yine bazı şeyleri itiraf ederken bir çok şeyin yalan olduğunu söylüyor.
Ne yaparsa yapsın duruşmaya gideceğini anladığında tek umudunun dövüşme ile yargılanmak olduğunu fark ediyor. Bunun için Jaime’ye “Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum!” gibisinden onu kurtarabilecek tek kişi olduğunu düşünerek ondan yardım dilenen bir mektup gönderiyor. Jaime de bu mektubu aldığında umursamayıp ateşe atıyor.
İdam suçu olmayan günahlarını kabul ettiği için High Sparrow ona görüşme izni veriyor, buradan da Myrcella’nın yaralandığını ve Arys Oakheart’ın ölümünü öğreniyor. Arys, dizide bir iki sahnede ve en son Myrcella ile Dorne’a giderken gördüğümüz bir Kingsguard üyesi. Kingsguard’ın tam yedi üyesi vardır, bu da Oakheart’ın ölümüyle bir yerin açıldığı anlamına geliyordu, bundan yararlanmak için Cersei Qyburn’a “zamanın geldiği”ne dair haber göderiyor ve amcasının yeni kral’ın eli olarak bu isteiğini kabul etmesini diliyor – Qyburn’un getireceği kişiyi Kingsguard’a almasını.
Cersei’nin saraya dönmesi için yaptığı yürüyüş kitaplardakiyle neredeyse birebir aynı, tek göze batan fark kafasının tamamen kazınması (ama Lena Headey’e o kadar canilik yapamazlardı sonuçta, değil mi?). Red Keep’e vardığında onu içeri iki buçuk metre boyutundaki bir adam taşıyor, Ser Robert Strong. Bir önceki bölümde bahsettiğim detayı hatırlar mısınız, Tywin Dorne’lulara Gregor Clegane’in kafatasını yolluyor demiştim? Eh, işte ne hikmetse Ser Robert’un suratı miğferi yüzünden hiç gözükmüyor ve sessizlik yemini etmiş.
Kevan’la yaşadığı ufak bir konuşmadan sonra Cersei’nin kitaplardaki kaldığı yere dizi yetişmiş oluyor, ben de sizi Kraliçe hazretlerinin bir sözüyle bırakıyorum: “When you play the game of thrones, you win or you die.”