Kitabı Okumuş Birisinin Gözünden Game of Thrones: Sezon 3 Bölüm 1-3
Evet arkadaşlar, artık dizi ve kitabın arasında gittikçe artan farkların bariz olmaya başladığı üçüncü sezona geldik. A Storm of Swords‘un ilk yarısını konu alan üçüncü sezonun ilk üç bölümüyle başlayalım. Her zamanki gibi SPOILER uyarımızı yapalım, birinci bölümden başlayalım.
Sezon Samwell’in haldır haldır koşmasıyla başlıyor, peşinde bir Wight var, Mormont onu kurtarıyor sonra kuzgunları göndermediği için kızıyor. Fist of the First Men (İlk İnsanların Yumruğu) savaşı kitaplarda uzun ve detaylı anlatılıyor, Sam durumu anlatan mesajlar yazıp kuzgunlarla duvara göndermeye çalışıyor; White Walker’lardan korkan hayvancıkların çoğu kaçıyor, ama bir iki tanesiyle mesaj gönderebiliyor. Daha sonra kaçış sırasında Sam, ona saldıran bir White Walker’ı obsidyen bıçakla öldürüyor. Bunun üstüne Night’s Watch gençleri ona “Sam the Slayer” lakabını takıyor, ama bunu daha çok onunla dalga geçmek için söylüyorlar zira yalan söylediğini yahut yanlışlıkla öldürdüğünü düşünüyorlar.
Jon Snow’a gelelim. Jon’un Mance Rayder ile olan konuşması daha farklı; kitaplarda Mance çalgı çalan şarkı söyleyen bir adam olarak tasvir ediliyor ama bu diziye yansıtılmamış karakteri daha korkutucu ve ciddi göstermek için. Mance’in bu ‘bardlık’ yanı aslında kitapta büyük roller oynuyor, Jon’la olan konuşması da bunlardan biri. Mance Jon’a onu tanıdığını söylüyor, çünkü onu daha önce Winterfell’de görmüş. Kral Robert’ın Winterfell’e geldiğini duyduğunda “Duvarın güneyindeki kralı bir göreyim,” mantığıyla duvarı tırmanıp Wİnterfell’e bir müzisyen kılığında girdiğini, Jon’u da o sırada gördüğünü anlatıyor. Jon’a neden onlara katılmasını istediğini sorduğunda ise Jon basitçe; “Winterfell’de Lord Eddard’ın çocuklarının Kral’ın çocuklarının yanında gördün, değil mi? Piç’i nereye koyduklarını da görmüşsünüdür,” diye kendisinin en uzak masada oturmasına referens veriyor. Bu aslında Kral’a saygısızlık olmasın diye Lady Catelyn’e ait olan bir fikirdi, Jon da bunu biliyor, ama Mance Rayder’in kanına girmek için bu şekilde anlatıyor. Mance de Jon’a kendisinin neden Night’s Watch’tan ayrıldığını anlatıyor, ama o kadarını da açıp kendiniz okuyun – kitaplarda Mance çok daha ilginç bir karakter.
Jon’un ikinci bölümde tanıştığı Warg Orell, kitaplarda Jon’un Qhorin ile öldürdüğü gözcü birliklerinden biri. O noktadan itibaren “Orell” ismi, onun kartalına geçiyor – zira Orell’in benliği kartalın içine geçmiş. Orell Jon’u görünce gözlerini oynaya çalışıyor, ama yüzünde sadece derin yaralar bırakıyor. Kitapta Varamyr Sixskins isimli bir Warg daha var yabanılların arasında, dizide onu Orell karakteri ile birleştirmişler.
Davos kurtulduktan sonra Melisandre’yi öldürme planlarıyla Dragonstone’a gider, orada Melisandre onun niyetini anlamıştır ve Davos’u zindana attırır. Davos zindanda aylar geçirir, bu süreç içinde zindanda Stannis yerine karar veren Kral’ın Eli Alester Florent ile tanışır, Kraliçe’nin bir akrabası. O ateşe verildikten sonra ancak Davos Stannis’in yanına çağırılır, zindana gönderilmeden değil.