Legends of Tomorrow: B Sınıfı Kahramanların Hikayesi (S01E01)

Rip Hunter, DC çizgi romanlarında var olan bir zaman yolcusu. Kendisinin 2166’da yaşayan biri olarak tanıtılması tesadüf değil. Dizi evreni içerisinde Eobard Thawne yani Reverse-Flash’ında o dönemde yaşadığını unutmamak lazım. Hatta Flash’ın sezon finalinde Wells için yapılan araca, Wells’in, “ Rip bunu görse bayılırdı.” demesini hatırlatmak isterim. Yani iki karakter evren içerisinde tanışıklar. Ayrıca bu tarihte zaman yolculuğu gayet sıradan bir olay haline gelmiş ki, bu durumu kontrol altına alabilmek adına bir konsey dahi kurulmuş. Rip ve Eobard arasında yakın bir ilişki olduğunu, bu açıdan iki karakterin de gri çizgilerle resmedildiğini belirtmek gerekiyor. Ayrıca Eobard’ın kullandığı Gideon yapay zekasını Rip’te kullanmakta. Düşündüğümüzde Gideon ya 2166’ların Siri’si ya da o konseye ait kimselerin kullanabildiği özel bir yapay zeka. Bu sorunun cevabını ilerleyen zamanlarda alacağımızı umuyorum.

legends-of-tomorrow-5

Arthur Darvill, Rip’e görsel olarak tam oturmuş diyebiliriz. Belki biraz daha olgun görünümlü olabilirdi ama oyunculuğu ile bu açığı kapattığını söyleyebiliriz. Özellikle paltosu ve kendine has aksanı ile izleyicilerde bir Doctor Who havası oluşturduğunu söyleyebiliriz. Zaten bölümün ilerleyen zamanlarında çaldığı ortaya çıkan Waverider gemisi de, onun Tardis’i olmuş durumda. Oyuncunun Doctor Who geçmişini de düşünürsek, senaristlerin sıkı bir Doctor Who takipçisi olup, benzer dokuda bir hikaye yazmak amacı ile yola çıktığını düşünebiliriz. Bu arada belirtmekte fayda var, Waverider sıradan bir isim değil, kendisi altın çağ DC kahramanlarından birisi, Rip gibi zaman yolculuğu yapabilmekte ancak evren içerisinde dişe dokunur bir olayı yok, bu açıdan onu bir Time Traveller Ship’e dönüştürmeleri gayet yerinde bir karar olmuş.

Yine Rip için belirtmek gerekir ki, kendisi meşhur DC kahramanlarından Booster Gold’un oğlu. Bu durum onun zamanda dilediği gibi yolculuk yapmasına engel. Çünkü zaman yolcuları sıradan kimseler olmak zorunda. Yoksa zaman dokusuna ciddi zarar verebilirler. İşte bu yüzden kendisini Booster Gold’u sıradanlaştırma çabasında biri olarak görürüz. Bu açıdan Rip’in varlığı bize ileride Booster Gold ve ortağı Blue Beetle’ı görmeye dair umut veriyor. Bu ikilinin çizgi romanlarda hatırı sayılır bir hayran kitlesi oluşu ve mizah açısından bir hayli renkli olmaları itibariyle dizi bu yönde bir adım atarsa gayet sevindirici olur.

Rip Hunter

Rip Hunter

DC’den bilgiler kısmına ara verip diziye dönersek; ekibin 1975’e gelip görev için üç kola ayrılışıyla hikaye devam etmekte. Özellikle suçlu tayfanın grubun sıkıcı ahengini bozduğunu ve eğlenceli anlar vaat ettiğini söylemek gerekiyor. Bar kavgasının yaşandığı sahnede Mick’in resmen sandalye kırdıktan sonra, “I liked 1975’s” deyişi ile güldürdüğünü,  Sara’nın White Canary olarak yakın dövüş yetenekleri ile bizi mest ettiğini söyleyebiliriz. Ek olarak belirtmek isterim White Canary çizgi romanlarda “New Earth” hikayelerinde yer alan kötü huylu bir karakter. Dizideki yorumun bu karakterle alakası olmadığını, tamamen beyazlar içerisinde bir Sara sunmak ve karakteri Black Canary’den ayırmak amaçlı yapıldığın söylemek lazım.

Araştırmacı ekibimizin Profesör’le yüzleştikten sonra onun Hawk’ların oğlu olduğunu öğrenmeleri enteresandı. Zaten Hawkgirl ve Hawkman’in nasıl oluyor da geçmiş yaşamlarında evrende önemli olaylara sebep olmuyorlar anlamakta zorlanıyorum. Umarım bu konuda yeterli bir açıklamaları olur. Prof. Stein’in rahatsızlanmasıyla gemide bir terslik yaşandığını anlayan ekip geri döndüklerinde Chronos ile yüzleşmek zorunda kalıyorlar. Kahramanlarımızın ilk sınavlarını Chronos’a karşı vermeleri yeterli bir egzersiz olur diye düşünürken, atarlı ağabeyin verdiği hasarı görünce bu ekibin nasıl Vandal Savage’ı yeneceğini merak eder oldum. Pekala Chronos denen adam, çizgi romanlarda da zaman yolcularına sorun teşkil eden bir konsey çalışanı, ama böylesi bir ekibe karşı elindeki yegane silah gücüyle nasıl bu seviyede başarılı olabildi şaşırıyorum. Çatışma sahnesinde Rip’in kullandığı silaha ve olay yerine intikal eden Cold’un, Chronos’a “Boba Fett” olarak hitap edişi sahneyle ilgili aklımda yer edinen güzel şeyler. Onun dışında sağlam bir aksiyon sekansı izlediğimizi söyleyemem.

Rip’in malum itirafı geldikten sonra diziye dair beslediğimiz olumsuz izlenim biraz olsun zayıfladı. Çünkü bu ekip düşündüğümüz gibi bir efsaneler takımı değildi. Onlar sıradanlardı ve Rip, zaman dokusuna zarar vermemek adına onları seçmişti. Çünkü tarihe herhangi bir etkileri yoktu (Hala Hawkman ve Hawkgirl’ün nasıl olmaz diye yakınıyorum). Bundan sonra ekibin kendi içinde hesaplaşmaları falan fistan derken gayet klişe bir şekilde, “Belki efsane değiliz ama olabiliriz” sonucuna bağlanarak bu birbirinden farklı kimseler beraber çalışmayı kabul etmeleri ile olaylar tatlıya bağlanıyor.

legends-of-tomorrow-4

Size genel olarak diziyi izleten şey karakterlere olan sevginiz, DC mitolojisi ile olan bağınız veya bu takımın neler yapabileceği merakı. O kadar bütçe ayrılmış, görsellikten fazlasını sunacaktır er geç diye düşünüyorum. Şahsen diziye devam edeceğim ve bölüm analizlerini olabildiğince size sunmaya devam edeceğim. Zaten dizi Doctor Who, DC evreniyle birleşirse teması üzerinden ömrünü daha sürdürecektir, ama bu kahramanlarla nereye kadar merak ediyorum doğrusu.

Yorumlar