Luke Cage – Marvel’in En Delikanlısı
Kulağımızın Pasını Söken Dizi
Netflix’te baş gösteren her Marvel serisinin kendince bir olayı vardı: Daredevil, avukat kimliğiyle adalet sistemine olan inancıyla vigilante olarak gerçekleştirdiği eylemler arasına sıkışmış bir karakterdi ve bu ikiyüzlülük ön plana çıkartılarak toplum eleştirisi yapılıyordu. Jessica Jones ise dedektif hikayesi sosuna bulanmış bir istismar alegorisiydi. Luke Cage ise yazının başında da belirttiğim gibi modern bir blaxploitation örneği olarak karşımıza çıktı. Ancak Luke Cage serisinin bir diğer özelliği daha var ki, bence yıllar sonra bile sırf bu özelliği sayesinde hatırlanabilir: Müzikleri.
Aşağıdaki tabloda birkaç farklı kaynaktan derlediğim, dizinin müzikleri ve Youtube linkleri yer alıyor. Unuttuğum varsa yorumlar bölümüne yazın, en kısa zamanda eklerim.
Bölüm | Sanatçı | Parça |
---|---|---|
1 | Raphael Saadiq | Good Man |
1 | Raphael Saadiq | Angel |
2 | D-Nice | They Call Me D-Nice |
2 | Faith Evans | Mesmerized |
3 | Charles Bradley | Ain’t in a Sin |
3 | Wu-Tang Clan | Bring Da Ruckus |
5 | Jidenna | Long Live The Chief |
5 | Mahalia Jackson | Trouble of the World |
9 | The Delfonics | Stop and Look (and You Found Love) |
10 | Dusty Springfield | Son of a Preacher |
12 | Method Man | Bulletproof Love |
12 | Ghostface Killah | Blood on the Cobblestone |
13 | Sharon Jones & The Dap Kings | 100 Days, 100 Nights |
Başka dizilerde de başarılı müzik kullanımları bulabileceğinize eminim, ancak Luke Cage’de bir kısmı hikayedeki eğlence mekanı olan Harlem’s Paradise’a bizzat konuk olan birçok müzisyenin de katılımıyla gerçekten akılda kalıcı bir çalışma söz konusu. Hatta Raphael Saadiq!in Angel adlı çalışması ve Method Man’in Bulletproff Love’ı Luke Cage için özel olarak bestelenmiş. İflah olmaz bir heavy metal dinleyicisi olan ben bile yukarıdaki listeden birkaç parçayı sürekli dinlediğim listeme dahil ettim (Favorim Raphael Saadiq – Angel).
Yalandan Korkmam Yılandan Korktuğum Kadar! (Yoksa Tam Tersi miydi?)
Bence iyi bir süper kahraman hikayesinin başarısı, kötü karakterlerinin ne kadar başarılı canlandırıldığıyla doğru orantılıdır. Örnekleri zaten ortada olduğu için tek tek saymayacağım. Bu kritere göre, bence Luke Cage’in en güçlü tarafı da, en zayıf tarafı da kötü karakter canlandırmalarıydı.
Bu noktada hemen araya girerek bir anekdot paylaşayım: Dizinin kötü adamlarının ikisinin de sokak ismi yılanlardan geliyor. Cottonmouth da Diamondback de birer yılan türü. Çizgi romanlardaki görünüşleri de (özellikle Cottonmouth) bir hayli farklı. Hatta hemen aşağıda her ikisinin de çizgi romandaki hallerini paylaşıyorum:
Netflix imzalı Marvel serilerinin kötü karakterleri üstünde oldukça düşünülerek paketlenmiş türden. Özellikle Daredevil’da karşımıza çıkan Wilson Fisk’in ne kadar başarılı bir orijin hikayesine sahip olduğu konusunda eminim herkes benle hemfikirdir. Ancak benzer bir aynı formülü Jessica Jones’ta Killgrave için denemiş, ama açıkçası pek başarılı olamamışlardı.
Luke Cage’de, ‘doyurucu orijin hikayesi olan kötü adam’ konseptiyle (kısmen de olsa) bir kez daha karşılaşıyoruz. Özellikle Mahershala Ali’nin canlandırdığı Cornell “Cottonmouth” Stokes karakterine empati kurmamak neredeyse imkansız. Yedinci bölümde paylaşılan orijin hikayesini öğrenmeden önce bile müziğe olan tutkusu sebebiyle beğenimi kazanmış olan Cottonmouth, Alfre Woodard’ın canlandırdığı kuzeni Mariah Dillard’la birlikte sezonun neredeyse tamamında hikayenin kaliteli süper suçlu ihtiyacını başarıyla karşıladı. ‘Neredeyse’ diyorum, zira Erik LaRay Harvey’in canlandırdığı Willis “Diamondback” Stryker karakteri bence tam bir fiyaskoydu.
Hikayenin başlarında nüfuslu bir suçlu olduğu izlenimi yaratılan Diamondback, birdenbire elinde silahı ve rezalet oyunculuğuyla hikayeye dahil oluyor ve son bölüme kadar saçma sapan eylemleriyle hikayede yaratılan tüm gerçeklik algısını sanki hikayeye bir çizgi film karakteri eklenmişçesine mahvediyor.