Maçoluğu Östrojene Boğma Formülü

Dizinin yayına girmesini beklediğim dönemde karakterin doğasıyla alakalı bir takım soru işaretleri vardı kafamda. Hatta benzer şüpheler zamanında Jessica Jones’u beklerken de vardı. Jessica Jones örneğinden başlayıp Luke Cage’le devam edeyim:

Jessica Jones, önemli bölümünü 16-25 yaş arası erkeklerin tükettiği çizgi roman sektöründe seksi olmayan kostümüyle bir şekilde sıyrılmış, deneysel bir karakterdi. Serinin ana temasının “istismar” olduğunu öğrendiğimde konunun reklam yapmadan kolayca ulaşılan çizgi romanlardan haberdar izleyiciye ters gelebileceği, süper kahraman damgası yediği için de asıl ulaşması gereken kitle tarafından ciddiye alınmayabileceğini düşünmüştüm. Ancak Jessica Jones’un pek çıtı pıtı bir karakter olmaması bir yana, seriye Trish Walker ve Jeri Hogarth gibi güçlü kadın karakterler eklemek ve hikayede maço tavırlarıyla Luke Cage’i kullanmak gerçekten iyi taktiklerdi. Elbette hikayenin tecavüzcüsünün David Tennant gibi sempatik bir tip olması, içinde bolca Whovian olan bir kitle de toplanmıştı.

Misty Knight, Mariah Dillard ve Claire Temple

Peki Luke Cage’e ne demeli? Fazlasıyla maço bir karakter, güçleri pek bir kaba saba, görünüşü de oldukça sert. Üstüne üstlük düşmanları da Harlem’de yaşayan son derece tehlikeli organize suçlular. Tüm bunları düşündüğümde aklımda şu soru beliriyordu: “Acaba bu dizi Jessica Jones’u izleyen kitle bunu izler mi?”

Görünüşe göre”çivi çiviyi söker” mantığıyla yola çıkan senaristler, hikayeyi son derece güçlü kadınlarla donatarak bir çözüm aramış. Misty Knight ve Claire Temple gibi Luke ile aynı safta yer alan kadınlar yanında hikayenin gerçek kötüsü olduğunu düşündüğüm Mariah Dillard’ın da diziyi yeterli miktarda östrojene boğduğunu söyleyebiliriz. Elbette Mike Colter’ın Luke Cage’i çizgi romandaki orijinaline göre çok daha yumuşak bir karakter olarak canlandırmasının da payı büyük. Kısacası; dizide o kadar çok ayakları yere sağlam basan kadın karakter var ki, maçoluk falan çok geri planda kalmış.

Çizgi Romandan Çok mu Farklı?

Uyarlamalarda pek çok şeyin farklı olabileceği konusunda sitemiz kurulduğundan beri pek çok yazı yayınlıyoruz. Ama yine de farklılıklar merak ediliyor. Bunları dizinin başarılı olup olmaması konusuna kesinlikle bağlamadan, sadece geek damarımı tatmin etmek amacıyla karakterin orijiniyle ilgili olan bölüme kısaca değinmek istiyorum:

Çizgi romanda Harlem’de yetişmiş bir çeteci olan Luke Cage, bir süre sonra eylemlerinin ailelere zarar verdiğini fark ediyor ve dürüst bir işte çalışmak üzere çeteden ayrılıyor. Ancak yine de eski çetesinden arkadaşı  Willis “Diamondback” Stryker ile arkadaş kalıyorlar. Daha sonra Stryker’ın kız arkadaşı Reva Connors, sevgilisinin içinde bulunduğu vahşet ortamından irkiliyor ve teselliyi Luke’un kollarında arıyor. Bunu öğrenen Stryker ise Luke’un evine eroin yerleştirerek polise ihbar ediyor ve Luke hapse düşüyor. Hapis süresi boyunca gardiyan Albert Rackham’ın işkencelerinden bıkan Luke, Doktor Burstein’ın deneyine gönüllü olarak katılıyor. Kalan orijin hikayesi zaten aşağı yukarı aynı.

Gördüğünüz gibi; en önemli değişiklik, Luke’un dizide eski bir polis olması ve Harlem’de büyümemiş olması. Bunu yanı sıra Willis Stryker ve Reva Connors’ın rolleri dizide biraz değişik.

Netflix, CW’nun Dizilerinden İyi mi?

Jessica Jones – Bir İstismar Alegorisi adlı yazımın sonunda Marvel’in Netflix’te yayınlanan dizilerinin DC’nin CW’da yayınladığı dizilerden fersah fersah ötede olduğunu yazmıştım. Açıkçası bu konudaki görüşlerim bu sene gösterime giren süper kahraman türü filmler ve haklarında çıkartılan sosyal medya tantanaları ardından çok değişti. Biraz konu üstünde kafa yorarak süper kahraman uyarlamalarının çizgi roman okuyucularını hedeflemediği sonucuna vardım ve tezimi kanıtlamak için istatistiklere dayanan detaylı bir yazı kaleme aldım. Zaman bulduğunuzda okumanızı tavsiye ederim:

Başlıkta sorduğum sorunun cevabını veriyorum: Hayır! Çünkü hedef kitlesi 13-17 arası olduğu açıkça bilinen CW’da yayınlanan DC serileriyle 16-25, hatta daha üstü kitleyi hedefleyen Marvel’in Netflix serilerini kıyaslamanın teknik bir hata olduğunu düşünüyorum. Her iki tarafın da aslında bütün tantanayı çıkartan çizgi roman okuyucusunu hedeflemediği de cabası. CW dizilerinin çok kötü olduğunu düşünüyorsunuz ve söylediklerim sizi tatmin etmedi mi? O halde CW dizilerini izleyen 90’lar sonu, 2000’ler başı arasında doğmuş 10 farklı kişiye (evladınız, kuzeniniz, yeğeniniz ya da bir tanıdığınıza falan) sorun bakalım Flash ya da Arrow hakkında ne düşündüğünü.

Elbette hedef kitleler göz önüne alındığında da bir dizi başarısız olabilir. Bunu da izlenme oranlarından kolaylıkla gözlemleyebiliriz. Özellikle Arrow hakkında bu konuyu detaylı işleyecek bir yazımız yakında yayında olacak.