Muhtemelen İzlemediğiniz, Ama İzlemeniz Gereken Kült İngiliz Dizileri # 1
Hazır çoğu dizi kış tatiline girmişken, izleyecek bir şeyler arayışına girmiş olmalısınız. Televizyonunuzu açıp, kanalları karıştırdığınızda garanti veriyorum en az bir kanalda Amerikan yapımı bir dizi bulabilirsiniz. Bir çoğumuz How I Met Your Mother, Supernatural, Game of Thrones, Prison Break, Breaking Bad ve Lost gibi (iyi veya kötü) çok bilinen Amerikan yapımı dizileri biliyoruz. İyi de, neden Amerikan dizileriyle sınırlı kalalım?
Çocukluğumda BBC izleyebilmek gibi bir lüksüm vardı. İngiliz medyasını da elimden geldiğince takip etmeye çalıştım. Yıllar içerisinde gerçekten çok beğendiğim şeyler izledim ve onları sizinle de paylaşmak istiyorum. Bu yazı dizisinde; Sherlock, Doctor Who, The Office gibi yüksek ihtimalle çoğunuzun duyduğu ve izlediği dizilerden bahsetmeyeceğim. Bu listeler tanıdığım Türk nerd ve geekler arasında, pek bilenine rastlamadığım, daha kült dizilere yönelik olacak.
Listelediğim dizilerin önce türlerini (çünkü hepsi herkesin ilgisini çekmeyebilir), sonra sezon sayısını ve sezon başına kaç bölüm olduğunu (çünkü herkes kırkar dakikalık beşyüz bölümlük bir dizi izlemek istemeyebilir) ve IMDB puanını (tek benim lafıma güvenmeyin diye) başlığın hemen altına ekliyorum. Hadi başlayalım:
1. Red Dwarf
- Tür: Komedi, Bilim Kurgu
- Dönem: 1988-Günümüz*
- Sezonlar: 10**
- Bölüm/Sezon: 6**
- Bölüm Süresi: 30 dakika
- IMDB Puanı: 8.6
* 8. Sezondan sonra 10 yıllık bir boşluk olması gibi bir durum var.
** 9. Sezon aslında tam bir sezon değil, 3 bölümlük kısa bir film gibi.
Dave Lister (Craig Charles), ‘Jüpiter Madencilik Gemisi Red Dwarf’ta bir tavuk-çorbası satış makinesi tamircisi. Gemide bulunmasındaki tek amaç, bir iki senelik maaş biriktirip bu parayla Fiji’ye gitme hayalinin olması. Ne yazık ki gemiye karantina olmamış hamile bir kedi soktuğu için, ceza olarak yolculuğun kalanını dondurulmuş (ve maaşsız) olarak geçirmeye mahkum ediliyor. Sonra gemide bir radyasyon sızıntısı oluyor ve tüm mürettebat ölüyor. Geminin (güya 6000 IQ’ya sahip) Yapay Zekası Holly (Norman Lovett), gemideki mürettebatı hayatta tutmaya programlanmış olduğu için, radyasyon sızıntısının etkisi ölümcül seviyeden çıkana kadar Lister’ı dondurulmuş olarak tutuyor.
Aradan üç milyon yıl geçiyor…
Holly, Lister aklını kaçırmasın diye, istatistiksel olarak onun kafayı yememesine en uygun olacak mürettebat üyesini, holografik teknolojiyle canlandırıyor: Arnold Rimmer (Chris Barrie). Rimmer ve Lister birbirlerin tam zıt kutuplarıdır ve birbirlerinen nefret ederler. Her şeyin bir de üstüne, Lister’ın gemiye soktuğu kedisinden bu süreç içerisinde, yeni bir ırk evrilmiş (Felis Sapien) ve onlardan geriye kalan son üye de gemide – onu bulunca da ona The Cat (Danny John-Jules) ismini veriyorlar. Dizi ilerledikçe ,mürettebata Kryten (Robert Llewellyn) isminde bir robot katılıyor, Holly kadın oluyor, türlü türlü maceralar yaşıyorlar ve tek amaçları Dünya’ya tekrar varmak.
Red Dwarf, benim gelmiş geçmiş en sevdiğim dizidir, o yüzden onunla başlamaya karar verdim. Otostopçunun Galaksi Rehberi’ni sever misiniz? Eğer cevabınız “evet” ise Red Dwarf tam size göre bir dizi, ama eğer cevabınız evet değilse bile size yine de Red Dwarf’ı öneririm, zira kendisini Otostopçunun Galaksi Rehberi’nden farklı tutan bir çok özelliği var, onun kadar absürt-komedi öğeleri yok mesela.
Dizinin ilk iki sezonu, bilimkurgu temasını sadece bir araç olarak kullanan bir komedi dizisi gibi gözükse de, üçüncü sezondan itibaren çok derinleşen bir çevre ve karakter gelişimi ile dizi, basit bir komedi olmaktan çıkıp kült bir bilimkurgu dizisi olma yolunda ilerliyor. Zaman yolculuğu paradokslarından tutun, sanal alemlere kadar her türlü bilimkurgu öğesini de inceliyor. İlk iki sezonun yer yer bayat sayılabilecek esprilerini ve hikaye boşluklarını dişinizi sıkıp izlemeyi başarabilirseniz (30’ar dakikalık 12 bölüm, bence dayanırsınız) çok tatmin edici bir diziyle karşılaşacaksınız.
Neden Öneriyorum?
Red Dwarf, karakter bazlı bir dizi ve karakterleri inanılmaz güzel. Başrol Dave Lister sıradan dertleri olan, hayatta hiç bir şey başaramamış bir adam. Rimmer ölü olmasına rağmen korkak bir budala, Cat bir kedinin kafa yapısını bir insana soktuğunuz zaman ortaya çıkabilecek mükemmel örnek…
Bu dizinin karakterleri kahraman değil ve her zaman gördüğümüz kahramanlıklarla dolu bilimkurgu dizilerinin aksine, uzayda kaybolmuş sıradan bir (ve muhtemelen sonuncu) insanın trajikomik durumunu izliyoruz (adam türünün son örneği ama tek derdi köri’nin tükenmekte olması mesela). Aslında tam olarak bu diziyi neden sevdiğimi ben de bilmiyorum (belki de bu inanılmaz jenerik müziği içindir?), ama aranızda bilimkurgu veya İngiliz komedisi sevenler varsa kesinlikle bu diziye bir göz atmalı.
2. QI
- Tür: Bilgi Yarışması, Komedi
- Dönem: 2003-Günümüz
- Sezonlar: 12
- Bölüm/Sezon: 13-16
- Bölüm Süresi: 30 dakika*
- IMDB Puanı: 8.9
*XL versiyonları kesilmemiş sahneler içerdiğinden 40-45 dakika uzunluğunda olabiliyor.
Evet, teknik olarak QI bir ‘dizi’ değil, bir yarışma programı. Ama o kadar güzel olmasına rağmen; o kadar az kişi biliyor ki, bahsetmezsem olmaz.
QI, Quite Interesting (Türkçe meali: Oldukça İlginç) bildiğiniz türden bir bilgi yarışması programı değil, çünkü QI’da sorulan sorular o kadar absürt ki, cevapları yarışmacıların bilmesini bekleyen yok, onun yerine konuyla alakalı “Oldukça İlginç” şeyler aktarabilen (ve anlatılan şeylerin ne kadar ilginç olduğuna göre değişecek şekilde) yarışmacılara puan verilir. Yarışmacıların tamamı komedyen olduğundan, gerçekten oldukça ilginç cevaplarla karşılaşılabiliyor. QI, klişe de olsa “eğlendiriyor, eğlendirirken öğretiyor” tabiriyle açıklanabilecek bir program. Eğlendirmek demek bile az gelir, gözlerimden yaşlar gelircesine güldüğüm o kadar fazla an var ki anlatamam.