Bu hafta; ya o kadar kült ki, hepiniz biliyorsunuz ya da yeteri kadarınız bilmiyor diye bahsedeceğim iki dizi var. Ardından da İngiliz komedi dizileri arasında, her nerd’in bilmesi gerektiğine inandığım, “dizi’den çok ‘seri” diye tanımlamak istediğim şaheserden bahsedeceğim.

7. Utopia

• Tür: Bilimkurgu, Gizem, Gerilim
• Dönem: 2013-2014
• Sezonlar: 2
• Bölüm/Sezon: 6
• Bölüm Süresi: 50 dakika
• IMDB Puanı: 8.6

Hakkında tonlarca komplo teorisi üretilmiş bir çizgi romanın, basılmamış “ikinci kısmı” bir grup gencin eline geçer. Tek gecede bütün hayatları karışır. Artık peşlerinde devletlerden bağımsız gözüken bir örgüt vardır – tek amaçları o çizgi romana el koymak. Becky (Alexandra Roach), Ian (Nathan Stewart-Jarrett), Wilson Wilson (Adeel Akhtar), Grant (Oliver Woollford) isimlerindeki gençlerimiz, bu vakte kadar (nispeten) normal bir hayat yaşıyorlardı. Ancak artık o hayattan kopmaları gerektiği gerçeğiyle yüzleşmek zorundalar.

Daha önceki yazılarımda “diziden spoiler vermeden bahsetmek zor” dediysem; bu sefer kendimi tekrar etmekle kalmayacağım, şunu da ekleyeceğim: Google’da, IMDB’de, Wikipedia’da hiç bir yerde bu diziyi aratmayın (eğer spoiler sevmiyorsanız tabii). Direk bulun ve izleyin, inanılmaz keyif alacaksınız. Bu konuda benim sözüme güvenin, daha önce sizi pişman ettim mi?

Neden Öneriyorum?

Demek “çok güzel izleyin” sözüme güvenmiyorsunuz, biraz açıklama istiyorsunuz. Peki, öyle olsun. Ben bu diziyi izlerken, defalarca “Ne güzel düşünmüşler” , “Ne güzel karakterler” , “Ne güzel plot twist” diye hayretler içinde kaldım. Dizideki karakterler o kadar gerçekçi ki, hiç birini tek bir kalıba koyamıyorsunuz – kompleks, inançları ve düşünceleri değişen canlı bireyler gibiler. “Kötü” karakterleri bile “kötü” diye tanımlamak yanlış oluyor. Düşünce ve inanç farkını anladıktan sonra, yer yer hak bile verebiliyorsunuz. Hikaye tek kelimeyle muhteşem. O kadar gerçekçi ki, korkutucu olabiliyor. Bazı şeyleri önceden tahmin edebilip övünüyorsunuz, sonra birden bire tamamen sürpriz bir gelişme oluyor. Tüyler ürpertici müziklerine girmeyeceğim bile, kendiniz duymanız lazım. Şimdi gidin ve izleyin.

8. Misfits

• Tür: Süper Kahraman, Kara Mizah, Gençlik
• Dönem: 2009-Günümüz
• Sezonlar: 5
• Bölüm/Sezon: 6-8
• Bölüm Süresi: 60 dakika
• IMDB Puanı: 8.4

Curtis (Nathan Stewart-Jarrett), Nathan (Robert Sheehan), Kelly (Lauren Socha), Alisha (Antonia Thomas) ve Simon (Iwan Rheon) işledikleri ufak suçlardan dolayı, kamu hizmeti vermek durumunda kalmışlardır. Curtis aslında bir sporcu, uyuşturucuyla yakalandığı için çok pişman ve yaptığı hataları değiştirmek istiyor. Kelly insanların onu yargılamasından hoşlanmayan ve onların onun hakkında düşündüklerini merak eden birisi. Simon (Iwan Rheon’u Game of Thrones’dan Ramsey Bolton olarak tanıyabilirsiniz – sakın ona Snow demeyin!) utangaç ve içine kapanık olduğundan, kendisini sosyal olarak görünmez buluyor. Alisha cinsiyetini her şeye çözüm olarak kullanabildiğini düşünen, ilgi meraklısı bir parti kızı ve Nathan… O da Nathan. Bu gençlerimiz, cezalarını çekerken çıkan abuk bir fırtınada, süper-güçler elde ediyorlar ve olaylar gelişiyor.

Misfits izlediğim en başarılı gençlik dizilerinden biri. En basitinden, süper-güçlere sahip gençler ile alakalı bir gençlik dizisi olduğu için (sanırım bu konsepti biz nerd’ler onaylarız). Ama diziyi güzel yapan nokta, bununla kalmıyor. Güçlerini keşfeden bu gençler, süper kahraman olup dünyayı kurtarmaya çalışmıyorlar – dünyayı ele geçirmeye de çalışmıyorlar. Hayır, güncel hayatlarına devam ediyorlar. İşte bu yüzden Misfits, Heroes gibi live-action süper kahraman dizilerinden çok farklı. İşin bir başka güzel tarafı da, gençler ortamda örümcek de vardı diye, örümcek güçlerine sahip olmuyorlar. Kendi iç-dünyalarını yansıtan güçler elde ediyorlar.

Neden Öneriyorum?

Dizinin ‘kara mizah’ öğeleri o kadar fazla ki, güldüğünüz durumlara şaşırabiliyorsunuz (ama diziyi bir “sitcom” komedi dizisi olarak düşünmeyin). Çok ahım şahım bir senaryo ve şaşırtıcı bölüm sonları beklemeyin, çünkü öyle şeyler yok. Ama aşırı başarılı karakterler bekleyebilirsiniz. En kaygısız, umursamaz görünen karakter Nathan bile kompleks bir geçmiş ve iç dünyaya sahip denilebilir. Dizi ne yazık ki; üçüncü sezon ile yokuş aşağı inmeye başlıyor. İzlenmez bir hal aldığını söyleyemem ama şahsen dizi ilerledikçe yapılan değişiklikler (hem senaryo, hem karakterler, hem de oyuncular açısından), beni hem üzdü, hem de baydı. Buna rağmen; Misfits’in ilk iki sezonu kesinlikle izlenmesi gereken kült İngiliz dizileri listesinde, yüksek bir yer alıyor. O yüzden 3. ve sonraki sezonları izlemeyecek olsanız bile, bir bakın derim.