Sons of Anarchy – Teker Bu Kez Kaderin Ağları Üzerinde Dönüyor!
Suç üzerine bir çok dizi geldi geçti. Hepsi de oldukça sevilen, başarılı yapımlardı. Geçmişe nazaran insanların artık beyaz atlı prensleri beklemediği, televizyonda iyilerin kazandığı film ve dizileri izlemediği bir dönemdeyiz. Bu dönemde çıkan dizilerden biri de, Sons of Anarchy.
Sons of Anarchy’nin diğer suç dizilerinden farklı olması, sadece bir motorsiklet kulübünü ve başından geçenleri anlatması değil elbette. Breaking Bad’te olduğu gibi, insanın nasıl suça sürüklendiği, neleri feda ettiği, kazandığını sandığı anlarda gerçekte neleri kaybettiğini anlatıyor olması.
Her “Evlat” bilir ki, Sons of Anarchy öyle sıradan bir dizi değildir. Bu yüzden, diziyi daha önceden izleyip, hala takip etmekte olanlara göre bir yazı olmadığını en başından söyleyeyim. Bu yazı daha çok, diziyi izlememiş olanlara (varsa tabi) yönelik.
Sons of Anarchy, kısaca anlatmak gerekirse; Charming adı verilen, hayali bir kasabada yer alan ve bütün Amerika’da farklı kolları bulunan bir motorsiklet kulübü. Ana merkezi, bu hayali kasabada yer alan motorsiklet çetesinin silah ticaretini, bu ticareti gerçekleştirirken yaşadıkları olayları, bunun sonuçlarını, çevresindekileri ve yakınlarını nasıl etkilediğini anlatıyor. Bununla yaptığımız kötü davranışların hayatımızı ne denli etkileyip, değiştireceğini de derinden hissettirmekte dizi. Bu arada belirtmem gerekir ki, ana karakterimiz Jackson “Jax” Teller, yer yer Charming Prensi (Prince Charming yani beyaz atlı prens) olarak anılıyor. Bu ve buna benzer zekice türetilmiş kelime oyunları ve nükteler, dizide sık sık karşımıza çıkmakta.
Sons of Anarchy, vizyona girdiği andan itibaren, senaryo olarak hiç basit bir olay örgüsüne sahip değildi. Daha ilk sezondan patlak veren olayların ilerleyen dönemlerde durulacağını düşünmeye başladığınız anda, dizi birden yeni bir olayı işin içine katmayı ve sizi şaşırtmayı her seferinde başarıyor. Aradan toplamda 6 sezon geçip gitmesine rağmen, her sezonun sonunda sizleri şoke edecek bir olay, hatta bazı ara bölümlerde bir anda işlerin sandığınız gibi olmadığını size gösterecek olan sahneler ve “Evet, artık bundan da kurtulsunlar bakalım!” dediğiniz anda, mantıksız bir yanını bulmakta güçlük çekeceğiniz çözüm yolları ile sizi kendine bağlayacaktır.
Şu anda, 7. sezonun yeni başlamasını sabırsızlıkta bekliyorduk arkadaş ekibimle birlikte ve hepimiz bu yeni sezonda fazlasıyla kan döküleceğini çok iyi biliyorduk. Zaten daha ikinci bölümde oldukça kanlı sahneler ekranları boyadı. Yine de, 6. sezonun finalinde öyle büyük bir olay yaşanmıştı ki, biz ne kadar düşünürsek düşünelim, bu sezonu nasıl bir sona bağlayacağımızı bulamamıştık. Bu da, normalde bir dövmeci olan dizinin gerek oyuncusu, gerek yapımcısı, gerekse senaristi Kurt Sutter’ın bu işi nasıl kıvırdığını gözler önüne seriyor.
Normalde, konsept gereği alelade bir motorsiklet çetesi ve bu ekibi oluşturan bir grup belagat saplantılı adam hayal etseniz de, dizinin içerisinde yer alan şiddet unsurlarından çok daha fazla zeka gerektiren entrika mevcut. Elbette, bu entrikaların düzenleyen adamların yer yer korkunç şeyler yaptıklarını görsek de, her seferinde bozulmayan tek bir kural varsa, o da; “Aile her şeyimizdir.”
İşte bütün bu katliamlar, entrikalar, aileyi korumak için yapılıyor. Dizinin bize gösterdiklerinden biri de bu, ne pahasına olursa olsun, aileniz her şeyinizdir. Onu korumak adına yapmanız gereken şeyler varsa, yaparsınız. Bunun başka bir yolu yoktur.
Diziyi dikkatli izleyen ve sıkı takipçisi olan bir çok kişi, dikkatli bakıldığında bariz bir “karma” etkisi olduğunu fark edecektir. Eğer diziyi izlemediyseniz, bunu bir tüyo olarak düşünün ve diziye başladığınızda bu faktörü göz önünde bulundurun. Çünkü, ekipteki her kişinin başından geçen bir olaydan önce, mutlaka bu olaya verilecek tepkinin neler kişiye ve ya kulübe neler yaşatacağı, üstü kapalı bir şekilde gösteriliyor.