Yetişkinler İçin Bir Fabl: Wilfred
Köpeği olanlar bilir. En sadık dostunuz, can yoldaşınız, dert ortağınızdır. Özellikle yalnız kalınca köpeğiyle konuşanlar mutlaka vardır. Siz anlatırsınız, o dinler. Buraya kadar her şey normal. Peki ya köpeğiniz sizi yalnızca dinlemeseydi, bir de üstüne size cevap verseydi. Güzel olmaz mıydı? Bu düşünce kulağa her ne kadar hoş gelse de “Wilfred”ı izleyene dek bu soruya cevap vermeyin derim.
Hayattan umduğunu bulamamış ve ölümün eşiğine gelmiş eski avukat Ryan’ın komşusunun Matt Damon hayranı, ot tüttüren sağlam içici köpeği Wilfred ile olan alışılmadık dostluğunu anlatan dizi, toplam dört sezon sürdü.
Babasının baskısıyla avukat olan Ryan, kariyerini ve eski hayatını geride bırakarak babasıyla olan ilişkisini sonlandırır. Hayatı için ne istediğini sorgulamadığı onca yılın ardından sudan çıkmış balığa döner. Hayatta bir şeyler başaracağına dair umudunu yitirir ve intihar etmeye karar verir. Üçüncü taslağını tamamladığı intihar notunu yazar, ebe olan ablasından aldığı sakinleştiricileri eklediği milkshake’ini içer ve ölümü beklemeye başlar ancak bırakın ölmeyi uykuya bile dalamaz. Sabaha kadar ölmek için her yolu deneyen Ryan, ölmeye çalışmaktan bitap düştüğü sırada kapı çalar. Sabah olmuştur ve yan komşusu Ryan’dan bir iyilik istemek için gelmiştir. Jenna isimli bu komşu, Ryan’a evinin ilaçlandığını söyler ve ondan kendi işteyken köpeği Wilfred’la ilgilenmesini ister. Ryan bu teklifi kabul ettiği anda Wilfred’la göz göze gelir. Karşısındaki bir köpek değil, köpek kostümü giymiş bir adamdır.
Ryan, gördüklerinin sanrı mı, şaka mı yoksa gerçek mi olduğuna karar veremez. Olayın şokuyla donakalır, ta ki Wilfred’ın konuşmaya başlamasıyla irkilene kadar. Katatonik halinden kurtulmaya çalışan Ryan, bir süre sonra bu duruma ayak uydurur ve Wilfred’la sohbet etmeye başlar. Çoğunlukla Wilfred’ın birbirinden tuhaf köpek hikayeleri ve ahkamlarından oluşan bu sohbet, Ryan’a ilgi çekici gelir. Wilfred, Ryan’a değişimden korkmamayı ve içgüdüleriyle hareket etmeyi öğütler. Ona, “Başkalarının istediklerini yapmaktan bıkmadın mı?” diye sorar ve aslında onu hayvan bilgeliğinin aydınlattığı bir dünyaya davet eder. Ryan başta bu teklife karşı mesafelidir ancak gün ilerledikçe onu sonunda intihara getiren hayatı üzerine düşünmeye başlar. Birlikte geçirdikleri birkaç maceranın sonunda Ryan bu kısır döngüyü kırar ve kimseye kulak asmayacağı (Wilfred hariç) bir hayata adım atar. Ve olaylar gelişir…
İlk olarak Avustralya televizyonunda aynı isimle yayınlanan “Wilfred”, Jason Gunn, Adam Zwar ve Tony Rogers tarafından yaratıldı. Toplam on altı bölümden oluşan dizi iki sezonun ardından yayından kaldırdıldı. Ertesi sene yayın haklarının FX’e satılmasından sonra “Family Guy”ın yaratıcılarından biri olan David Zuckerman’ın devreye girmesiyle dizinin Amerikan versiyonunun çekilmesine karar verildi. Orijinalindeki pek çok yapısal öğe aynı kalmasına rağmen, hikaye açısından büyük değişiklikler yapıldı. Avustralya versiyonunda, diziye adını veren köpek Wilfred, sahibi ve sahibinin erkek arkadaşı anlatılırken, yeni versiyonda Wilfred ve Ryan’ın arasındaki “bromance”e odaklanıldı.
Orijinal versiyonunda olduğu gibi Amerikan versiyonunda da Wilfred rolünü Jason Gann üstlendi. Ryan’ı ise “Lord of the Rings” serisinden tanıdığımız Elijah Wood canlandırdı. Yan rollerde Fiona Gubelmann ve Dorian Brown’ın yer aldığı dizide, “Dexter”dan tanıdığımız James Remar, öncesinde “30 Rock” sonrasında ise “The Last Man on Earth”te yer alan Kristen Schaal ve Mary Steenburgen, “Smallville”den Allison Mack başta olmak üzere pek çok ünlü oyuncu konuk oldu. Robin Williams’ın da bir bölümünde yer aldığı “Wilfred”, “Good Will Hunting” başta olmak üzere, “Lost” , “Lord of the Rings”, “Harry Potter” gibi pek çok yapıma da şık referanslar veriyor.