Yetişkinler İçin Bir Fabl: Wilfred

Hassas anlarımızda manipülasyona nasıl açık olduğumuzu ve bir süre sonra buna nasıl bağımlı hale geldiğimizi gösteren “Wilfred”, dostluk kavramını yeniden tanımlayan bir yapım. Her ne kadar komedi dizisi olarak kabul edilse de izleyiciye bir sitcom dizisinden çok daha fazlasını vadediyor. Ryan aslında hepimizi simgeliyor. Hepimiz hayatta kararsızlıklar yaşıyoruz, en doğru olanı yapmaya, aynı anda herkesi mutlu etmeye çalışıyoruz. Diğer yandan, Wilfred her ne kadar tuhaf olsa da realizmin ve hatta hedonizmin sesi oluyor. Herkesi mutlu etmenin imkansız olduğunu, ancak en azından bir kişiyi kesinlikle mutlu edebileceğimizi söylüyor Ryan’a ve bize. Mizahın, ters köşelerin ve gerçekçi karakterlerin yanında beni diziyle ilgili heyecanlandıran en önemli nokta bu bakış açısı.

wilfred-ryan-jenna

Ryan, Wilfred ve Jenna birlikte.

Dizide Ryan ve Wilfred dışında yer alan diğer iki karakter ise Ryan’ın kapı komşusu ve Wilfred’ın sahibi olan Jenna ile Ryan’ın ablası Kristen. Günün birinde haber sunucusu olmak isteyen, ancak şimdilik haber yazarı olmakla yetinen Jenna aslında ne istediğini bilmeyen, her türlü problemini etrafındakilere (özellikle Ryan’a) yansıtmaktan çekinmeyen, küllüm zarar diyebileceğimiz türden bir karakter. Ryan’ın bu değişken ve talepkar karaktere karşı platonik bir aşk duyması iyileşme sürecini sekteye uğratan bir etken. Dizideki diğer bir karakter ise Kristen. Kontrol manyağı, zorba, deyim yerindeyse insanı iyilikle(!) döven, dominant bir kadın. Ne istediğini Ryan bile bilmezken onun için kararlar alan ve bu kararları, sorgulamadan ve minnettarlıkla uygulamasını isteyen bir abladan söz ediyoruz. Görünürde en az Kristen kadar bencil ve ziyadesiyle manipülatif olan Wilfred, toplumdan izole olmuş, kendine yabancılaşmış olan Ryan’a kendini tanıma ve yeniden canlı hissetme fırsatı veriyor. Ölümün kıyısından dönen Ryan’ın Wilfred ile yaptıkları ne kadar çılgınsa ona o kadar hayatta hissettiriyor. Bu nedenle ikili arasındaki bu ilişkinin mutualist bir birliktelik olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

wilfred-service

Ryan, ablası Kristen ve annesi ile birlikte.

Diziyle ilgili en merak uyandırıcı unsur, Wilfred’ın gerçek olup olmadığı. Wilfred gerçek mi yoksa Ryan deli mi? Sezonlar boyunca aklınıza gelen her türlü teorinizi dalga geçercesine çürüten, “Wilfred nedir?” sorusunun cevabını dondurucuda hazır tutup yine de karnınızı tıka basa doyuran senaristler dizinin sonunda oldukça tatmin edici bir açıklama hazırlamışlar. Her bölümde mutluluk, güven, korku, saygı, öfke gibi kavramları sorgulayan dizi, birbirinden tuhaf hipotez ve metaforlarıyla bir yandan değer yargılarınızı tekrar gözden geçirmenizi sağlarken diğer yandan size iyi bir insan olmanın gereklerini düşündürüyor.

Doğruya ulaşmanın kolay olmadığını ve yapılan yanlışların çoğunlukla gerekli olduğunu anlatan Wilfred, içsel rehber niteliğinde bir dizi. Her bir bölüm için yaklaşık yirmi dakikanızı ayırarak bu fantastik dünyaya adım atmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Yazıyı dizinin başlangıcında gösterilen özlü sözlerden seçtiğim birkaç  tanesiyle tamamlamak istiyorum. Şimdiden iyi seyirler!

  • “Akıl sağlığı ve mutluluk birlikte var olamazlar.” Mark Twain
  • “Vicdan ısıramayan ancak sürekli havlayan bir köpektir.” Atasözü
  • “İnsanları yargılamazsanız, onlara şefkat de göstermezsiniz.” Anne McCaffrey
  • “Gerçek seni özgür kılmadan önce, acınası hale getirecektir.” James A. Garfield
  • “Mutluluk; dış etkenlerin kendisine değil, dış etkenlere olan bakış açımıza bağlıdır.” Leo Tolstoy

Diziden Anekdotlar

  • Wilfred’ın cinsi Labradoodle.
  • Bir bölümde Ryan’dan bir düğünde yüzük taşıyıcısı olması istenir. Bu oyuncunun yer aldığı “Lord of the Rings” serisine yapılan hoş bir göndermedir.
  • “Wilfred”ın konsepti aynı zamanda Ukrayna merkezli bir şirkete satılmış ve dizi, Rusya’da “Charlie” adıyla çekilmiş.
  • Jason Gann, bir röportajında Elijah Wood ve kendisinin bir film projesi üzerinde düşünebileceğini ya da tıpkı “Arrested Development” gibi dizinin geri dönüş yapabileceğini söylemiş.

Yorumlar