MetuCon’20 – Apocalypse’in Ardından
Öncelikli olarak Metucon’u yazmaya başlarken yazının başında değinmek istediğim bir iki şey var. Demek istediklerimin tek kelimelik özeti “gelenek”. Yazar olarak ben 20 yaşındayım. Evet 20. Metucon’un 20. yılında bulunmak bu açıdan benim için çok farklı hissettirdi, bu yılki Odtü-BKFT’nin yönetim kurulu üyeleriyle de aşağı yukarı aynı yaşlarda olduğumu da düşünürsek, 20 yıllık bir geleneğin onlar üzerindeki etkisi de çok duygusal olmalı diye tahmin ediyorum. Açıkçası ben daha altıma yaparken insanlar Ankara’ya gelip, gene aynı mekanda oyunlar oynuyor, sohbetler ediyormuş… Tam olarak bu cümlenin altında yatan hassasiyet beni etkiliyor. Türkiye’de rol yapma oyunları etkinliklerinin azlığından sürekli yakınırız. Eskiden de “Con” çok az derdik. Şimdiyse nisan ayından sonra hemen hemen her ay bir Convention veya Mini-Con ile karşılaşıyoruz. Gerek İstanbul’da, gerek Ankara’da, gerekse İzmir’de… Sanıyorum ki MetuCon ise ülkemizdeki Conventionlar arasında en eski olanı ve her yıl değişen farklı farklı temalarla takipçileriyle buluşuyor. Bu yıl ki tema Apocalypse!
Apocalypse denildiğinde akla, Mad Max, Fallout, Metro 2033 ve daha birçok oyun, film, dizi, kitap geliyor. Garip arabalar, ufak kamp ateşleri, maskeli tiplerse Apocalypse’in basmakalıplarını oluşturan ögeler. Metucon’un dekoru da bu ögelerle doldurulmuş. Arabalardan anlamasam da; Odtü- Yemekhane önüne park edilmiş ve güzelce dekore edilmiş Mad Max’den çıkma bir araba görmek çok hoş bir görüntüydü. Yemekhaneden içeriye girdiğimde gözüme ilk çarpan yemeklerin fiyat listesi olsa da (bizim okula nazaran Odtü’nin yemekhane fiyatları çok uygunmuş, kıskandım vallahi) az ileride kurulmuş derme çatma bir mevzi ve ufak bir çadırla Apocalypse tadını daha net alabildik. Etkinlik alanında ise kafasına taktığı garip bir maskeyle boynuna taktığı zinciri arkadaşlarına veren farklı bir tip dolaşıyordu. Arkadaşlarının elinde zincir, zincirin ucunda kendisi… Buradan ona da selam söylemek istiyorum… Etkinlik boyunca bir o yana bir bu yana yürüttüler çocuğu, üzülmedim diyemem doğrusu.
E, Nasıldı Etkinlik?
Gel gelelim MetuCon’un bizlere sunduğu imkanlara. İlk olarak standlara değinmek istiyorum; farklı konseptlerle, amaçlarla kurulan standlar etkinlikte ilk göze çarpan unsurdu. Özellikle İthaki standı, Tesis ve ZID epey ilgi gördü diyebilirim. Bu süreç içerisinde kişisel olarak merakla beklediğim Stygian: Reign of The Old Ones oyununun yapımcılarıyla da kurdukları stand sayesinde tanışma imkanı yakaladım. Sanırım kısa süre sonra Kickstarter’dan da kampanyalarına başlayacaklar. Takipte olmakta fayda var. Tüm bu standlar dışında etkinlikte en çok öne çıkan rol yapma oyunları, larplar (live action role play) ve e-spor turnuvalarıydı.
E-spor’un günümüzde birçok alanda yer ettiği bir gerçek. Son dönemlerde MetuCon’da da epey yer ettiğini söylemekte fayda var. Hearthstone’dan, Dota 2’ye kadar birçok oyun oyuncularla buluştu ve kazananlara güzel ödüller verildi. Ancak MetuCon denildiğinde insanların aklına ilk olarak rol yapma oyunları ve larplar geliyor. Etkinlik boyunca ryo oyuncuları birçok sistem ve kurguyer tanıma fırsatı buldu. Tüm bunların ışığında ryo hala MetuCon’un en çok ilgi çeken yanı diyebilirim.
Larp Demiştin?!
Evet demiştim, bu yıl MetuCon’da birbirinden güzel 3 adet larp gerçekleşti. Geçen yıl olan MetuCon’a baktığımda hatırladığım kadarıyla sadece 1 adet larp vardı ve bu sayının 3’e çıkmasını epey umut verici olarak görüyorum.
Larplar, Anadolu Hikaye Anlatıcıları’dan Demon: the Fallen, Düş Diyarı Meddahları’ndan jenerik, Mert Karakoç ve Ece Yılmaz’ın ortak çalışmaları diye nitelendirebileceğim Mind’s Eye Theatre şeklinde gerçekleşti. Larplara dışarıdan çok ufak bir bakış atabilmiş olsam da -girmek yasak tabii- oyuncuların larptan sonra yapılan muhabbetlerine baktığımda eğlendiklerini gözlemledim. Zaten yaratılmak istenilen durum da tam olarak bu diye düşünüyorum. Eğlenmek. Bana kalırsa larp ryo yönetmekten çok daha zor bir iş, bu sebeple hem oyuncuları hem de larp yöneticilerini tebrik etmek gerek.
Ülkemizde Conventionların sayısında yaşanılan ciddi artışların bazı sıkıntıları olmuyor değil. Sayı arttıkça beklentiler de artıyor, ancak her başarılı işin arkasında olduğu gibi Metucon’un da arkasında güçlü bir ekip var. Tüm ODTÜ-BKFT ekibini ama özellikle de yönetim kurulunu tebrik etmek gerek. Bu yıl da işin hakkını vererek güzel bir etkinlik gerçekleştirdiler. Seneye daha iyisi olur umarız.