Alt Kültürde Savaş Sanatı – 300 Spartalı
Frank Miller’ın aynı adlı çizgi romanından Zack Snyder tarafından sinemaya uyarlanan 300 Spartalı isimli film, alt kültür çevrelerinde Spartalıları yenilmez özgürlük savaşçıları olarak tanımlamış olabilir. Ancak çizgi roman dünyasıyla biraz yakından ilgili olan herkesin söyleyebileceği gibi Miller, tarihi gerçekler açısından çok güvenilir bir yazar değildir. Frank Miller’ın yazdığı hikayelere sağ eğilimli politik görüşlerinin sıklıkla yön verdiğini söylemek pek de hatalı olmayacaktır. “300” de bu konuda bir istisna değil.
Nedir Bu 300 Spartalı Savaşı?
“300” isimli filmde muhtemelen M.Ö. 480 yılının Ağustos veya Eylül ayında gerçekleşmiş olan Thermophylae Muharebesi konu edilir. Pers ve Yunan kuvvetleri arasında gerçekleşen bu muharebe ikinci Greko-Pers savaşının bir parçasıdır. Yunanlıların zaferi ile sonuçlanması dışında filmin veya çizgi romanın doğru gösterdiği yanları oldukça azdır.
Aslında mevzu M.Ö. 522 yılında Pers İmparatorluğu’nun başına geçen Darius ile başlıyor. Pers İmparatorluğu Darius I döneminde doruk noktasına ulaşmıştır. Bu nedenle Darius I, Yüce Darius olarak da bilinir. Ancak tahta çıkış şekli konusunda kesin bir bilgimiz yok.
Darius’un tahta çıkışını anlatan iki büyük kaynak var. Bunlardan bir tanesi modern tarih biliminin babası kabul edilen Herodot, diğeri de Darius’un kendisidir. Malum sebeplerden, her ikisinin de güvenilir bir kaynak olarak kabul edilemeyeceği açık.
Darbe İle İntikam Arasındaki Fark
Her iki kaynaktan elde edilen bilgileri birleştirirsek kesin olarak söyleyebileceğimiz, Darius’un iç karışıklıklardan faydalanarak imparator olduğudur. Normal şartlar altında M.Ö. 522 yılında İran’da Kambises II’in yönetimine karşı isyan çıktığını biliyoruz. Kambises kayıplara karışınca Pers halkı yönetici olarak eski liderlerinin kardeşi olan Bardiya’yı seçiyor ve tam burada işler karışıyor. Darius’un anlattıklarına göre Bardiya ismiyle tahta çıkan kişi aslında Bardiya’yı öldürüp yerine geçen Gaumata adında bir adam. Kambises’in baş silahtarı olan Darius da üstüne düşeni yapıp Bardiya’nın katili Gaumata’yı öldürüyor ve efendisinin intikamını alıyor. Ancak gözle görülen tarih, Darius ve altı büyük ailenin liderlerinin yönetimi ele geçirmek amacıyla imparatoru öldürdüğü şeklinde. Belli ki doğru ya da yanlış olsun Darius, kafasındaki komplo teorisini kabul ettirememiş.
Olayları çok daha dramatize eden Herodot’a göre Gaumata’nın ölümünden sonra Darius, altı büyük ailenin liderleri ile bir araya gelerek Pers İmparatorluğu’nun geleceğine karar vermeye çalışıyor. İmparator hazır ölmüşken bir rejim tartışması yapmanın tam zamanı herhalde… Tartışmaya katılan yedi kişiden beşi monarşi ile devam etme taraftarı oluyor. Beşinin de doğal olarak imparator olmak istediğini tahmin edersiniz… Öte yandan Megazibus, oligarşi önerirken, Otanes oyunu demokrasiden yana kullanıyor. Bu kadro oy çokluğu ile monarşide karar kılınca sıra bir sonraki imparatorun kim olacağını bulmaya geliyor.
At Gibi…
Elbette ki her bir lider imparatorluk makamına en şahane adayın kendisi olduğu düşüncesinde. Bunun tek istisnasının demokrasi isteyen Otanes olduğunu görüyoruz. Geriye kalan altı asil, işin içinden çıkamayınca imparatoru seçme işini tanrılara bırakmaya karar verir. Buna göre dışarıya çıkıp atlarına binecekler, atı ilk kişneyen imparator ilan edilecektir. Herodot’a göre Darius, yarışmaya hafiften hile karıştırır. Kölesi Öbares yarışmadan önce ahıra gidip en diri kısrağın vajinasına elini iyicene sürer. Yarışma sırasında atların yularları asillerin köleleri tarafından tutulmaktadır. Darius’un bindiği aygır da Öbares’in ellerindeki kokuyu alır almaz kişner ve şahlanır. Bu hikayenin gerçek olup olmadığını elbette ki bilemiyoruz. Ancak Herodot’un Darius’un tahta geçişini sorguladığı muhakkak.
Nereden bakarsak bakalım Darius’un tahta oturması bir suikast ve dolayısıyla bir askeri darbe sonucu olmuştur. İmparatorluğun her yerinde çok çeşitli isyanlar çıkmış ve Darius’un ilk yılları bu isyanları bastırmakla geçmiştir. İsyanların en sevimsizleri de Yunanlar tarafından çıkmıştır.