Alt Kültürde Savaş Sanatı – Işın Kılıcı

Nerede Ergonomi?

Kabzayla ilgili bir başka problem ise istisnalar hariç kesitlerinin daire şeklinde olması. Bu da ışın kılıcının kabzasının ciddi bir ergonomi problemi olduğuna işaret ediyor. Dairesel kesitli kabzalar genelde ele iyi oturmadıkları için zor kullanılırlar. Örnek alınan katananın kabzasına dikkatle bakarsak eliptik bir kesiti olduğunu görürüz. Öyle gözüküyor ki Jedi’lar kabza ergonomisi konusunda da fazla ileriye gidememişler. Görebildiğim kadarıyla bunun tek istisnası “The Clone Wars”da gördüğümüz Asajj Ventress’in kılıçları. Eliptik kabza tasarımıyla pek çok Jedi kılıcının önünde gözüküyorlar.

isin-kilici-2

Filmlerde açıkça göremediğimiz bir başka nokta da kılıçların açma kapama mekanizmaları. Açıldığı anda bu kadar yok edici bir gücü olan silahın ciddi bir emniyet sistemi olması gerekiyor. Zira belde taşınırken kazara açılan ışın kılıcının sonuçları korkunç olabilir. Bu argümana karşı genelde ışın kılıcının bir Jedi silahı olduğu ve güç kullanılmadan çalışmadığı söyleniyor ama hali hazırdaki külliyatta bu yönde bir delil görmüyoruz. “A New Hope”da Obi-Wan Kenobi tarafından “Daha medeni bir çağdan kalma zarif bir silah” olarak tanımlanan ışın kılıcını kullanmak için Jedi olma gerekliliği yok gibi gözüküyor. Gerek Luke Skywalker, gerek Han Solo, gerekse Finn hiçbir eğitimleri olmamasına karşın ışın kılıcını hasbelkader kullanabiliyorlar.

Medeni Bir Çağdan Kalma Zarif Bir Silah

Günahıyla sevabıyla elimizde oldukça etkili bir silah olduğu belli… Burada garip olan bir şey herhangi bir filmde bu silaha özgü bir tekniğin kullanılmıyor olması. Işın kılıcı tekniğinin ağırlıklı olarak Japon kılıç disiplinlerinden araklandığını görüyoruz. Prequel üçlemede ise Çin ve Avrupa esintileri görüyoruz. Ancak buradan sağlıklı bir ışın kılıcı tekniği analizi yapmamız çok mümkün değil.

Her şeyden önce teatral kılıç tekniğiyle gerçek kılıç tekniği arasında ciddi bir fark olduğunu belirtmek gerekir. Filmlerde de kullanılan teatral kılıç tekniğinde abartılı, büyük ama nispeten yavaş hareketler kullanılır. Bunun amacı çok arkalardaki seyircinin bile neler olduğunu rahatlıkla görebilmesini sağlamaktır. Dahası, filmlerde kılıç dövüşleri aslında karakterler arası çatışmanın bir metaforu olduğu için hareketler ve teknikler tarafların kişiliklerini de yansıtmak zorundadır. Elbette ki gerçekte böyle bir zorunluluk yoktur. Errol Flynn’in herhangi bir filmini seyredip kılıç koreografisine hayran olabilirsiniz. Bundan gaza gelip olimpik bir eskrim maçı seyrettiğinizde ise sıkıldığınızı fark edeceksiniz. Keza Japon çizgi filmlerini seyrettikten sonra gerçek bir kendo maçı seyrettiğinizde neler olduğunu anlamadığınızı fark edeceksiniz.

Errol Flynn - The Sea Hawk (1940)

Errol Flynn – The Sea Hawk (1940)

Bu nedenle filmlerdeki ışın kılıcı teknikleri kullanışlılık açısından bayağı saçma ve gereksiz hareketler içeriyor. Özellikle Episode 1,2 ve 3’te sürekli kendi etrafında dönemeler, anlamsız silah çevirmeler ve total gereksiz hoplamalar zıplamalar ve sair hareketler görmekteyiz. Buna karşılık Episide 4,5,6 ve 7’deki kılıç dövüşleri nispeten daha gerçekçi. Ancak tüm dövüşlerde asıl anlaşılmaz olan durum, namlusunun ağırlığı sıfır olan bir silahın sıradan bir katana veya longsword edasıyla sanki ağırlığı varmış gibi kullanılması. Sıfır ağırlıklı bir namluya yönelik bir teknik görmediğimiz gibi, kılıcın temel fonksiyonlarından, namlunun açıp kapatılmasının kullanıldığı bir teknikle de karşılaşmıyoruz.

Bu oldukça garip bir durum… Işın kılıcı tekniklerinin sanki ışın kılıcı düşünmeyerek geliştirildiğine işaret ediyor.

Ne İşe Yarıyor Bu Silah?

Silah tasarımında asıl sorulması gereken soru tasarlanma nedenidir. Işın kılıcıyla ilgili en garip mesele ne düşünülerek tasarlandığının açık olmaması.

Özellikle karanlık tarafta farklı ışın kılıcı tasarımları görsek de –ki bunların en kullanışsız ve en saçması muhtemelen Darth Maul’un kılıcı- temel olarak ışın kılıçları katana örnek alınarak hazırlanmış gözüküyor. Ama niye böyle yapılmış olduğu çok belli değil.

İşin aslı, herkesin seri ateş eden, uzun menzilli silahlar kullandığı bir evrende ışın kılıcının varlığı, mantığı ciddi bir şekilde sorgulanması gereken bir olgu. Evet, Blaster boltlarının ve benzer ışınların, ışın kılıcından sektirildiğini sürekli görmekteyiz. Daha yüksek kalibreli ışın silahlarına karşı bu özelliğin kullanıldığına pek şahit olamıyoruz. Demek ki kılıç fazla yüklenebiliyor ve sektirebileceği ışın gücünün bir sınırı var. Ama burada önemli olan bambaşka bir şey…

Muhtemelen ışık hızı, en kötü ihtimalle ses hızıyla hareket eden mermilere karşı kılıçla savaşmak ziyadesiyle anlamsızdır. Jedi şövalyelerinin insanüstü refleksleri ve sınırlı da olsa geleceği görebilme özellikleriyle bu inanılmaz hareketi düzenli olarak yapabildiklerini görüyoruz. Lakin burada keramet kılıçta değil kılıcı kullananda. Işık hızına yakın hareket eden bir mermiye kılıcının namlusuyla vurarak tutarlı bir şekilde yönünü değiştirebilen bir savaşçının zaten ışın kılıcına çok da ihtiyacı olmadığını düşünüyorum. Opsiyonlar sınırsız… Kılıçla mermiye vurana kadar mermilerin etrafında dans da edebilir aslında… Dahası kılıçla mermiye vurabilecek kapasitede bir savaşçıya bir çift tabanca verildiğinde neler olabileceğini hayal bile edemiyorum.

Keramet Kılıçta Değil…

Işın kılıcının eskiden kalma bir gelenek olduğunu ve hali hazırda çok mantıklı olmadığını düşünebiliriz. Ancak bu tarz geleneksel silahların bile zamanında tasarlanma sebebi vardır. Günümüzde subaylar hala süvari kılıcı taşırlar ve bu kılıç çoğunlukla fonksiyonsuzdur. Fakat bu gelenek, zamanında at üzerinde savaşa katılan subaylar düşünüldüğünde anlam kazanmaktadır. Süvari kılıcı, kullanıldığı dönemlerde oldukça önemli ve etkili bir silahtı.

Işın kılıcının ne ara, ne için tasarlandığını tahmin etmek oldukça zor. İşin özünde sıradan bir kullanıcının elinde basit bir makineli tüfeğe karşı bile son derece etkisiz olacak bu silah, sadece bir Jedi kullandığında etkili olabiliyor. Bu da silahın değil kullananın kalitesinden kaynaklanan bir durum. Belli ki Jedi’lar daha iyi bir silahla daha etkili olacaklar. Bu bağlamda “Empire Strikes Back”te Yoda’nın anlattıklarına dikkat edersek aslında ışın kılıcının bir Jedi için pek de önemli olmadığını, bu silahın seremoni amaçlı olduğuna karar verebiliriz.

isin-kilici-7

Belki de Star Wars tarihinde uzun menzilli silahların bir nedenden asla kullanılmadığı bir dönem var. O dönemde ışın kılıcı altın çağını yaşamış olabilir. Belki de Star Wars evreninin yazılmamış bir hikayesini mıncıklıyoruz. Bu şekilde çok havalı gözüken ama gerçek bir muharebede çok da etkili olmayan bir silah kalıyor elimizde.

Bu yazı, "Alt Kültürde Savaş Sanatı" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar