Alt Kültürde Savaş Sanatı – Katana

Eski savaş araçları ve taktiklerini incelediğimiz bu yazı dizisinin ilk bölümünü Katana’ya ayırmak hem yoğun istek hem de bu kılıcın popülaritesi açısından zaruri gözüküyor. İşin doğrusu, bu geleneksel Japon silahı özellikle Japon çizgi filmleri ve çizgi romanlarının da etkisi ile son dönemde herhalde ününün doruklarında. Bu vesileyle katana hayranlarını da mutlu etmek boynumuzun borcu sayılır.

Ne var ki, katanaya atfedilen özelliklerin ciddi bir kısmı fantastik edebiyattan geldiği için hali hazırda popüler kültürde bu silah ile ilgili hatalı bilgilerin miktarının akla zarar bir seviyeye geldiğini de görmekteyiz. Yer yer büyülü özellikleri olduğu bile iddia edilen bu kılıcı incelerken yazı dizimizin temel tarzına uygun olarak sadece gerçek ve gerçekçi bilgilere yer vereceğiz. Bu bilgiler bazı katana fanatiklerini üzebilir. Ancak bizim amacımız, tarihsel bağlamda doğru bilgiler vermek.

katana-1

Öncelikle herkesin zihnindeki o soruya cevap arayalım:

Katana Dünyanın En İyi Kılıcı Mıdır?

Değildir…

Zaten böyle bir iddiayı herhangi bir silah için öne süremeyiz. Silahlar, hangi dönemde kullanılmış olurlarsa olsunlar her şeyden önce birer araçtırlar. Hiçbir kılıç, hiçbir zırh tek başına dünyanın en iyisi değildir; olamaz. Bu tarz objelerin tarihsel bağlamda amacına göre değerlendirilmesi gerekir. Bir kılıcın gerçekten iyi bir tasarıma sahip olup olmadığı, ancak dönemin zırhları ve muharebe taktikleri incelenerek belirlenebilir. Bir başka deyişle, bu soruya ancak başka bir soruyla cevap verilebilir: “Ne için?”

Temel Bilgiler

Anavatanı Japonya olan katana, temel olarak taçi adı verilen Japon kılıçlarının evrim geçirmiş halidir. İsmi, Çince’de “Kılıç” anlamına gelen kelimelerden türemiş ve Japoncaya girmiştir. Portekizliler bölgeye geldiklerinde aynı kelimeyi “Büyük Bıçak” anlamında kullanmaya başlamış ve “Catana” olarak kendi dillerine geçirmişlerdir.

Japon tarihinde katana kelimesine XII ve XIII. Yüzyıllarda rastlamaktayız. Ancak bu dönemde kelime, fakir ve düşük rütbeli askerlere verilen kalitesiz kılıçlar için kullanılmış. Bildiğimiz anlamda katanaların ortaya çıkması ise neredeyse XV. Yüzyılı bulmuştur. Bu dönemde yakın muharebenin yaygın olması sebebiyle askerler kılıçlarını çabucak çekebilmek için ters taşımaya başlamışlardır. Burada tersten kasıt, kılıcın belde taşınırken yalımının yukarıya gelecek şekilde tutulmasıdır. Bu sebepten kılıçları yapan ustalar bu dönemde kılıcın balçağına yakın olmak üzere yanağına kazıdıkları imzayı ters atmaya başlamışlardır. Bu sayede kılıcın sahibi, kılıcı ters çektiğinde imza düzgün gözükmekteydi. Bu stil imzaya zamanla katana tarzı imza denmiştir.

katana-2

Katana, Avrupa terminolojisinde uzun kılıç sınıfına ucu ucuna giren, hafif kıvrık bir namluya sahip, tek yalımlı, yivsiz bir kılıçtır. Bir buçuk el kabzası ve son derece ilkel, yuvarlak veya kare bir balçağı vardır. Namlu uzunluğu 60 ila 75 santimetre arasında değişen katana, genelde 1.3 kg. civarındaki ağırlığı ile sınıfına ve boyuna göre oldukça ağır bir kılıçtır. Benzeri kabul edebileceğimiz klasik bir uzun kılıç olan Caithness ile karşılaştırdığımızda Caithness’in genelde 1.2 kg. olan ağırlığının çok ciddi bir fark yaratmayacağını düşünebilirsiniz. Ancak burada bir Caithness namlusunun yaklaşık 80 ila 85 cm. olduğunu da hesaba katarsak buna oranla katananın ne kadar ağır ve hantal bir kılıç olduğu daha rahat anlaşılır. Öte yandan boyu, kıvrımı ve yanak genişliği ile katanaya çok daha benzediğini iddia edebileceğimiz İngiliz Bahriye Cutlass’ının ağırlığı katananın neredeyse yarısıdır.

Tesis Yok Be Abi

Bu durum Japon ustaların kılıç yapmayı bilmemesinden kaynaklanmıyor elbette. Aksine Japonya’da kılıç üretimi büyük ihtimam gösterilen geleneksel bir zanaattır. Ancak katananın zayıf yanlarının da güçlü yanlarının da bu özel üretim yönteminden ileri geldiğini söyleyebiliriz.

Caithness gibi bir Avrupa kılıcı ile katana gibi bir Japon kılıcı arasındaki en önemli fark, Caithness’ın gövdesinin tek parça, yüksek karbon oranlı çelikten yapılmış olmasıdır. Kaliteli çelik de diyebileceğimiz yüksek karbonlu çelik, silahın hem hafif hem de dayanıklı olmasını sağlar. Sorun, Japonya’nın yer altı kaynakları açısından çok zengin olmaması ve yüksek kaliteli çeliğin çokça elde edilememesidir.

Bu yazı, "Alt Kültürde Savaş Sanatı" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar