Alt Kültürde Savaş Sanatı – Katana

Bu nedenle geniş yanaklı bir kılıç olan Katana’nın namlusu neredeyse tamamen düşük karbonlu, yani kalitesiz çelikten yapılır. Bu gövdenin üzerine incecik ve yüksek karbonlu bir yalım oturtulur. Dolayısı ile katana, Avrupa kılıçları gibi monoblok bir yapıya sahip olmayıp en az iki farklı kalitede çelikten yapılır. Yalımı yüksek karbonlu çelikten yapıldığı için son derece keskin ve sağlamdır. Ancak namlunun geri kalanı düşük karbonlu çelikten yapıldığı için sert ve kırılgandır.

katana-3

Bu noktada genelde, “Hem sert hem kırılgan nasıl olur?”  en çok sorulan soru oluyor. Yüksek karbonlu çeliğin bir özelliği de esnekliğidir. Bu sayede namlu, çok sert bir darbe aldığında veya bir yere sıkıştığında kırılmak yerine esner ve sonra eski şekline geri döner. Katana gibi sert kılıçlar ise aynı durumda esnemeyip kırılacaktır.

Multiblok silah imalatının Japonya’ya özgü olmadığını da belirtmekte fayda var. Benzeri üretim yöntemlerine eski Viking silahlarında da rastlıyoruz. Ancak İskandinavya’da zamanla monoblok üretimin avantajları anlaşılmış ve bu yöntem terk edilmiştir. Elbette, kaliteli çeliğin bolca bulunduğu ülkelerde tüm silahı tek parça çelikten yapma lüksü mevcut. Oysa ki Japonların bu lüksü olmadığı için elde olan malzemeden mümkün mertebe kaliteli kılıçlar yapmaya çalışmışlar ve bu nedenle işçiliği oldukça ileri götürmüşlerdir.

Tarihte katanaların kalitesi ile ilgili kötü izlenimlere genelde rastlanmaz. Bu nedenle Japonya’ya giden Avrupa’lı askerler hatıra olarak yanlarında birer katana getirmeye çalışmışlardır. Çavuş William Eddington’un 1850 tarihli anılarında, Japonya’dan satın almış olduğu katanayı güvertede denediğini anlıyoruz. Bir iddia sonucu Japon katanası ile ingiliz Wilkinson süvari kılıcını birbirine vurarak test etmişler. Bu testin sonunda Wilkinson’a hiçbir şey olmamış ama katana hasar görmüş. Eddington da buradan katanaların kalitesiz kılıçlar olduğunu çıkarmıştır.

Elbette ki bu iddiayı düzgün bir test gibi düşünemeyiz. Her şeyden önce Eddington ve arkadaşları katanayı yanlış açıyla veya kötü kullanmış olabilecekleri gibi, belki de Eddington’un satın almış olduğu katana çok da kaliteli değildi.

Kesmek İçin Yaratılmış Bir Silah

Kaliteli çeliğin azlığı Japon zırhlarını da etkilemiştir. Japonlarda tamamı çelikten oluşan tam gövde zırhlara genelde rastlanmaz. Bu yüzden Japon kılıçları genelde kesme konusuna odaklanır. Bir buçuk el kabzası ile hem tek hem iki elle kullanılabilen bu silahın kesme konusundaki başarısının bir kısmı, namlunun ciddi bir kısmının düşük karbonlu çelikten yapılmasından kaynaklanır. Normal şartlar altında iyi bir kesme yapmak için kılıcın açısını çok iyi ayarlamak gerekir. Açı biraz sapsa bile kılıç, namlunun esnekliği yüzünden kesilmeye çalışılan yüzeyden sekecek veya en iyi ihtimalle kesilmesi gereken yüzeye yeterince güç aktaramayacaktır. Katana’nın esnek bir kılıç olmaması bu sorunu giderir. Bir başka deyişle katana yeterince usta olmayan bir asker tarafından bile etkili bir şekilde kullanılabilir. Burada yine yanlış anlamalara mahal vermeyelim. Söylediklerimizden “katana kullananlar usta değildir” anlamı çıkmasın! Sadece katananın kesmeye yatkınlığı işleri kolaylaştırmakta ve ideal olmayan koşullarda dahi kesim yüzeyini ısırmasını sağlamaktadır.

"Eğer yolculuğun sırasında Tanrı'yla karşılaşırsan... Tanrı'yı bile kesebilirsin."

“Eğer yolculuğun sırasında Tanrı’yla karşılaşırsan… Tanrı’yı bile kesebilirsin.”

Kesmek üzerinde tasarlanmış bir kılıcın kesme konusunda bu kadar başarılı olmasına şaşmamak gerekir. Katanaların yalımı tek adımlıdır ve son derece keskin çelikten yapılır. Kınları genelde ahşap olduğundan çekilirken körelme problemi oluşmaz. Zaten yalımı yukarıya doğru taşındıkları için çekilirken kına sürtmezler. Gerek hafif kıvrımı, gerekse namlunun ağırlık merkezi açısından kesmeye son derece yatkın bir silah olduğu aşikardır.

Bu yazı, "Alt Kültürde Savaş Sanatı" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar