Bir Bilimkurgu Mimarı: Harlan Ellison

Harlan Ellison adı Türkiye’deki bilimkurgucular tarafından çok bilinmez. Kendisi 8 defa Hugo, 4 defa Nebula, 5 kere de Bram Stoker ödülü alan bir yazar.

Peki kimdir Harlan Ellison? Wikipedia sayfasına baktığınızda kendisinin 1934 Ohio doğumlu olduğunu, yeni akım bilimkurgu yazarlarından kabul edildiğini ve 5 defa evlendiğini görürsünüz. Peki bu adamı tanımak için bu bilgiler yeterli mi?

Çok sanmıyorum.

Harlan Ellison, günümüz bilimkurgu janrının şu andaki haline gelmesini sağlayan en önemli isimlerden birisidir belki de. 1967’de editörlüğünü yaptığı Dangerous Visions (Tehlikeli Görünümler) adlı kısa hikaye antolojisi o dönemin içinde seksten bahsetmemek, karakterlerin iyi, erdemli olması ve hakaret edilmemesi gibi püriten kabullere aykırı olması şartıyla – yani bir nevi “Yazın, aklınızdakini sansürlemeden koyun ortaya” diyerek – Asimov, K. Dick, Pohl ve Niven gibi isimlerden, bu antolojiye özel yazmalarını istediği kısa hikayelere yer vermiştir. Dolayısıyla eserin çok tutulup ek olarak “Again, Dangerous Visions” diye devamının gelmesi şaşırtıcı değil. Günümüzde Neuromancer gibi veya içinde cinsellik, küfür ve gerçek dünyadaki gibi gri karakterlerin olduğu eserler okuyabiliyorsak bu adamın yazdırdığı bu eser sayesindedir.

harlan2

Ancak kabul etmek lazım Ellison’un ününü sağlayan şey iyi bir editör olması değil, iyi bir yazar olması. Yine wikipedia sayfasına baktığınızda 1700’den fazla kısa hikayesi olduğunu görüyorsunuz. Bir yılda 365 gün olduğuna göre ve her gün bir tane yayınladığını düşünseniz bu aşağı yukarı 4,5 yıla tekabül ediyor. Ve adamın yazdığı bazı hikayelerden aklıma ilk gelenler “’Repent Harlequin’ said the Ticktockman”, “I have no mouth and I must scream”, “Grail” ve “Soldier”. Türkçeye çevrilmiş bir eseri de var, “Karanlığın bütün sesleri” toplamasında. Soldier hikayesi özellikle önemli, zira bu hikaye ve “Demon with a Glass Hand” adlı hikayeleri yüzünden James Cameron’a dava açıyor, “Cameron, Terminatör filmini bu iki kısa hikayeden çaldı” diyerek. Ve kazanıyor. Daha sonra, eğer benim gibi meraklıysanız, adamın sanırım SciFi Channel’e yaptığı “Harlan Ellison’s Watching” adlı programında bir bölümde buna değiniyor; “Hollywood’da ne kadar ünlü olursanız olun, ne kadar ‘büyük’ bir yönetmen olduğunuzu düşünürseniz düşünün, benim fikrimi çalamazsınız. Tehdit de etseniz, adam da gönderseniz ben bunları yemem” diyerek. İsim vermiyor ama mevzuya hakimseniz zaten anlıyorsunuz hedefte kimin olduğunu.

Bu öykülerin önemli bir kısmının da ödül aldığını veya ödüle aday gösterildiğini söylemeden geçemeyeceğim.

Yorumlar