Cyberpunk temalı bilgisayar oyunlarından bahsetmişken Deus Ex’e değinmemek çok büyük haksızlık olur. Gelmiş geçmiş en iyi aksiyon RYO’lardan biri olmasının yanı sıra, cyborglar, yapay zekalar, komplo teorileri derken aradığımız bütün içerikleri içinde bulunduran muhteşem bir cyberpunk hikayesiyle karşılaşırız.

Cyberpunk kültüründen etkilenen oyunları saymak, başlı başına bir yazı dizisi oluşturur onun için kendimi tutacağım ve sadece ufak güzel bir hatırlatma yapacağım.

Pek çok cyberpunk hikayesinde farklı şekillerde karşımıza çıkan diğer diyar. CyberSpace.

Gelecek Üstümüze Üstümüze Geliyor…

Witcher serisinin yapımcısı CD Project önümüzdeki sene Cyberpunk 2077 adlı bir oyunla hayatımızda uzunca bir süre yer almayı planlıyor.

Bu Cyberpunk 2077 oyununu çok daha ilginç kılan şey ise aslında özünde bir masa üstü rol yapma oyunu (RYO) olan Cyberpunk 2020 evreninde geçecek olması. Polonyalı canımız ciğerimiz bu güzel insanlar, hiçbir masraftan kaçınmayıp orijinal yaratıcısı Mike Pondsmith’i de ekiplerine aldılar.

İşte bu Cyberpunk 2020 benim için 2. önemli ilk. Oynadığım ilk masaüstü RYO. Artık tüketip tüketip şiştiğim, patlayacakmışçasına cyberpunk dolu bu bünyeye kendi hikayelerini oluşturmasına imkan veren bu muhteşem oyuna ne kadar saygı sunsam azdır. Oyunu derinlemesine incelemenizi tavsiye ederim.

Her zaman sert oyna. Eğer oyuncuların bir yerlere silah saklıyorlarsa, çal. Eğer durup dinlenmek istiyorlarsa, soy. Baskıya gelemiyorlarsa zaten cyberpunk oynamamalılar. Onları mutlu elflerin ve şarkı söyleyen kuşların olduğu o cici oyuna geri yolla.

Oyun tarzı ve yapısı olarak biraz eskimiş olsa da konuyla ilgili olanların mutlaka denenmesi taraftarıyım. Daha yeni bir RYO arıyorsanız, her ne kadar Transhumanizm’e doğru kaymış olsa da Nova Praxis‘e göz atın derim.

Bu kadar cyberpunk’a maruz kalıp ta müzik zevkimin etkilenmemesi mümkün olamazdı tabi. Sadece ben değil pek çok değerli sanatçı bu akımdan etkilenmiş hatta bütün kariyerlerini cyberpunk tüketirken arkada iyi gitsin diye heba etmiş bir çok müzisyen de vardır.

Müzik dünyasındaki teknolojide inanılmaz hızlı gelişme (Sythesizerlar müzik programları, davul makineleri, kompresörler, sequencerlar vb.) müziğin de benzer şekilde evrilerek ve hatta punk ile birleşerek endüstriyel müziğe dönüşmesini sağlamıştır.

Mesela Jack Entropy.

İşte bu cyberpunk sevdası yüzünden dipsiz kuyu olan alman endüstriyel (Hayır Rammstein değil!) batağına battım dostlar. (Sizleri de beklerim.) Ama önce sizi şöyle bir 90’lara götüreyim.

Yazıma üzülerek son verirken yazarlarımızdan Alp “Genel ahlaksız” Bilgin‘in, yine bir gönlünü cyberpunk’a kaptırmış genç egzantrik müzisyen Pertubator‘ı anlattığı yazısını es geçmemenizi tavsiye ederim.

Nostaljisi gelen, Alman endüstriyel dehlizi kısmında takılan ve kendisinin veya tanıdığı birinin içten içe android olduğundan şüphelenen birileri varsa aşağıya bekleriz. Yanılmaz Voight-Kampff testi ile 20-30 çapraz referanslı soru ile kesin bir cevap verebilirim.