Geek Terminoloji – Deus Ex Machina Nedir?
Sadece geek kültürüne ait olmayan, hatta temeli Antik Yunan zamanına giden bir terimden bahsedelim bugün. Antik Yunan’da çok kullanılmış olmasına rağmen, günümüzde Romalıların verdiği ismi “ Deus ex machina ”yı biliyoruz. Anlamı da “Makinanın içindeki tanrı” demek. Tiyatroda, mitolojik tanrıları oynayan aktörleri gökten iner gibi göstermek için kullanılan makaralı vinçten (makina) alır adını.
Deus ex machina; genelde hikayenin sonlarında, zor durumda kalan ana karakterleri kurtarmaya, hikayeyle doğrudan alakalı olmayan bir şeyin gelip olayı çözmesidir. Genelde o ana kadar birikmiş olan gerilimi bir anda bozar. Çünkü hikayenin o ana kadar kurmuş olduğu mantığı yerle bir eder. Buna rağmen sıklıkla kullanılır ve bazıları da böyle sonuçları sever.
Deus ex machina, temelde konuyla alakasız ve aniden ortaya çıkan bir elementin sorunu çözmesidir. Tam “Aha uçurumdan düşüyorlar!” derken, başından beri orada olmayan birisi “İçimden geldi” diyerek, uçan arabasıyla kahramanları kurtarırsa bu deus ex machina olur. Ama mesela uçurumdan düşenlerden biri “Aa! Şimdi hatırladım, herkesin cebine çaktırmadan cep helikopterleri koymuştum” derse ona deus ex machina denmez, “Hastir lan ordan!” denir.
Beklenmediklik
Bir elementin Deus ex machina sayılması için, hiç beklenmedik bir anda gelmesi lazım. İnternette Harry Potter’daki Gryffindor’un kılıcı ve anka kuşuna örnek vermişler ama o olsa olsa “Çehov’un silahı”na örnek olur (Onunla ilgili yazımız da gelecek).
Daha önceden hikayede geçmiş olsa bile, o anda olayları çözmeye gelmesini beklemediğiniz şeye güzel örnek; Robin Hood’daki Kral Richard’dır. Her halt, kral uzakta diye olmaktadır, iç savaş çıkmıştır ve tam o sırada kral gelip olayları bitirir. “Sebebi neydi ki?” diye kalakalırsınız.
Bir şeyin beklenmedik olması için illa hikaye dışından gelmesi şart değil. Mesela 1978 yılında çekilen Superman filminde Superman tamamen durduk yere zamanı geriye alıp Lois’i kurtarıyor. Ne öncesinde, ne sonrasında böyle bir gücü olduğuna dair bir bilgi de geçmiyor, başka olaylarda da kullanmıyor. Tamamen o an yazarın kendini soktuğu saçma durumdan kurtulmak için kullandığı bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Zamanda geriye gidip Krypton’u da kurtar madem?!
Umutsuzluk
Deus ex machina, gerçekten umutsuzca tıkanmış bir hikayeyi çözer. Örneğin; daha önce milyon kez kullanılabileceği yerde kullanılmayan kartalların, Kıyamet Dağı’ndan Frodo ve Sam’i kurtarmaya gelmesi Deus Ex Machina’dır. Zaten bununla ilgili çok güzel yapılmış ve “Madem deus ex machina yaptınız, adam gibi yapsaydınız!” diye üretilen bir HISHE bölümü de vardır:
Buna örnek olarak Stephen King hikayesinden uyarlama olan 2007 yapımı “The Mist” adlı filmin sonunda da umutsuz anda lap diye sislerin kalkması güzel örnektir.
Yine Jurassic Park’ın ilk filminin sonunda T-Rex’in lank diye gelmesi ve raptorlardan insanları kurtarması Deus Ex Machina sayılır. Çünkü filmin önceki sahnelerinde her zaman yeri sarsarak ve gürültülü gelen T-Rex, o sahnede kimse fark etmeden geldi.
Bu umutsuzluk, doğal olarak yazarın toparlama umutsuzluğu ile eşdeğerdir. Yani “Aman tanrım, ben yirmi sayfa yazdım sanıyordum dört yüz sayfa olmuş!” diyen bir yazarın giriştiği bir yöntemdir.
Deus Ex Machina’ya yazar tıkanıklığında son zamanlarda en güzel örneklerden biri de Naruto’nun sonunda geldi.