Geek Terminoloji – Diversity Nedir?

Diversity Nedir?

Kelime anlamı “çeşitlilik” olan diversity terimine son birkaç yıldır popüler kültüre dair içerik sunan pek çok farklı kaynakta rastlamış olmalısınız. Temelde diversity, bir eserde yer alan karakterlerin birbirinden farklı ırk, cinsiyet, din ya da cinsel yönelimde çeşitlendirilmesi durumudur.

Bildiğiniz gibi popüler kültürü en çok destekleyen ülke Amerika Birleşik Devletleri’dir. Topraklarında barındırdığı da birçok etnik topluluk bulunmaktadır. Dolayısıyla aslında diversity, Amerikan toplumunun eserlere yansıması durumudur. Dolayısıyla hemen  yazının başında anlaşalım: Popüler kültüre mal olmuş her şeyi değerlendirirken yapmamız gerektiği gibi, bu terimi mercek altına alırken de bu işin membası, yani Amerika Birleşik Devletleri temelli düşünmeliyiz.

Nasıl Uygulanır?

Diversity az sonra örneklerle anlatacağım şekilde, bir esere iki türlü yansıyabilir:

  1. İlk elden söz konusu esere en baştan dahil edilerek.
  2. Eserin başka bir mecraya uyarlanması sırasında.

Bu konuya yazımın ilerleyen bölümlerinde, örneklerden sonra tekrar döneceğim.

Suicide Squad (2016)

Sebep?

Diversity özellikle son 10 yılda, yani Başkan Barack Obama döneminde yükselişe geçmiş gibi görünebilir. Ancak kökleri 60’lı yıllara kadar dayanır. Bu da bizi kavramın ortaya çıkma sebeplerine götürüyor:

  1. Bunun (maalesef) bir pazarlama stratejisi olması. Zira içinde okuyucuların kendilerini bulabileceği türden eserler çok daha geniş kitlelere pazarlanabilir
  2. Haklarını arayan azınlıklar tarafından 60’lı yıllarda talep edilmeye başlanmış olması.
  3. Zorlarsak ‘ütopik vizyona sahip birkaç sanatçı ya da yapımcının iyi niyetli girişimleri’ adı altında bir üçüncü sebep olduğunu da düşünebiliriz (Açıkçası ben düşünmek istiyorum).

Stranger Things (2016)

Whitewashing’ten Farkı Nedir?

Diversity, genellikle bir diğer popüler kültür terimi olan “whitewashing” ile karıştırılır. Özetleyecek olursak; Whitewashing üç aşamada gerçekleşir;

  1. Tarihe mal olmuş beyaz olmayan bir şahsiyetin beyaz bir aktör tarafından canlandırılması.
    Örneğin; The Lone Ranger (2013) adlı filmde Johnny Depp’in bir Tonto adlı bir Amerikan yerlisini canlandırması. Kaldı ki kökeni 1933 yılında yayınlanan radyo programlarına kadar uzanan Lone Ranger karakterinin esin kaynağı aslında afro-amerikan bir tarihi şahsiyet olan kanun adamı Bass Reeves’ten başkası değildir!
  2. Kurgu olan, ancak orijinal hali beyaz olmayan bir karakterin daha sonradan beyaz bir karakter tarafından tekrar canlandırılması, daha kötüsü tamamen sahiplenilmesi.
    Örneğin; M. Night Shyamalan’ın Avatar: The Last Airbender adlı ünlü anime serisinden uyarladığı sinema filmi ya da yakın zamanda gösterime giren anime uyarlaması Ghost in the Shell adlı filmde Scarlett Johansson’un baş karakteri canlandırması gibi.
  3. Hikayenin odak noktası beyaz olmayan insanlar olduğu halde başrolün beyaz bir karakter olması.
    Örneğin; Kevin Costner’ın başrol aldığı Dances With Wolves (1990) ya da Tom Cruise’un başrol aldığı The Last Samurai (2003) adlı filmler.

3 farklı whitewashing örneği: Ghost in the Shell (2017), Power Rangers (2017) ve Doctor Strange (2016) filmlerinden

Sanırım verilen örneklerden sonra whitewashing kavramının (baktığınız açıya göre) diversity’nin TAM TERSİ olduğunu anlamışsınızdır. Ancak diversity entelektüel çevrelerce olumlu karşılanıp desteklenirken whitewashing yerden yere vurulur.

İlk Örnekler: Dizi

Özellikle dizi örneğinden başladım, zira günümüzde diversity diye bir kavram varsa bunun 60’lı yılların sonunda öncülüğünü yapan eser bir diziydi: Star Trek! 1966 ila 1969 yılları arasında yayınlanan ve bugünlerde Star Trek: The Original Series olarak anılan seri, farklı ülkelerden oluşan mürettebatıyla dönemi için büyük cesaret sergileyen yapımcı Gene Roddenberry’nin eseridir.

“Cesaret” derken ne demek istediğimi şöyle özetleyeyim: Kötü şöhretli ABD senatörü Joseph McCarthy’nin önderliğinde ülke çapında başlatılan komünist avından çıkalı daha 10 yıl bile olmamış bir ABD’den bahsediyoruz. Hepimizin malumu olan ve günümüzde de devam eden ırkçılık sorunu da cabası. Cinsel yönelim mi? Ondan neredeyse bahsedilemiyordu bile.

Star Trek: The Original Series

Star Trek: The Original Series

Star Trek’de Her ne kadar mürettebatın lideri bir beyaz olsa da yine de kadroda afro-amerikan bir kadın olan Uhura, bir Japon olan Sulu ve bir Rus olan Chekov’un da olduğu bir ekibin bir arada çalıştığını görmek o dönemin ABD’si için devrim gibi bir şeydi. Star Trek çeşitlilik içeren mürettebat geleneğini daha sonraki yıllarda yayınlanan 4 farklı Star Trek serisinde de aynen sürdürmüştür.

Star Trek’i sırf bu yüzen ayrı bir yere koyun, hatta hala izlemediyseniz ve başlamaya niyetiniz varsa hazırladığım rehbere bir göz atın:

Star Trek Başlangıç Rehberi

Şimdi düşündüm de, başlamaya niyetiniz yoksa bile yine de bir göz atın…

Bu yazı, "Geek Terminoloji" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar