Geek Terminoloji – Fan Service Nedir?
Kıssadan Hisse
Genelde hayran ve izleyici arasındaki fark, fan service tartışmalarında kafa karıştırır. Vatandaşın kafa karışıklığından prim yapmaya çalışan iç mihrakların oyununa gelmeyin diye burada büyük resmi göreceğiz ve büyük oyunu bozacağız. İstisnasız her ticari kültür ürünü izleyicinin bir şekilde hoşuna gitsin diye yapılır. Bu izleyici dediğimiz meret de malum sabit bir şey değildir, takribi 20 yıllık dönemler içinde birincil olarak teknolojik ve ikincil olarak sosyal dinamiklerle değişir (Bu açıdan bakınca Tim Burton Batman’i ile Nolan Batman’i arasında 16 sene olması tesadüf değildir). Genel izleyiciyi hedefleyen kültür ürünlerinin de bu yönde değişim yaşaması normaldir. Kalkıp da çağa ayak uydurmaya çalışan üreticilere bok atmanın lüzumu yoktur. Yeniden yapılanma çabasının sonucu kötü çıktığında, muhafazakar ve tepkisel tavırlar takınıp “YEA KURCALAMA DEDİK DİNLEMEDİN AL BOZULDU İŞTE!” demenin kimseye bir faydası yoktur. “Birader film çekmişsiniz de bak filmin kendi içinde böyle böyle tutarsızlıklar var, yakışmıyor.” demek gerekir.
Uzak Doğu
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım; hakikaten fan service’in bokunun en hızlı çıktığı yer Anime’dir. Batının ucuz roman kapaklarıyla başlayan 70-80 yıllık evrimsel sürecine Japonya 15-20 yılda devrimsel dönüşümle yetişmiş, hatta bir baş boyu öne geçmiştir.
Mevzuya ilk olarak seksenler ve doksanlarda ergen erkeklere hitap eden çizgi roman ve çizgi film yöneticileri uyandı, çünkü ergen erkekler bu tip etkilere karşı çok hassastır. Mesela o çağlara ait bir fabl oluşturalım:
Haşimoto-senpai, Bir Çizgi Roman Dergisi Editörü: Ya birader iki hafta önce deli gibi sattık, bu hafta normal sattık. Kouhai hele bir getir de bakalım iki hafta önce ne basmışız?
Kurama-kouhai, Ofisin Ortacısı: Hemen getiriyorun senpai… İşte bunu bastık:
Şimdi ben de Haşimoto abinin yerinde olsam ben de dergimde daha çok memeli cyborg isterim. Bunun üstüne zaten olayın boku çıkıyor. Örnek olarak 92 yılından kalma robotlu uzaylı bir anime hayal edelim. Estetik olarak önce gelen Legend of Galactic Heroesdan etkilenmiş, duygusal ve düşünsel olarak sonra gelen Neon Genesis EVAngelionu etkilemiş olsun. Öyle bir mizansen olsun ki, ana karakterlerin çaresizliğe düştüğü, dokundukları yerin çürüdüğü karanlık bir anda, grubun lideri komutan Freeman aşırı gerginken, Grubun ponçiği Milly hanim kızımız komutandan papara yememek için yan yan ortamdan kaçızlamaktadır. Komutan Freeman kafayı kaldırıp “Milly bi gel bakayım.” der. Milly hanım kızımız yakayı kaptırmanın paniğiyle aniden doğrulur ve fizik kurallarını ağlatan bir animasyon zorlamasıyla bir saniye için uçusan eteğinin altundan masumiyet abidesi beyaz pamuklu donu görünür.
Doğal olarak bu anlattığım olay farazi bir olay değil TEKKAMAN BLADE isimli bayağı da glorious bir animede geçen olay. Aşağıdaki özene bezene kestiğim videoda şahit olabilirsiniz. ULAN NE ALAKA. ARKADAKİ DUYGULU MÜZİKTEN DE Mİ UTANMADINIZ?
Ne alaka olduğu belli , sahne olup bittikten yarim saniye sonra televizyon başındaki ergenlerin kafasına dank edecek. “LAN MILLYNİN KALBİ KADAR MASUM BEYAZ PAMUKLU DONUNU GÖRDÜK LAN!” diyecekler. Kablo televizyon ve VHS kaset devrinde olayın efsanesi okullarda, atari salonlarında kulaktan kulağa yayılacak, onun yarattiği gazla VHS kaset satişi artacak.